DEVLET GİBİ “DEVLET”

Türkiye gerçekten de çok kritik dönemden geçiyor. Gerek bizim medyamızda gerekse de dünya medyasında konuşulan hiçbir konu yoktur ki içinde Türkiye geçmesin. Dış siyasette de iç siyasette de. Aslına bakıldığında iç-dış siyaset her dönemde olduğu gibi şu ortamda da birbirini çok ilgilendiriyor. Öyle ki iç siyasi gelişmeler dış siyasi gelişmelerin de bir anlamda yönünü belirliyor.  Sonuçta iç siyasetin pozitif yönlü ilerlemesi demek dış siyasette de Türkiye’nin elinin daha da güçlenmesi demek…

Muhafazakar-milliyetçi cepheden bakıldığında, iç siyasette pozitif gelişmeler oluyor. Birleştirici-bütünleştirici… Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı DEVLET BAHÇELİ geçtiğimiz pazartesi günü çok önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile siyasetin geleceği, ittifak konularında herhangi bir görüşmenin olmadığını söylese de bu konuda açık bir kapı bırakarak, ileride istenirse bir görüşmenin olabileceğini söyledi.

Bahçeli ittifakın mümkün olabileceğini ancak bunun yasal bir zemine oturtulması gerektiğini de belirtmeyi ihmal etmedi. Bu durumu katıldığı bir tv programında Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy da belirtmişti. Siyasi partilerin arasındaki ittifakın söz konusu olabilmesinin maddeler arasında yer alması gerektiği de belirtildi.

Bahçeli, baraj konusuna da değinmeyi ihmal etmedi. %10 barajının çok yüksek olduğunu, bunun daha makul bir seviyeye çekilmesi gerektiğini belirtti. Bunu ifade ederken de bu söyleminden Milliyetçi Hareket Partisi’nin barajı aşamama korkusunun olmadığının da altını çizdi. Burada bir analiz yapalım. Milliyetçi Hareket Partisi’nin şayet baraj konusunda bir sıkıntısı yoksa endişelenmesine de gerek yok. Zira barajın %10 seviyesinde tutulmasında başka nedenler olduğu kanaatindeyim. En önemli nedenlerinden birisi de HDP. Çoğulcu demokrasi, Kürtler de mecliste temsil edilsin vs. denildi, HDP meclise girdi, noldu, ertesi gün olaylara başladı. Kaldı ki HDP’nin Kürtlerin gözünde değerini yitirdiği şu ortamda barajın bu seviyede kalması öyle zannediyorum ki yerinde olacaktır. Siz bakmayın Batı kafalıların çok dediğine. Türkiye’nin bulunduğu konjonktürde bulunsalar onlar daha yüksek seviyelere çıkarırlar eminim ki… Kısacası Bahçeli bu konuda müsterih olmalı… Bu sağduyulu millet gerekeni yapacaktır. Yalnız nacizane görüşüm ittifak olmalı. Zira sonradan görme birileri daha var, o da İP…

Konuşmasında özellikle muhafazakar-milliyetçi kesimin gönülleri fetheden çıkışı da Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda oldu Bahçeli’nin. Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Milliyetçi Hareket Partisi’nin aday göstermeyeceğini, Anayasada beraber hareket ettiği parti ile birlikte yine birliktelik içerisinde olunacağını ifade etti. Yenikapı ruhuna da bağlı olduğunu bir kez daha tekrarladı.

Eminim ki Bahçeli’nin o konuşması herkesi duygulandırmıştır. En azından yüreği bu topraklar için atanları. Tüm şer odaklarının  Türkiye’ye her yönden saldırdığı şu ortamda böyle bir siyasi birlikteliğin sağlanması bizi çok memnun ettiği kadar aynı derecede dışarıda bekleyen Akbabaları da endişelendirmiştir.

Devlet Bahçeli yaptığı bu açıklamayla kapıyı aralamıştır, şimdi asıl iş iktidar partisine düşmektedir. Bu yönde atılacak adımların bir an önce atılması, açılan bu kapının sonuçsuz kalmaması gerekmektedir.

Bu işin manevi boyutunu da cumaya bırakalım… Selam ve dua ile…