KUR’AN-I KERİM’İ HERKES ANLAR MI?

Aydın Aydın

Böyle bir soru İslam tarihi boyunca muhtemelen hiç sorulmamıştır.

Şimdi ise cevabı en çok aranan bir soru oldu.

“Anayasayı herkes anlar mı?” Diye soran yok. “Tıp kitaplarını herkes anlar mı?” Diye soran da yok.  “Herkes falcı olabilir mi?” diye soran bile yok. 

Ama “Kur’an’ı Kerim’i herkes anlar mı?” diye herkes soruyor. 

Anlamaz diyenin Müslüman olma hakkı ve hatta yaşama hakkı bile yok. İlla ki “Anlar… Herkes anlar” denilecektir.

Böyle midir?

…..

Kur’an-ı Kerim’i herkes okur ve herkes her kitaptan bir şeyler anladığı gibi Kur’an ı Kerim’den de mutlaka bir şeyler anlar.

Zaten Kur’an’ı Kerim tefsirlerinin hepsinin giriş kısımlarında Kur’an’ı Kerim’in nasıl bir kitap olduğu anlatılır ve “Kur’an’ı Kerim dünyanın en cahil insanına konuştuğu gibi en âlim insanına da, en âlim insanına konuştuğu gibi en cahil insanına da illa ki konuşur” diye yazar. 

Ancak, elbette, cahilin anladığı ile âlimin anladığı bir biri ile aynı değildir. Zira bizzat Kur’an’ı Kerim, “Bilenler ile bilmeyenler bir değildir” diye söyler. Kur’an’a da illa itibar gerekir. Yani bilenlerin başka, bilmeyenlerin başka anladığını bilmek ve özellikle de böyle inanmak gerekir.

O halde, “Kur’an apaçık bir kitaptır” ilahi kelimesini ilmin ve alimlerin itibarsızlaştırılması şeklinde kullananlara mümin kulların hiç bir şekilde itibar etmemeleri ve din yolunda, illa ve illa alimleri ve öncelikle de mezhep imamlarımızın yolunda gitmeleri mutlak anlamda elzemdir.

Başkaya itibar yol bilmemek anlamına gelir.

Anayasa 82 maddelik Türkçe bir metindir ve Türk milletinin onayı ile yürürlüktedir. Yani, kurala ve kurama göre anayasa anlaşılır bir metindir ve Türk milleti bu metni anlayarak kabul etmiştir.

Ama…. Dikkat ederseniz yasama organı olan TBMM de bir kanun kaç türlü şekilde anayasal denetimden geçiyor ve anayasaya tamamen uygunluğu gözetilerek kabul edildiği halde, her kanun kural olarak anayasa mahkemesi denilen mahkemenin önüne “acaba uygun mu?” diye götürulebiliyor.

Yani bu ne demek?

Anlayın işte…. 

Önündekini görmek, görülen şeyin her şeyini bilmek ve anlamak anlamına gelmiyor.

TBMM nin bilmediğini AYM bilir.