Bu yazımızda, kutup ayılarının nasıl avlandıklarını anlatacağım.Bunları nereden bildiğimi sorarsanız: Çok emin değilim ama,İhsan Süreyya Sırma’nın bir kitabından okuduğumu sanıyorum. Anlatılana göre,kutup ayıları,sadece derileri için avlanırlarmış. Derileri de eğer,delinmeden ve kesilmeden elde edilebilinirse kıymetli imiş. Bu yüzden de,kefereler,bu hayvanları derileri delinmeden avlayabilmek için özel bir yol bulmuşlar. Ayı avcıları,ayıların bölgesine,her tarafı kesici çıkıntılarla düzenlenmiş ve üzerine de kan bulaştırılmış bir alet koyuyorlar. Ayı,kan kokusuna geliyor ve kan gördüğü nesneyi yalamaya başlıyor. Ayı,bulduğu kanı yalayınca,dili kesiliyor ve kendi dilinden başlıyor kanamaya: Ama,ayı kendi dilinin kesildiğinden ve artık kendi kanını yaladığının farkında değil.Yaladıkça yalıyor: Yaladıkça da kendi kanını yalamış oluyor. Sonunda da,kendisi,sürekli kan kaybettiği için,karnı kanla dolu olduğu halde,kansız kaldığı için yığılıp kalıyor. Avcı da,bundan sonra devreye giriyor: kansız ve mecalsiz kalmış ayıyı,istediği şekilde,kesip,biçiyor ve en kıymetli olacak şekilde ayının derisini elde etmiş oluyor. Düşünün de bakın: Bütün İslam Coğrafyası,hemen her yerde aynı kaderi yaşıyor.Yani,ayıların kaderi yaşanıyor. Önce,ortaya,”kan” diye bir fitne saçılıyor. Herkes,fitnenin bir şekilde tarafı oluyor. Sonra,”ilk kan” dökülüyor. Devamında,ikinci kan,sonra üç ve sonra binlerle ifade edilen kanlar…Aktıkça akıyor. Sonunda,toplum,kan dökmekten; kendi kanını dökmekten,”kansız” kalıp,mecalsiz bir şekilde düşüyor. Neticede de,avcılar devreye giriyor ve avcılar,parsalarını topluyorlar. Şimdi,Suriye’ye bakınız. Dökülen kanlar,hangi taraftan olursa olsun,”Suriyeli” kanı değil mi?.. Daha,cepheli ve çerçeveli düşünülürse,dökülen tüm kanlar,İslam Coğrafyasının ve islam Milleti’nin kanı değil mi? Keza,Türkiye toprakları üzerinde dökülen kanlar: Kimin kanı olduğu önemli değil: İster,PKK’lı veya ister Kürt veya ister Türk kanı veya asker kanı…İster dağda veya ister ovada…hangi kimlikle olursa olsun: Dökülen kanların hepsi “Türkiyeli”nin ve daha geniş manada İslam Coğrafyasının ve İslam Milleti’nin kanı değil mi? Dökülen kanlar; Milleti kansız bırakacak bir yekune ulaştığında,kansız kalacak ve mecalsiz olarak düşecek olan “biz” değil miyiz? İşte bu yüzden: şu anda,kime karşı nefret duyduğunuz ve bu nefretinizle kendinizi ne kadar haklı saydığınızı bir kenara bırakın ve şu soruyu sorun: -Nereye gidiyorsunuz? Kan,tatlı geliyor: Öfke baldan da tatlı diye…Haklı değilsiniz. Ayı,kendi kanını ne kadar iştahla yalıyorsa,derisinin yüzülmesi o kadar yakın olacaktır. O kanı,hiç yalamasa,sapasağlam ayakta kalacağını,ayılara kim anlatacak?
Ayrıca Bakınız
TÜRKİYE NEREDE OLACAKTI ?
Aydın Aydın Lozan da bütün düzen, “Türkiye diye bir devlet, coğrafyada, evet, olacak ama bu …