Zafer Gençosman
ERDOĞAN her mahalleye iki çeşme yaptırsa, bunlardan birinden yağ, diğerinden bal aksa , her önüne gelen buradan istediği kadar parasız, sorgusuz sualsiz alsa. Yese içse .ıçsa, oynasa gülse eğlense bu ülkede bazı insanlar var ki, yine de ERDOĞAN’ a oy vermez .
Onların parti pırtı ve hizmet mizmet diye bir derdleri yok. Onların iflah olmaz kronik hastalığı ve bu hastalığın meydana getirdiği sendromların başında İslam ile Türkiye düşmanlığı gelir.
Olmaz ya. Eğer; ERDOĞAN içki içs, karı kızla alem yapsa, kumar oynasa, her türlü ahlaksızlık ve şerefsizliği yapsa, İslami değerlere sövse, ERDOĞAN’ dan iyi lider ve mükemmel insan olmaz. Birçok alçak, hırsız, sahtekar onun heykelini dikmek ve ona öykünmek için yarışına girer.
Nitekim, AK Partinin içinde de az da olsa böyle yalaka, sahtekar ve zıvanadan çıkmış tipler çıktığında, Başkan Erdoğan onların defterini hızlıca dürüp, yaptıkları mumdan Erdoğan heykellerini kendi elleriyle onlara kırdırıyor. Gerçek ve tabi lider odur ki, hayatta iken hizmet yarışında eser üstüne eser diker Başkan Erdoğan gibi. Boş bulduğu alana heykel dikip onlara tapınma ve tapındırma ritüelleri organize etmez.
Amerika’sından Rusya’sına, Almanya’sından Japonya’ sına kadar sabit fikirli yerli münafıklar ve ülke düşmanları hariç herkes bilir ki, sayın cumhurbaşkanı ve onun siyasi hareketi olmasaydı ülkemizin bugünkü siyasi ve ekonomik durum ve hali yerlerde sürünüyor olurdu. Yunanistan’dan beş beter olurduk. Birçok insan Erdoğan’ın karşısına utancından aday olmaya bile çıkamaması gerekirdi. Ama nafile, yüzsüzlük, arsızlık, utanmazlık ve karaktersizliğin yerlerde süründüğü ülkemizde ne kadar da çok karaktersiz politikacı ve onların taraftarları yamuk insan var ülkemizde.
Erdoğan düşmanlığı siyasi bir rekabet, farklı bir aksiyon, vatan ve millete hizmet yarışı değil, emperyalizme ve düşmanlarımıza hizmet ve uşaklıktan öteye geçemeyen sığ sularda yetişen sazanlık haline gelmiştir.
Milletimizin kahir ekseriyeti bu hakikati anlamış ve sandık başına gidince gereğini de hakkıyla yerine getirmekten geri durmuyor. Taşı gediğine koyup, her ne olursa olsun yine de oyunu doğru ve dürüst olana veriyor. Yüzsüzlerin suratına Osmanlı şamarı gibi yapıştırıyor tokadını teneke kafalı göbeğini kaşıyan (!) vatandaş .
Düşmanlıklarına inat ve ısrarla devam edenler her seçimde yedikleri darbe ile sarsılıyor ama, bir türlü kin ve nefretlerinin bağımlılığından kurtulamıyorlar. Ne diyelim; nefretinizle geberin!
‘’İnsanlar yalan söylemek zorunda kaldıkları kimselerden nefret ederler’’ Viktor Hügo