Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Bütün risklere ve önümüzdeki olası olumsuz gelişmelere rağmen, Ukraynanın bir kısmını, Kırımın tamamını işgal eden ve şimdi de güney sınırlarımızdan bizi tehdit etmeye başlayan Rus ayısına karşı gereken cevap ve tavır gerekli bir dil ile verilmiştir. Ülkemiz ve milletimize de yakışan böyle bir asil duruştur.
İçimizdeki bazı aklı evvel ve çok bilmiş aydınların (!), Baas muhibbanı solcu ve ataistlerin, İran ve Hizbullah yanlılarının hiçte hoşlanmadığı bu durum, Türkiye ve ülkemize gönül bağlayan kardeş ve dostlarımızın bu günü ve yarını için bir güvence niteliğindedir.
Nasıl ABD güvenilir olmayan bir müttefik (!) ise, Rus da güvenilmeyen ve güvenilemeyecek adi bir dosttur (!).
Israrla uyarmamıza rağmen sınırlarımızı ihlal ve tehdit etmeye devam eden şımarık bu ayı yavrularına gereken cevap verilmeseydi, Rus azgınlığı ve taşkınlığı daha ileri noktalara gidebilirdi. Bizi daha zor durumlara düşürebilirdi.
Dost ve düşman herkes haddini bilmeli, bilmeyenlere de gerektiğinde böyle haddi bildirilmelidir. Ne Amerikadan ve Avrupadan dost, ne Rusyadan ve Safevi İrandan dost olmaz. Özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız için bunu hiçbir zaman unutmamalıyız. her yanımız düşman ile çevrili. Dört bir yanımızda puşt zulası kol geziyor.
Biz işte bunun için, ”YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE”, ”YENİDEN iSLAM MEDENİYET VE KÜLTÜRÜNÜN İNŞA VE İHYASI HEDEFİMİZDİR” diyoruz.
Ne Ortadoğuyu bir kan gölü haline çeviren ABD hegemonyasına, ne iki yüzlü batı emperyalizmi politikasına, ne vahşi Rus yayılmacılığına, ne sinsi İran fitnesine bu topraklarda geçit yok! Hala bizi anlamayanlar, anlamak istemeyenler anlasınlar! Bilmeyenler bilsinler ! Duymayanlar duysunlar! Biz, kendi coğrafyamızda kimseye operasyon yaptırma niyetinde değiliz.
Kendi topraklarını ve hudutlarını savunamayan bir devlet, dost ve kardeşlerini nasıl savunabilir? Kendi Coğrafyasına sahip çıkamayan bir ülke nasıl olur da bölgede lider bir ülke ve devlet olabilir?
Kıytırık meselelerden dolayı AK Parti iktidarına ve Erdoğan liderliğine karşı çıkmayı vatan, millet ve din müdafası haline getiren bazı müslümanlar, hangi bahanelerin ardına sığınırsa sığınsınlar büyük ve tarihi bir yürüyüşe sahip çıkmamanı vebal ve hesabını Allaha karşı verirler. Bu yürüyüşe karşı çıkmanın bir bahanesi yoktur, olamaz da…
Radikal islamcılık, şuculuk buculuk, cemaatçilik, dernekçilik, vakıfçılık, particilik ve daha bilmem necilik taassubiyetine teslim olarak ümmetin birlik ve beraberliğinden dem vurmak, ortaya fikir, düşünce ve eylem olarak bir eser koyamamak kuru bir hayal ürünü ve ayağı yerden kesik uçarı sevdalardan öteye geçemeyen boş veya güdük uğraşlar olduğunu artık herkes anlamalı. Teferruatlarda boğulmadan öze, ruh derinliğine, temel esaslara giden hedeflere yönelmelidir.
İslam medeniyet ve ihyasının yolunda insan yetiştirmez, zamana ve mekana sahip çıkmaz, hakim olamaz isek, daha çok rus uçağı sınırlarımızı zorlar ve hatta, birgün tepemize bombalar bile yağabilir.
Afganistan, Irak, Suriye, Ukrayna, Kırım, Karabağ bugün gözümüzün önünde en büyük bir ibret atlası değil mi?
Ortaasya bu vurdum duymazlık ve uyuşukluğun, bu iç sürtüşmeler ve kardeş kavgasının bedelin 100 yıllık Rus işgali ile daha yeni ödedi.
Atalarımızın; ” Ayıdan post, Rus’tan dost olmaz” sözü altın bir küpe olarak hepimizin kulaklarında asılı durmaya devam etmelidir.
Düşürülen sadece bir savaş uçağı değil, Rusya’nın yüzündeki o sahte dostluk maskesidir.
Savaş uçağının düşürülmesiyle Rus ayısının gerçek yüzü ortaya çıktı.
Putin Pinokyosunun yalan söyledikçe uzayan o gururlu ve kibirli burnu kırıldı.
