Roma İmparator Neron (MS, 54-68) Romayı yakarak ‘’Zalim’’ ünvanını aldı. Trampta aynı yolu izleyerek Kudüsü ve Filistini ateşe atıyor. Neron gibi o da ZALİM olarak anılmaktan kutulamayacak…
Güçlü olmak ile haklı olmak her zaman farklı şeylerdir. Güçlü olduğu için kendini haklı zanneden insandan daha aciz ve zayıf, daha korkak ve güçsüz yoktur.
Amerika Afganistanı işgal etti. Ülkede yakmadığı yıkmadığı yer, katletmediği insan bırakmadı. Devasa askeri saldırılar ve tedbirlerle orada hala barışı sağlayamadı. Sadece, o coğrafyada ABD’ye karşı yükselen kin, nefret ve öfkenin gelecek nesillere aktarılmasında başarılı oldu.
Sahtekarlıkla Irakı işgal edip orada milyonları katletti. Irz ve namusuna tecavüz ettiği insanların haddi hesabı yok. Ülkenin işgal etmediği, sömürmediği yeraltı ve yerüstü kaynağı kalmadı. Her yer baştan sona harebeye döndü.
Suriye tarihinin en kanlı savaşlarını yaşıyor. En adi oyun ve tezgahların savaş alanı. Ülke yerle bir olmuş durumda, iç barıştan bahsetmek mümkün değil. Herkes diğerinin düşmanı ve rakibi. Arada bedel ödeyen ise Türkiye.
İsrail, ‘’Büyük İsrail ideali’’ peşinde her fırsatta bir adım daha ilerliyor.ABD’nin sınırsız desteğini alarak bölgedeki işgal ve hegemonya savaşını kesintisiz sürdürüyor.
Irakı çiğneyip ezip geçen Amerikanın bölgenin enerji kaynaklarını en ucuz ve emniyetli yoldan Kuzey Suriyeden Akdenize ulaştırma çabasının başarısızlığa uğraması karizmasını çizdi.ABD ve İsrailin oluşturmak istediği ‘’Kürt Koridoru’’ ile Akdenize ulaşamaması iki devletin bölgedeki hegemonyal hesaplarını da alt üst etti.
Tarmp’ın seçim sırasında Kudüsü İsrail’in Başkenti olarak tanıyacağına dair verdiği söz siyonist lobileri memnun etmek adına islam dünyasının öfkesini üzerine çekme pahasına yerine getirildi. Kuruluşundan bu yana hep İsrailin arkasında olan ABD’nin bu hareketi sürpriz olmadı. Bu onun Ortadoğuyu dizayn etme oyununun ilk adımı idi.
Ortadoğuyu yeniden dizayn etmek için İran, Suriye, Türkiye, Katar vs. ülkeleri karşı cephe de, İsrail ile gizli ve açık dostluk bağı bulunan Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Kuveyt, Bahreyn, Fas vs. gibi ülkeleri de dost cephesinde görerek bölgemizde yeni bir fitne ateşi yakmaya hazırlanıyor. Yarım kalmış Kürt Koridoru sevdası için terör örgütü PKK ve yandaşlarını silahlandırılıp eğiterek onları yeniden vesayet savaşları cephesine sürecek.
Tramp’ın Kudüs’ü İsrailin başkenti olarak tanıması yıllardır ABD’ nin masasında bekleyen, uygun bir zaman ve zamini kollayan bir dosya idi. Bu işi ancak Tramp gibi dengesiz bir lider yapabilirdi. Ve o da onu yaptı.
İslam ülkeleri hiç bugünkü kadar aciz olmadı. Hiç bu günkü kadar ABD ve İsraile zağarlık yapmadı. Hiç bu zaman ki kadar islama, müslümanların hak ve hukukuna ve islam coğrafyasına karşı ilgisiz ve duyarsız kalmadı.
Batı emperyalizmi bir kısım İslam ülkelerini yanlarına alarak, kimilerinin de yemlerini vererek onları susturup dilsiz şeytan haline getirdi.
Kudüsü ve Filistini işgal eden İsrail olsa da onu her zaman koruyan ve kollayan batılı ülkelerdir. Ama bu işgale zemin hazırlayan ve bu işgalin gerçekleşmesinde onları cesaretlendiren, onlara fırsat tanıyan İslam ülkelerinin acziyeti, becereksizliği ve bir araya gelemeyişleridir.
Kudüs’ü savunmak, Kudüs’e sahip çıkmak tüm dünya müslümanları olarak bir olmakla, iri olmakla, diri olmakla, güçlü bir ümmet olmakla ve bu ümmet bilincini bir yanardağ gibi yüreğimizde taşımakla olur.
O zaman; kimse gelip senin toprağına, şehrine, ülkene, insanına yan gözle bakamaz. O zaman; kimse senin Kudus’ünü işgal etmeyi ağzına bile alamaz.