Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

ADAY ADAYI

Sevgili aday adayı kardeşlerim.

Sizlere min gayri haddin (haddim olmayarak) birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum.

Ki, ne büyük bir şeye talip olduğunuzu, bir daha düşünme fırsatınız olsun.

Öncelikle büyük bir fedakârlık örneği göstererek aday adayı olduğunuz için sizleri tebrik ediyorum.

İnşallah mazbatayı alıp meclise gireceğiniz günleri de görürüz.

Bu yazı;

önce milletin arasından,

sonra aday adayları,

sonra adaylar arasından süzüle süzüle meclise girecek kardeşlerimizi nelerin beklediğini hatırlatmak için kaleme alınmıştır.

Aday adayı kardeşlerim de, bunları dikkate alarak yarışmaya devam etsin istedim.

BURASI NORVEÇ MECLİSİ DEĞİL

Öncelikle Sayın vekilimizin seçildiği meclisin bir İZLANDA bir NORVEÇ Meclisi olmadığını bilecek.

Dünyanın belki de en muhataralı bölgesinde vekillik yapacağının idrakinde olacak.

Burası izole edilmiş steril bir ülke olmadığı,

Farklı dil, din, mezhep, bölge ve kültürün bir arada yaşadığı ülkenin temsilcisi olduğunu bilecek,

Söylediği her sözün ağırlığını,

Dost meclislerinde yaptığı şakaların burada geçmediğini bir sözünün bile siyasi hayatına mal olabileceğinin farkında olacak.

ŞAMPİYONLUK

Eskiden işler biraz daha kolaydı.

Mücadele ettiği partinin bu ülkede lider olması için gayret etmesi yeterli idi.

Ama şimdi öyle değil.

Ülkemizin artık amatör kümede mücadele etmediğini, dünya şampiyonası için mindere çıktığının farkında olacak.

BEYAZ KIL

Bugüne kadar yaşadıklarının bir yanılsamadan ibaret olduğunu bilecek.

Yani kazın ayağının farklı olduğunu, ak sütün içindeki beyaz kılı biz görmesek bile o görüp bizi uyaracak.

İNGİLİZ MEDYASI

İşlerin medyanın gösterdiği gibi yürümediğini bilecek.

Medyaya bakıp kanaat sahibi olmayacak.

Medya sizin fikir ve görüşlerinize bakıp haber yapacak.

Buna örnek olarak İngiliz medyası ve onların yerli işbirlikçileri ile birkaç gündür yaşadığımız köşe kapmacayı örnek verebilirim.

IŞİD i kuran İngilizler bir yandan onlara eleman gitmesine göz yumuyor.

Ne göz yumması, teşvik ediyor…

İngilizler Avrupa’dan IŞİD e eleman gönderme işini organize ederken, suçu da TÜRKİYE ye yıkmaya çalışıyor.

İşbirlikçi medya da hazır ya!

İddiayı İngilizlerin istediği gibi haberleştiriyor.

Ancak İngilizlerin unuttuğu bir şey var.

Bizim hala amatör kümede top koşturduğumuzu zannettikleri için, deşifre olacaklarını tahmin edemediler.

Bizimkiler, İngilizlerin kurduğu oyunu çuval gibi kafalarına geçirince işbirlikçi yerli medya sus pus oldu.

İşte sayın vekilim böyle durumlarda iş size düşecek.

Bunların çevirdiği dolapları çıkıp tek tek anlatacaksınız, gözümüzü açacaksınız.

1- IŞİD kimdir neyin nesidir kim kurdu hepsini bizim kahve köşelerindeki konuşmalarımız gibi değil, diplomatik bir dille anlatacaksınız. İngiliz ne demek istediğinizi çoktan anlar merak etmeyin.

2- Alttan IŞİD e eleman gönderirken üstten aynı gücün bunları bombaladığını…

3- Böylece Avrupa’da yetişmiş ihlaslı Müslümanları kandırarak cepheye sürüp orada öldürmek suretiyle kurtulurken, geride kalan Avrupalı Müslümanların da töhmet altında kalıp, suçlu muamelesini gördüğünü bize anlatacaksınız.

Bütün bunları medya yazar mı?

Tabii ki, yazmaz.

Çıkıp anlatacak gözümüzü açacaksınız.

Peki, bunun bedeli olmayacak mı?

* Olacak!

Onu en son söyleyeceğim.

KİTAP KÜLTÜR ÖZEL HAYAT

Yaklaşık 150.000 kişiyi temsilen mecliste bulunacağınıza göre, sizin en az 150 kitap okumuş biri olmalısınız.

Bu kitapların arasında siyaset ilminin başucu kitaplarından birisi olan ‘’El Ahkamus-Sultaniyye’’ yi okumuş olmalısınız.

Farabi nin ‘’Medinetül Fazıla’’ sı,

İbn-i Haldun’un ‘’Mukaddimesi’’ si

Platon’un ‘’Devlet’’ i

A.Hamdi Tanpınar’ın ‘’Huzur’’ unu okumuş,

Şeyh Edebali’nin Osman Beye tavsiyelerini başucu yapmış,

Mecelle’in bir kısmını ezbere bilmeniz lazım.

Teşkilat çalışmasını,

Parti disiplinini,

En doğru olduğunu bildiğiniz anda yutkunup susmayı,

Gayri meşru haller dışında,

Lidere tabi olmayı bileceksiniz.

Sayın vekilim!

Bütün bu koşturmalar içinde artık özel hayatınızın olmayacağını söylememe gerek yok herhalde.

Sadece sizin mi?

Hayır!

Aile efradınızın da artık özel hayatı kalmayacak.

Bunun garantörü de sizsiniz.

Yapamayacaksanız, ailenize söz geçiremeyecekseniz, işin başında iken vaz geçin derim.

İş bu kadarla da kalmayacak.

Bundan önceki hayatınız da hin-i hacette kullanılmak üzere mercek altına alınacak.

Kritik oylamalarda, memleket meselelerinde, (katılacağınız oylamaların hangisi memleket meselesi değil ki?) bu geçmişiniz getirilip önünüze konacak.

Aday adayı olurken bu geçmişinizi bir daha düşünün!

Uykusuz geceler geçireceksiniz.

Meclisin sıra kapaklarına kapanıp kestirmeniz size çok görülecek.

Sizin o yoğun çalışma temponuz bile,  ‘’Vekillerimiz uyuyor!’’ Suçlamasıyla medyaya servis edileceğini unutmayın.

Seçmenleriniz sizi ziyarete gelecek.

Onların bürokratik işlerini, hastane, tayin vb. problemlerini çözecek, sonra meclis lokantasında ağırlayıp ücreti siz ödeyeceksiniz.

Buna rağmen aynı medya ‘’Vekillerimizin lokantasındaki tarifeler ne kadar ucuzmuş..’’ Diyerek aynı seçmene sizi gammazlayacak.

‘’Olur, mu canım böyle şey?’’ Demeyin.

Ülkesini başka ülkeye gammazlayan ahlaksız bir kısım medya var…

Sizi seçmene gammazlamış çok mu?

SATRANÇ

Bütün bunları göze alıp meclise girdiniz diyelim.

Siyaset sahnesinde oynayacağınız satranç çok farklı olacaktır.

8*8 lik 64 kareli satrancı unutacaksınız.

Önünüze 24*24 lük 576 karelik bir satranç tahtası gelecek.

Eski taşları da unutacaksınız.

Önünüze fil yerine gergedan,

At yerine katır gelecek…

EVET-HAYIR

Satranç aynı satranç olmadığı gibi, dışarda bildiğiniz ‘Evet’ ve ‘Hayır’ lar da aynı olmayacak.

Meclisteki birçok ‘Evet’ aslında ‘Hayır’ dır. ‘Hayır’ da ‘Evet’tir.

Örnek olarak, bir parti çıkıp ‘Biz özgürlüklerden yanayız, demokrasiden yanayız…’’ diyecek. Katiyen inanmayın.

O sadece kendi müntesiplerine özgürlük istiyor.

Demokrasi, laiklik vs. isteyenler de aynı şekilde…

Her kes kendi anladığı Demokrasi, laiklik ve özgürlükleri istiyor. Bu kelimelerin sözlük anlamına bakıp sakın aldanmayın.

Devletler de öyle.

‘’Biz teröre karşıyız!..’’ diyecekler. Sakın inanmayın.

‘’Kör olası hanede evladı iyal var’’ deyip, diplomatik ciddiyetinizi muhafaza edeceksiniz.

Yoksa her kes biliyor;

ABD nin, İsrail’in, İngiltere’nin, Almanya’nın terörsüz bir dünya istemediğini…

Terörün silah, para, eğitim ve medya destekçilerinin bizatihi kendileri olduğunu bilecek ama ‘boğaz dokuz boğumdur’ deyip susacaksınız.

Ta ki, sırası gelene kadar…

Sırası geldiğinde, o zaman gereğini yapacaksınız.

Her doğru bildiğinizi her yerde söylemeyeceksiniz!

Bunu bir-iki örnekle açıklamaya çalışayım

DENİZ BAYKAL

Deniz Baykal’ın başında bulunduğu parti 1 Mart tezkeresine ‘Hayır!’ dedi ya.

O tarihten sonra Deniz Baykal’ın başı bir türlü beladan kurtulmadı.

ABD Deniz Baykal’ı harcamak için sinsi planlar geliştirdi.

Ve ilk fırsatta da harcadı.

Neden?

Çünkü ABD o partinin böyle ‘’Milli’’ bir duruş sergileyeceğini beklemiyordu.

İktidar partisinin ‘Hayır’ Ana muhalefetin ‘Evet’ demesi gerekirdi ama tam tersi oldu.

Türkiye büyük bir badireyi ‘Evet’ le ‘Hayır’ın yer değiştirmesi sonucunda atlattı.

LOĞOĞLU ve NAZLIAKA

Peki, bu kanıya nasıl vardık?

Deniz Baykal’ın Genel Başkanlıktan nasıl uzaklaştırıldığına girmeyeceğim.

Ancak ABD ye ‘Hayır’ diyen bu partinin üst üste ABD ye gidip özür dilediğini,

Ülkesini defalarca ABD ye şikâyet ettiğini biliyoruz.

En son bu partinin dış politikasına yön veren milletvekillerinden Loğoğlu ve Nazlıaka ABD dış işleri bakanına bir mektup göndererek, yine ülkemizi şikâyet etmiştir.

Şimdi siz kalkıp o partinin ‘Hayır’ dediğine bakıp ‘Evet’ ini görmezseniz, ak sütün içinde beyaz kılı görmemiş olursunuz.

TABUREYE TEKME ATMAK

Böyle milli bir duruş sergileyip karşılığı olmayacak mı diye sormuştum.

Şimdi cevabını veriyorum.

Temennimiz olmaması…

Ama olacak şekilde hazır olmalısınız.

Siz ülkemizi böyle fedakârca temsil edip de, sizi rahat bırakacaklarını mı zannediyorsunuz?

Her türlü entrika ile karşılaşabilirsiniz.

Hatta bir gün:  (Hafazanallah-Allah göstermesin)

‘’Ya canınız, ya devletiniz’’ diye, iki seçenekten biri ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Böyle bir durumda Kelime-i Şahadet getirip başınızı giyotine veya kimsenin çekmesine fırsat vermeden, tekmeyi tabureye vurmayı göze alıyorsanız, ‘’Oylarımız size helal u hoş olsun!’’ deriz.

Yarışmaya girecek tüm aday kardeşlerime üstün başarı dileklerimle.

Yolunuz açık olsun.

Emin Batur

Emin Batur *

Tüm Yazıları →
Emin Batur

Ayrıca Bakınız

ESKİ CUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER VE EMEKLİLER

Emin Batur Sadece  Bu fotoğraf karesini görmek için bile   Bir ömür boyu  Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a destek …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir