Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

NEREDE O ESKİ SAMANLAR VE ZAMANLAR

Aydın Aydın

Eskiden yol azığı olmadan kimse yola çıkmazdı. Yollar uzun ve her yolun gidişi varsa gelişi, gelişi varsa gidişi de vardı.

Tren yolları da öyleydi. 

Öyleydi ama karayolu gibi hem gidiş hem geliş aynı anda olmazdı.  Giden varsa gelen, gelen varsa giden, olduğu yerde geleni ve gideni beklerdi. 

Böylece her yol en az iki kat fazla bir zamanda gidilir veya gelinirdi.

Yaaa… işte böyle.

İzmit’ten Erzincan’a en erken 36 saatte giderdik. 48 saat değil 72 saat süren yolculuk da yaptım ben. 

Hem de nerede?

Arada… Aralarda..  Koridor denilen yerlerde.,

Numara ve kompartman yok. 

Aralarda da insanlar neredeyse ustuste idi. Bir birine dokunmadan durabilmek bir lukus durumu, tuvalette biraz fazla durmak bir kaçamak idi 

Tuvaletler de tıkanmış vaziyette. Tıkanmış ve dolmuş. Nevale sallanıyor ve yaylanıp duruyor.

Ama yani…  Kimsenin dolar yükseliyor derdi yoktu. Piyasa diye kimsenin bir bilgisi de yoktu.

Vardı belki ama milletin böyle bir derdi yoktu.

Ekmek arasına bir katık bulursa yerdi, yoksa ekmeğini çantasından çıkarıp yerdi.

Şimdi maden faciası diye mansetlerde olan İliç’da tren istasyonu saman yüklü vagonlarla doluydu. Boşaltımı yapılmış saman balyaları yol boyu istif halindeydiler.

Bölge o günler hayvancılık yapardı. Hayvancılığı da taşıma saman ile yapardı. 

“Şu Dağlar demirdendir” türküsü oraların dağları için söylenmişti sanki… Dağlar demir yığını gibiydi. Üstünde ne ot ne başka bir şey .. Bildiğin demir veya kül rengi kayalıklar yığını..

Kolunda sandığı ile ekmek arası sucuk satan insanlar Sivas Erzincan arasında vagonlar arasında mekik dokurdu. Ben alıp yiyemezdim ama yiyenlerin kokusundan biz de fayda görürdük.

İnsanlar hem iştahla yiyorlar hem “eşek etinden yapıyorlar bunları” diyorlardı.

O zamanlar Türkiye çok zengindi. Hızlı tren kazası falan da olmazdı.

Zaman bol ve yollar uzundu. 

Kadınların etekleri de uzundu. Kısa olan öğretmenlerin kullandığı sopa idi. En uzun sopa iki buçuk karış kadardı.

Eğitim çok kaliteli idi. Köy yollarında sadece yayalar yürürdü. Araba geçecek diye bir tehlike yoktu. Yolun ortasından yürür, okula böyle gider ve gelirdik..

Ders de çalışmazdık. Öğretmenleri dinleyerek sınıfı geçerdik. 

Neden böyle derseniz, okula gidiş geliş süresi çok uzundu ve evde ışık yoktu. Yoksa tembellikten falan değildi ders çalışmamak.  İnsanlar olarak çalışkandık. Çok çalışkandık da çalışacak işimiz yoktu.

Ama yani mutluyduk. Rejim cumhuriyet, devir demokrasi devriydi. 

Ben ortaokulda okurken başbakan asılmıştı. Biz köyde çamaşırları badlara (çalı çırpı) asarken devletimiz başbakanı ipe asmıştı.

Çok güzel günlerdi o günler. Başbakanın asıldığı gün bayram ediyorduk. Özgürdük.

 Hürriyet sadece bir gazetenin adıydı.

Aydın Aydın *

Tüm Yazıları →
Aydın Aydın

Ayrıca Bakınız

MİLYONLUK TAKILAR NİYE TAKILIR?

Aydın Aydın İnsanlar milyonluk kol saati, kol düğmesi, yüzük vb niye takar? Gösteriş merakı falan …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir