Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

BU SİYASET SENİ HAK ETMEDİ SAYIN DAVUTOĞLU!

Sayın Başbakan Davutoğlu’nun görevi bırakıyor olmasının yankıları sürüyor. Seveni sevmeyenleri bu şekilde görevi bırakıyor olmasına anlam veremiyor. Siyasetin yalamaları kendilerince Davutoğlu’nun hatalarını ve eksiklerini bir bir sıralıyorlar ve hak etti demeye getiriyorlar. Bu ayrılışın konuşulacak çok tarafı vardır. Lakin bazı olaylar olduğu anda değil; sonuçları ortaya çıktığında daha doğru anlaşılacaktır. Bu da zamanla olacaktır.

Türkiye’de siyaset cumhuriyetin kuruluşundan beri kirlidir. Hiç kimse temizlik iddiasında bulunmasın. Ali Şükrü Bey’in Çankaya’da öldürülmesi ve cesedi meclis bahçesinde sırf öteki muhalifler de görsün ve akıbetlerinin nereye varacağını anlasın diye günlerce sergilenmişken hangi temiz siyasetten bahsedeceksiniz. Ali Şükrü Bey cinayeti ile başlayan siyasi kirlilik son demde Sayın Başbakan’ın görevi bırakmasına değin sürmüştür, sürmeye de devam edecektir.

Türkiye’de kirli siyaset temiz bir başbakan’ı ve ailesini hak etmemiştir. Layığımızı bulduğumuzu kabul edelim. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın gelmiş, geçmiş en temiz başbakanı, en dürüst başbakanı elbette Sayın Davutoğlu’dur. “Sayın Başbakan adam gibi adamdır ve iyi adamdır. İyiler gitseler de, ölseler de asla kaybetmezler; onların kaybettiğini zannedenler kaybederler de bunun farkına bile varamazlar.”

Türkiye’de siyaset kirlidir dedik, doksan yıllık kirliliğin on yılda, on beş yılda temizlenmesini beklemek elbette mümkün değildir. Zira siyasetin kurallarını iyi insanlar belirlemediği müddetçe de bu kirlilik devam edecektir. Bundan dolayı Türkiye’de siyaset ve biz, temiz insanlar eliyle yönetilmeyi tam manasıyla hak etmemişiz demektir. Bunun için mevcut siyaset anlayışı Sayın Başbakan’ı hak etmemiştir ve gitmiştir. Reis ise bu kirli siyasetin hakkından geldiği ve gelebildiği için bulunduğu makamlara gelmiştir. Siyasetin hücrelerinden, kılcal damarlarından geldiği için her türlü kirli anlayışlarla nasıl mücadele edebileceğini de bilmiştir. Ve reis bir kurbandır, ikinci bir kurbana gerek olmadığından Davutoğlu’nun bu kirlilik içerisinde eriyip gitmesine müsaade edilmemiştir. Olaya bir de bu açıdan bakmak gerekmektedir.

Davutoğlu meselesi aile içi meseledir. Birileri Davuoğlu sevici olmuşlar, kendilerince Reis’e giydirmeye kalkıyorlar. He ya verin gazı biz de birbirimize düşelim. Yemezler, biz bu oyuna gelmeyiz. Siz Davutoğlu’nun hiçbir şeyini sevmediniz. Siz onun gidişini ve gidişinin oluşturacağını beklediğinin kırılmaları sevdiniz fakat avucunuzu yalarsınız. Size bu meseleden de ekmek çıkmayacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışından cumhuriyetin ilanına kadar dört başbakan görev yapmıştır. Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay ve Ali Fethi Okyar. Mustafa Kemal’in sağlığında sadece İsmet İnönü altı kez başbakanlık görevine getirilmiş ve götürülmüştür.  Davutoğlu üzerinden Reis’e sıfat yakıştırmaya kalkanlar öncelikle bu durumu izah etmelidirler. Beş kez görevden alınan İsmet Paşa neden altıncı kez göreve getirilmiştir. Altı kez başbakanlığa getirilen İsmet İnönü’nün çocuklarına Mustafa Kemal’in miras bırakmasını nasıl izah edeceksiniz. Dünyanın neresinde başbakan çocuklarına bir başka siyasetçinin miras bırakması diye bir şey vardır. Öncelikle onun akrabalarını bir bulun bakalım… Siz önce bunu dürüstçe izah edin de ondan sonra Davutoğlu’nun görevi bırakmasını değerlendirin. Hatta siz Davutoğlu’nu bırakın da girdiği iki seçimden birinci parti olarak çıkmayı başarmış, ikinci seçimde tek başına iktidar olacak şekilde yüzde elliye yakın oy alma başarısını göstermiş, gerektiğinde de adam gibi bırakmasını bilmiştir. Siz girdiği dokuz seçimi kaybeden ve kaybetmeye namzet, koltuğuna da sülük gibi yapışmış olanların durumunu konuşun. Bir önceki genel başkanınızın gidişini hatırlayın, Davutoğlu’nun gidişine bakın. Gelen genel başkanınızın nasıl geldiğine bakın, gitmemek için nasıl da entrikalar çevirdiğine bakın. Davutoğlu’na bakın da onur neymiş görün.

Siz ne yaparsanız yapın, biz sizin zihniyetinizi ve tıynetinizi iyi biliriz. Kazanımlarımız için verilen mücadeleyi ve bu mücadeleyi vereni asla unutmayız ve ihanet etmeyiz. Ellerinizi ovuşturmanıza, kınalar yakmanıza fırsat vermeyeceğimizi bilin. Bu ülke, her ne kadar kirli siyasetin arenası haline getirilmiş olsa da, tamamen temizlenmesi yıllar alacak olsa da size terk edilmeyecek kadar kıymetlidir. Bunu da böyle bilesiniz.

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir