Aydın Aydın
İslam’da şu var mı veya bu var mı soruları bana hep acayip gelir.
Niye öyle gelir izahı güçtür ama bu tür soruların İslam’ı parçalayan bir aklın ürünü olduğunu düşünürüm.
“İnsanda kulak var mı?” Sorusu ne kadar ziyade ise böyle sorular da bana öyle gelir.
İnsanı tanıyan “insanda kulak var mı?” Diye sorar mı? Sormaz. Sorsa ne lazım gelir diye düşünürseniz, ona öncelikle insanı anlatmaniz gerekecektir. İnsan bilinirse insanın kulağı var mı sorusu gereksiz kalacaktır zira
Böylece demiş olalım da şimdi diyelim ne diyecek isek.
Şöyle….
Dün bir arkadaş ile konuşuyoruz da arkadaş dedi ki:
-Ya adamın telefonunun ekranında gavs dedigi adamın resmi var. İslam’da öyle bir şey var mı?
Uzun konuştuk ama özetle dedim ki:
-Bakın… Sizin gibi bir adamı bile nasıl etkiliyorlar. İnsanların her birinin telefon ekranında kimler var kimler… Kimisinde güya sevgilisinin, kimisinde hatunun veya kocanın, kimisinde herhangi bir artiz veya artistin, kimisinde hatta bilinir bilinmez bir fahişenin veya otlakci bir kepazenin resmi vardır. Onlara kimsenin sesi çıkmaz ve buna dünya ve insanlık hali deriz… Fakat iş bir garibin kendi şeyhine veya hocasına geldiğinde İslam’da bu var mı tavrına geçeriz. Farkında mısın neden şikayet ettiğinin?
Ne denir ki?
Devam ettim:
– Düşünün ki kimi kitap okurken görseniz ona ne ve hangi kitabı okuduguna bile bakmadan aferin dersiniz. Lakin birisini Kur’an okurken görseniz “Ölülere mi okuyorsun?” Veya “Anlamadığın kitabı niye okuyorsun?” Deriz ve bu sözlerle de çok akilica konuştuğumuzu düşünürüz.
Ve sonunda da dedim ki:
-Kendimizi çok akıllı ve uyanık sanıyoruz değil mi?
Maalesef Türkiye’de şu anda en yaygın akıl böyle bir akılsızlık. Bu akılsızlığın kaynağı da bu soz ve tavırların çok kişi tarafından tekrar ediliyor oluşudur. Yani bir mekanizma çalışıyor ve insanlar bu mekanizmanın bir aleti durumunda oluyorlar.
İnsanların dünyasının taklitler dünyası olduğu bir gerçek.. Bu gerçeklik sadece inanç dünyası için düşünülür ama nerede insanlık varsa orada da inanç taklitciliginden daha ziyade akıl ve akılsızlık taklitciligi mevcuttur.
İnanç mensupları kendilerinin mukallit olduğunu bilir ve kendilerinden daha güzelin muhakkik olduğuna da inanır. Ancak akıl ve akılsızlık taklitciligi hiç de böyle değildir. Zira o akla veya o akılsızlığa göre ondan daha güzeli yoktur. Hatta onun dışında güzel de yoktur.
Umarım anlaşılmıştır.
Uyan uyan
Uyan derin uykudan
Uyan uyan.