Hayatın her alanında başarılı olabilmek için doğru adımı doğru ve dürüst insanlarla atmak gerekir. İyi niyetli güzel işler; iyi insanların, dürüst insanların, ihlaslı insanların birlikteliğinden ve aynı ideallerden, aynı sevdadan, aynı davayı ve aynı heyecanı kuşanmaktan feyizlenir ve bereketlenir. Her türlü sivil hareketin başarısının arkasında bu ilke yer almaktadır. Davan ne olursa olsun; ister batıl ister hak, samimiyetin ve sadakatin oranında başarılı olursun. Ne yazık ki birilerinin batıl davalarına olan sadakati, bizim hak davamıza olan sadakatimizin üstündedir. Ondan sonra da dövünüp dururuz, niye olmuyor diye.
7 Haziran milletvekili seçimleri öncesinde aday adayları ile ilgili olarak bir takım kaygı ve endişeler dile getirildi, yukarılara mesaj olarak iletildi. Sonuçta baktık ki aşağılara, sivil toplum kuruluşlarına aday adayları ile ilgili bir takım soruların sorulması hiçbir şeyi değiştirmemiş. Siyaset kurumu bildiğini okuyor. Sayın başbakanın bölgemiz ile ilgili danışmanı arıyor ve adayları soruyor. İyi tanıdığımızı bildiklerimizle alakalı kanaatlerimizi söylüyoruz. Özellikle kayıtlara geçsin diye üzerine basa basa söylediğimiz olumsuzluğun önde gidenleri listenin başlarında yer alabiliyor. Ondan sonra da niye böyle oldu diye soruyorlar.
Niye mi böyle oluyor?
Üstüne basa basa diyoruz ki bu adam Fetocu, bunu listeye koymayın. Dinlemiyorsunuz.
Büyükşehirlerdeki belediyelerinizin ihalelerinin aslanpayını yşine Fetocular alıyor, dinlemiyorsunuz.
Büyükşehir, şehir ve ilçe belediye başkanlarınızın çoğunun yardımcıları tescilli fetoculardan ve gezicilerden oluşuyor, dinlemiyorsunuz.
Garibanlar, gerçek ihtiyaç sahipleri beklerken tescilli Fetocular belediyelirinizde iş sahibi olabiliyor. Buna bir son verin diyoruz, dinlemiyorsunuz.
Bu iş emniyeti, milli eğitimi, genel kurmayı Fetoculardan temizlemekle bitmez. Asıl belediyelirinizi temizlemeniz gerekir. Askeriyeden temizlediğiniz duyuluyor, Polisten temizlediğiniz duyuluyor, milli eğitimden temizlediğiniz duyuluyor, belediyelerde temizlediğiniz neden duyulmuyor. Çünkü sahipleri belediye başktanlarınız. Siz yukarılarda bağırın çağırın, sayın Cumhurbaşkanımız adeta tek başına bu İsrail beslemeleriyle mücadele etsin, başkanlarınız ise sahip çıksın. Birine dokunmaya kalksan kaç milletvekili, kaç bakan araya girecek. Sizi herkes duyuyor da bir türlü şerefli (!) belediye başkanlarınız duymuyor. Hani her şeye hayırcı MHP’liler var ya inanın onların iktidar olmasına bile gerek yok. Sizin belediye başkanlarınız sayesined onlar zaten iktidarlar. Hem sövüyorlar, hem sövüyorlar… Önce oralara bir el atın. Siz oraları temizlerseniz, millet neyi nasıl temizleyeceğini çok iyi biliyor.
Genel Kurmay personel alacağı zaman muhatabının yedi geçmeşini büyük bir titizlikle araştırıyor. Eh ufak bir olumsuzluk gördüğünde üstünü çiziyor. Bu işlerde “gelin alıyormuş” hassasiyeti göstermek gerekiyor. Sonra dönüşü olmuyor. Milletvekili aday belirleme sürecinde de bu hassasiyetlerin gösterilmesi gerekiyor.
Asalaklar, parazitler leş kargaları gibi partinize üşüşüyor, bunu görmüyor musunuz? Allah korkusu olmayanın vekillikte ne işi var?
Aç gözlü, dünyanın tüm ihalelerini verseniz gözünü doyuramayacağınız hırsız müteahhitlerin partinizde ne işi var.
Ahlaki zaafiyetleri olanların, elinden kadehi düşürmeyenlerin, hafif meşrep insanların partinizde ne işi var?
Ben kazanayım da gerisi ne olursa olsun diyen aymazların partinizde ne işi var?
Partinizi Fetocu asalaklardan temizlemek isterken başka asalaklara yer vermenin ne alemi var?
Allah adı ile aldatılmaktan bıkmadınız mı?
Ne zaman uyanacaksınız?
Yeni Türkiye için biz varız da; siz uyanmaya var mısınız?
Ömer Naci YILMAZ