Aydın Aydın
İslam dini önceki ve şimdiki zaman sınırlarını dikkate alarak söylüyorum; dünyanın hiç bir yerine Kur’an’ı Kerim yoluyla gitmiş değildir.
İslam’ın ilk defa gittiği her yere, müslümanlar gitmeden, oraya Kur’an’ı Kerim götürülmesi de ilkesel olarak yasak idi.. Üstelik zaten ortada götürülecek herhangi bir Kur’an’ı Kerim kitabı da yoktu.
Düşünün ki Hz Osman devrine kadar Kur’an’ı Kerim henüz “kitap” halinde değildi ve ilk hali ile de henüz tek kitap idi. Çoğaltılması ve İslam beldelerine kitap olarak gönderilmesi ancak elli altmış yıl sonraya tekabül eder.
Bu zaman içinde ulaşılan İslam sınırları bugünkü İslam sınırlarından daha geniş idi.
Yani İslam dünyada hiç bir yere ilk olarak Kur’an ile gitmedi her yere müslümanlar yoluyla gitti.
Bu bilgiler neyi ifade eder?
Diyorlar ki Kur’an’ı Kerim apaçık bir kitaptır ve hal böyle iken ortada Kur’an varken insanların dini bir başkasından öğrenmesi ve o öğrendiğine din diye itibar etmesi şirktir ve bu şekilde Müslümanlık Müslümanlık değil “aduvullah= Allah’a düşmanlık” olmaktadır..
Şimdi düşünün bakalım.. verdiğim bilgiler bir hakikat olduğuna ve o bilgiler aleyhine tek söz bile soylenemeyecegine göre… Eğer bu arkadaşların dediği bir hakikati ifade ediyorsa; bu hakikate göre peygamberimiz efendimizden sonra dunyanin herhangi bir yerinde ve zamanında herhangi bir müslüman hiç yaşamış mıdır? Yaşamış ise bu nasıl mümkün olmuştur.
Yaşamamış ise biz şu anda Kur’an diye 1450 yıldır hiç bir müslüman koruyucusu olmamış bir kitaba mi inanacağız?
Arkadaşlar kendilerine diyelim bir milyon km kare içinde bir milimetre kare bile bir haklilik alanı bulup da söyleyebilirler ise kesinlikle masumdurlar ama bu bir milimetre karelik bir haklilik alanı dahi gösteremeden kendi dediklerini söylemeye devam ederlerse kimse kusura bakmasın da dinleri adına tepeden tırnağa yalan soyleyen bir yalancı konumuna düşerler ki bu durumda onlarin dinine İslam demek asla mümkün olmaz.
…