11 Eylül saldırısıyla ABD devlet başkanının deliye dönüp çılgınlık nöbetleri geçirdiği bir sırada ‘’Haçlı Savaşları başlamıştır’’ ilanıyla tüm NATO müttefiklerini de bu savaşa katılmaya zorlamasıyla ahlaksız bir işgal tam 20 yıl sürdü. Bu, ABD tarihinin en uzun savaşı idi. Güya ABD ve NATO Afganistan’a ‘’demokrasi’’, ‘’özgürlük’’ ve ‘’barış’’ getireceklerdi. Yirmi yıl içinde Afganistan’a getirdikleri sadece; kan, kin, zulüm ve barbarlık oldu. Geride On binlerce ölü, yaralı, yakılan yıkılan, yağmalanan ve kaos içinde bir ülke kaldı. Nihayet devlerin küçümsediği karıncalar vatanlarını fillerden kurtardılar. Afganlılara demokrasi getirecek olan sahte kahramanlar arkalarına bile bakmadan kaçtılar. ABD ve NATO karıncaların karşısında bozguna uğradı. Getirecekleri demokrasi başka bahara (Pardon! Başka bir işgale) kaldı.
Kendisini yenilmez Roma İmparatorluğu zanneden ABD’nin ortaya koyduğu zulmün faturası İki Trilyon Dolar’a mal oldu. İngiliz, Kanada, Almanya vs. NATO koolisyon ortaklarının bu zaman içinde harcadıkları miktar ne kadar onları pek bilen yok.
Resmi açıklamalara göre; ölen İşgalci ABD askeri 3000, yaralanan ve sakat kalanların sayısı gizlendiği için bilinmiyor. ABD’nin yetiştirdiği paralı Afganlı askerlerden ölenlerin sayısı; 4000 olarak söyleniyor. Yaralı ve sakat kalanların ne kadar olduğunun gerçek rakamları ise; kamuoyundan gizleniyor.
Vatanlarını savunurken ölen Afganlı direnişçilerin, masum sivil halkın, yaşlı çocuk ve kadınların sayıları işgalcilerin umurunda bile değil. Onlar ABD ve NATO askerlerinin yanlarında getirdikleri kedicik ve köpekleri kadar değerleri yok. ‘’En iyi Afganlı ölü veya öldürülen Afganlıdır’’ felsefesinin neticesi budur çünkü. 20 yıldır aralıksız süren bu vahşeti dünyadaki ‘’İnsan Hakları Kuruluşları’’, ‘’Hukukçular’’, ‘’din adamları’’, ‘’Ahlak ve karakter sahibi aydınlar ve politikacılar’’ da görmedi veya ABD süper şeytanına ters düşmek için görmek istemediler.
ABD Başkanı Biden; yetiştirdikleri Afganlı 300 bin paralı asker, polis ve sahte demokrasi oyunlarıyla Afganistan’ın başına getirdikleri kukla devlet başkanlarının hiç bir direniş göstermeden Taliban birliklerine ülkeyi 11 günde terk etmelerine de sitem etmeyi unutmadı. Yani; ‘’maymun gözünü açtı, kuklalar uyandı, paralı askerler ihanet içinde olduklarının farkına vardı’’ diyemedi. ABD Ordusu CİA’yı, CİA ise Biden’i, Biden’de Afganlı paralı askerleri suçlayarak 2 Trilyon Dolarlık hezimetin faturasını birbirlerine yıkmaya çalışıyor. Tabi; ‘’Hatayı ve suçu gelin etmişler, ama; kimsenin kabul etmediği ‘’ gibi herkes topu başka birine atıyor.
İkiyüzlülüğün ve yüzüstü bırakmanın, vefasızlığın, aldatma ve kandırmacanın, her türlü puştluğun başrolünü oynayan işgalci batı devletlerinin yöneticiler utanmadan sıkılmadan, ‘’ Eğer bir millet kendi vatanlarını savunmak için savaşmıyorsa, biz niçin onlar için savaşalım’’ diyerek bozgun ve hezimetlerine kılıf aramaya çalışmaları ise; ayrı bir utanmazlık ve pişkinlik örneği olarak sırıtıp duruyor.
Adama sorarlar; ‘’Sizler 10.000’lerce km uzaktan Afganistan’ı işgale gelerek 20 yıldır masum bir milleti ve yurtlarını yakıp yıkıp tarumar ederek mi demokrasi ve özgürlük getireceksiniz’’ diye. Çaresizlikten dolayı sizden aldığı maaş karşılığı sana asker ve polislik yapan Afgan halkının namus ve şerefini, vatanını ve milletini 1 maaş karşılığı satabileceğini size kim söyledi? İadeli taahütlü ABD’den tayin edip gönderdiğiniz Afganistanlı lejyoner yöneticileri mi ?
Hangi cephe ve tarafta olursa olsun Afganlı bir Müslümanın namus ve şerefini, vatan ve dinini, ahlak ve özgürlüğünü para karşılığı satmayacağını kibirli haçlı işgalciler hariç herkes bilir. 20 yıldır bu milletin tepesine milyonlarca bomba atarak, korkutup esir alacaklarını zannettiler. Roma İmparatoru Sezar’ın Roma’yı baştan sona yaktığı ve teslim aldığı gibi, ABD ve ortakları da Afganistan’ı ateş denizinde boğarak ele geçirmek isterken bu milletin Haçlı değil Müslüman bir milleti olduğunu hiç dikkate almadılar. Büyük İskender’in, İngiltere İmparatorluğu’nun, Sovyet İmparatorluğu’nun ciddiye almadığı gibi çakma Roma imparatorluğu olan kibirli ABD’nin de aynı yanılgının faturasını ödedi.
Ey batılı emperyalist işgalciler!
Afganistan’ı yakmak yıkmak ve mahvetmek, insanlarını öldürmek için harcadığınız 2 Trilyon doları ülkenin altyapısı, kalkınması, sanayisi, sağlık ve eğitimi için harcasaydınız bu ülke insanı bugün iş ve aş bulmak için yollara düşmez, size lanet etmez, teşekkür ederdi. Nice katliamların faili olduğunuz bu ülkeden kaçarakken bu millet size ‘’Hoda hafez’’ Güle güle der, kibarca ülkenize, evinize uğurlardı. Ama siz, insanlığı değil vahşeti ve katliamı, onuru ve şerefi değil vahşeti ve şerefsizliği tercih ettiniz. Şimdi de korkudan gece karanlığında cesetlerinizin üzerine basarak arkanıza bakmadan kaçıyorsunuz. Cehenneme kadar yolunuz var.
Eğitilen Afganlı paralı asker ve polislerin 20 yıldır bu topraklarda yapılan zulmü gördükten sonra zalimlerin safında yer alacağını, onların katliamlarına ortak olacağını düşünmek ahmaklığın ötesinde aptallığın zirvesidir. Mazlumun aklıyla alay eder, ona ihanet edersen, onu yarı yolda bırakıp kendi can derdine düşer, tasını tarağını toplayamadan sessizce kaçarsan, masaya ağır bir hesap ödemek zorunda kalırsın. Bu ABD ve batı emperyalizminin ilk işgali, ilk vefasızlığı, ilk kalleşliği değil. Kamboçya’da, Vietnam’da, Somali’de, Irak’ta, Suriye’de, Asya’da, Güney Amerika’da ve Afrika’daki işgal ettikleri ülkelerde de aynı ahlaksızlığı, vefasızlığı yapıp kendileriyle birlikte yürüyen insanları kendi kaderlerine terk edip yüzüstü bırakıp gittiler. Hain ve fahişeye güvenilmediği kadar, batıya batılıya güvenilmeyeceği bir daha tescil edilmiştir.
Batı medeniyeti her zaman demokrasi ve insan hakları adına yola çıktığını iddia eder. Pratikte ortaya koydukları işgal, sömürü, katliam, yıkım, talandan ve faşizmden ibaret bir vahşet örneğidir. Uygar barbarlığın temsilcisi batı medeniyeti bunun için çağımızın da Firavunizm’idir.
Alem’ e insanlık, adalet, özgürlük ve bağımsızlık getirecek tek kurtarıcı; İslam’dır. Dünyanın her yerinde modern haçlılar, çağdaş Romalılar firavun düzen ve sistemleriyle, ekonomi ve ordularıyla İslam Güneşinin doğuşunu engellemeye çalışsalar da; Kafirler ve münafıklar istemese bile Allah nurunu tamamlayacak ve İslam güneşi karanlığın üzerine doğacaktır.
Allah cc dilerse; ‘’Karıncalar; filleri devirir’, ‘’Kuşlar; Ebrehe Ordusunu’’ yener, her Firavun için bir Musa, her Costantinepolis’i İSTABUL yapacak bir Fatih gönderir. Yeter ki biz; o ordu ve kumandana layık askerler olalım. Allah’ın cc gösterdiği Hak ve hakikat yolundan ayrılmayalım. Peygamber izini izleyelim.
Arif Altunbaş, Haber 7