Osmanlı Devleti tasfiye olduktan sonra, emperyalist güçler Anadolu coğrafyası üzerinde yeni bir devlet yaratmaya çalıştılar. Yeni kurulan Türkiye’nin siyasi karnesi bu güçler tarafından yazılmış, izleyeceği politikalar Türkiye’nin dışında gelişmiştir. Biz yazılan bu karneye seksen sene boyunca uyduk, riayet ettik.
Fakat Türkiye son yıllarda bu reçeteyi yırtıp atmak, artık bu çarkın dişlisi olmak istemedi. Kendi çarkının olmasını istedi. Bu ABD’nin de İngiltere’nin de coğrafyamız üzerindeki planlarını alt üst etti. Yeni planlar, projeler gerekliydi.
FETÖ denen alçak yapı bu projenin bir ayağıydı. Aynı Hz. Osman döneminde Ümeyye Oğullarının devlet kadrolarına kendi adamlarını yerleştirmesi gibi FETÖ de devletimizin bütün bürokratik kadrolarına sirayet etmiş, devleti ele geçirmiştir. Buradan şunu da söyleyelim. Eğer 15 Temmuz yaşanmasaydı biz bu pislikleri bu derece temizleyemezdik kardeşim. Gerçek budur, her şerde bir hayır vardır dedikleri budur.
FETÖ denen alçak yapı amacına ulaşamayınca Türkiye’nin dış mihraklara verdiği her atağa karşı terör örgütlerini devreye soktular. Dikkat edin Beşiktaş’taki saldırıda polisler, Kayseri’deki saldırıda da askerler hedefti. Son zamanlarda POLİS-ASKER birliğine karşı gelmekti. Kayseri son derece muhafazakâr, devletine milletine sahip çıkan bir ilimiz ve aynı zamanda askeriyenin önemli bir alanı da burası.
Oyun bu kadar büyük. Birileri Türkiye’nin kendi belirlediği çizgide gitmesine, mazlumların hamisi olmasına karşı. Bir yandan Suriyeli kardeşlerimize Ensar duygusuyla yaklaşmamız, bir yandan Uluslararası boyuta varan, kitlesel katliamların sahne olduğu Suriye’de kalıcı barışın sağlanması için çırpınan bir Türkiye var.
Çanakkale Savaşı’nda en çok şehit Halep’ten geldi, Şam’dan geldi. Bugün ise dünyanın gözü önünde harap olmuş durumda Halep. Eğer bugün bu mücadeleyi vermezsek o şehitlerin hesabını veremeyeceğiz.
Devletimizin imtihanı bu kadarla da kalmıyor, terör belasıyla da mücadele ediyor. Burada milletimize büyük bir sükûnet düşüyor. Çok yorulduk belki aynı hadiseleri yaşamaktan. Ancak İlk İslam devleti Hz. Peygamber tarafından daha çetin bir mücadele sonucu kurulmuştu bunu da unutmamak lazım.
Bizde bu azim ve kararlılık oldukça, bu inanç ve iman oldukça kimse bizim karşımızda duramayacaktır. Bu topraklar şehitlerimizin kanıyla yoğrulmuştur. İnancımız ve mücadelemiz bu yönde oldukça bu kararlılıktan bizi kimse alıkoyamaz.
Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Mezhebi meşrebi fark etmez…
İBRAHİM YAVUZ