Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

Üçüncü dünya savaşı…

Suriye iç savaşı, Gezi olayları, Mursiye yapılan darbe, 17-25 Aralık darbe girişimleri, IŞİD’in hortlatılması, Kobani olayları, Ukraynadaki iç karışıklıklar, Kırımı işgali, Doğu Akdenizde Türkiye ile GK.Rum yönetimi, Yunanistan, İsrail, Mısır arasındaki münhasır bölge gerilimi… Ve dahası…
Cumhur Başkanı Tayyip Erdoğan şahsında batının Türkiyeyi itibarsızlaştırma propagandaları, iç politikada çıkarılan zamansız, anlamsız ve maksatlı gerilimler, içte ve dışta Barış sürecinin sabote edilme girişimleri ve diğerleri…
Bunların hiçbirisi birbirinden bağımsız, kendiliğinden gelişen olaylar değil. Hepsinin birbiriyle uzaktan yakından bir ilişkisi var. Hepsinin arkasında belli çıkar odakları duruyor. Egemen güçler her zaman olduğu gibi oyunu kendi bildikleri usul ve tarzlarda oynuyorlar.
Bu arada masum çocuklar, yaşlılar, günahsız insanlar ölüyormuş, bir ülke baştan sona yıkılıp yakılıyormuş, iç savaşlarla 50 yıl geriye gidiyormuş, oluk oluk kan akıyormuş, yüzbinlerce insan katlediliyormuş… bunlar oyun kuran ve oynayanların zerre kadar umurunda değil. Varsa yoksa onların çıkarları asıl olandır.
Adı konmamış bir 3. Dünya savaşını yaşıyoruz. Savaş her cephede bütün gücü ve şiddetiyle devam ediyor.
Dünyadaki güç dengelerinin bozulduğunu, dünyaya nizam vermeye çalışan süper güçlerin etkinliklerinin kırıldığını, ülkelerin parçalanıp sınırlarının yer değiştirmeye başladığını görüyoruz.
‘’BM’nin yapısının değişmesi gerekir’’ çıkışıyla mevcut dünya sisteminin bozukluğuna en büyük vurgu yapan Türkiyenin Batılı güçlerin hedefi haline geldiğine şahit oluyoruz.
Ortadoğuda gelişen olaylar ve savaşlar küresel aktörlerin stratejik enerji kaynaklarını ve koridorlarını ellerinde tutmak için verdikleri savaşın ne kadar acımasız ve sert geçtiğini görüyoruz. Bütün bu iğrenç oyunlar gözlerimizin önünde cereyan ediyor.Değişmesi öngörülen iktidarlar, yöneticiler, ülke ve sınırlar bu stratejiler doğrultusunda karar veriliyor.
Türkiye güçlendikçe halkmızla birlikte islam alemi de uyanıyor. Kendi ülkemiz, kardeş ve komşu ülkeler haklarına ve hukuklarına sahip çıkıyorlar. Londra, Paris ve Washingtonda hazırlanan işgal ve sömürü odaklı projeler artık ülkemiz ve bölgemizde eskisi gibi kolayca uygulanma olasılığı zorlaşıyor.
Bu konu da, ‘’Topraklarımız ve bölgemizde kimseye operasyon yaptırmayız’’ diyen bir Türkiye iradesinin varlığı global oyuncuların sinir uçlarına dokunup onların huzurlarını bozuyor.
15 Mayıs 1919 da Anadoluyu Yunanistan’a işgal ettirerek Türkiyeyi bir müddet oyalayan batılılar, bu arada Osmanlı topraklarını paramparça yapıp böldüler. Başlarına da kukla yöneticiler getirerek küçük aşiret devletleri kurdurdular.
Bugün batılıların Ortadoğuyu aralarında bölüp parçalama ve yeniden şekillendirme projeleri eskisinden daha zor ve imkansız bir hale geldi.
Küresel aktör olma yolunda ilerleyen Türkiye hem dışarıdaki rakip ve düşmanlarını, hem de içerdeki batılı taşeronları rahatsız eder hale geldi. Ve bu rahatsızlık bundan sonra da artarak devam edecek…
Bölgemizdeki işgal ve sömürü palanlarını kendi batılı kurallara göre oynayanlar, bu oyunların tesirsiz hale getirildiğini bir gün mutlaka görecekler.
Bu savaşta galip gelecek olanlar Allahın ipina (Kur’ana) sarılan, Allahın taraftarı olan, Hak, hukuk, adalet ve insanlık adına islamın cephesinde dimdik duranlar olacaktır..

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Bir Seçim Fırtınası ardından… (3)

Arif Altunbaşİlk defa yarım asır sonra CHP nasıl Türkiye’ nin en büyük partisi olarak kara …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir