SINIRLARIMIZ

Birinci dünya savaşından sonra emperyalist ülkeler tarafından çizilen islam ülkelerinin suni sınırları hiç bir zaman bizim tabi sınırlarımız olmamış ve olamaz da.

Bu sınırlar içine hapsedilen batı güdümlü, ulusalçı devletler ve hükümetler de biz müslümanları topyekün temsil etme özelliğine ve gücüne de sahip değildir.

Müslümanlar arasındaki sınırları ancak Allah cc belirler. Batılı düşmanlarımız ve yerli münafıklar bizim aramızdaki sınırları ve mesafeleri, hukuku ve münasebetleri belirlemeye yetkili değil. Bunları yapmak onların ne üzerimizdeki hakkı ve ne de haddidir.

Biz müslümanlar kendi adımıza, kendi kararlarımızı, özgür ve bağımsızca kendimiz vermek zorundayız. Batılılar ve ülkelerimizdeki ikiyüzlü ,münafıklar tarafından yönetilmeye, denitilmeye ve yönlendirilmeye mahkum değiliz.

Biz müslüman kardeşlerimiz ve mazlumlarla aramıza sınırlar çizmeye/çizdirmeye değil düşmanlarımızla aramıza sınırlar çizmek, mesafeler koymak ve onlara karşı uyanık olmak zorundayız.

Biz batının ve batılın standartlarına göre değil islam medeniyet ve kültürünün ölçülerine, emir ve yasaklarına göre hayatımızı, ülkemizi, ülkümüzü ve milletimizi dizayın ve tanzim etmek zorundayız.

Ne kadar batılılaşır isek, o kadar batıllaşırız.Ne kadar islamileşir isek o kadar müslümanlaşırız.Pislikten, kötülükten, inkardan uzak durmak yetmez. Hak ve hakikatin rengine boyanmak, bayrağı altında toplanmak gerekir.

Kim, Allahın çizdiği sınırlar içinde kalırsa özgürleşir. Kim, Allahın sınırlarını aşarak özgürleşmek ve bağımsızlaşmak isterse kendi köleliği için mücadele eder, savaşır.

Bizim için Allah cc YAR, O’nun sınır ve ölçüleri de tüm beşeri ölçü, sınır, krallara karşı sığınılacak biricik diyardır. Her konuda bizim sınırlarımız Allah’ın kulları için çizdiği sınırlardır.