Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

PSİKO DRAMATİK “HAYIR” HASTALIĞI –II-

            Yumuşatılmış tabir ile Yeni anayasaya muhalif kesimin genetiğine işlemiş rahatsızlıklarını anlatmaya devam edelim… Bu genetik rahatsızlıklardan biri de şu:

            “Başkan olan kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. O parti belki de hiç oy vermediğin / hiç sevmediğin bir parti olacak”

          Tevbe yarabbi tevbe. Anayasa metnini iyi okumayıp, anlamayarak yazılan çizilen uydurma bir madde daha. Parti seçimleri ile Başkanlık seçimleri aynı sandıkta yapılmayacak. Bir sandıkta milletvekili seçimleri bir sandıkta da başkan seçilecek. Başkan aynı zamanda bir partinin genel başkanı olsa ne olur? Mustafa Kemal partisiz miydi? İnönü partisiz miydi?  Hayır. Onların nasıl CHF ( O zaman Cumhuriyet Halk Fırkası idi ) ile bir gönül bağı vardıysa şimdi öyle olsa ne olur? Bu işin sevip sevmemekle bir alakası yok, istemediğin bir adaya oy vermezsin. Öyle ki seçilecek başkan da halkın en az %50+1 oyunu alarak o makama gelecek. Unutulmamalıdır ki daha düşük oy oranları ile zamanında Başbakan seçildi bu ülkede…

          “Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Japonya gibi değil, Suriye, Libya, Mısır, İran, Kuzey Kore, Uganda gibi bir ülkede yaşayacaksın.”

     Şimdiye kadar parlamenter sistemle ne idik ne olduk. 2000’li yılların başına kadar demokrasinin D’si bile yoktu bu ülkede. Koalisyonlardan başımızı kaldırıp etrafımızda neler olup bitiyor onu dahi göremedik. Neyse ki sağduyulu millet Ak Partiyi iktidara getirdi, 15 senedir de eski Türkiye’den eser kalmadı.

      Verilen örnek ülkelere bakın bakalım, seçimle iş başına gelen hükümetler nasıl darbe ile al aşağı edilmiş. Bunu nasıl içinize sindirebilirsiniz? Evet, 15 Temmuz’da başarılı olunsa idi o zaman bahsettiğiniz ülkelere dönerdi bu ülke.

        Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, ABD’de neden en ufak dahi olsa hükümet krizleri yaşanmıyor? Bakmayın parlamenter sistem olarak göründüğüne bazılarının, asıl karar alıcılar tek merkezde toplanmıştır bu ülkelerde… Onun için biz de kararlarımızı daha hızlı verebilmek, iş ve eylem planlarımızı seri şekilde pratiğe dökebilmek için bu sisteme ihtiyaç duyuyoruz. Yoksa bu bahsettiğimiz ülkeler Türk dostu olsalardı en başta bu ülkeler arka çıkardı. Bakın hiçbiri istemiyor, hatta ve hatta hayır çıksın diye Türkçe başlık atıyorlar. Sanki seçimi onlar yapıyor.

            Bakın aklın, mantığın, genetiğin, velhasıl dini hassasiyet duygusunun bile kabul edemeyeceği bir madde daha:

            “Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girecek. Buraların hepsi “Başkanın Partisine” göre düzenlenecek.”

           Sayın Cumhurbaşkanımızın anlata anlata dilinde tüy bitti. Askeri mahkemeler kapatılıyor, artık sivilleşme dönemi olacak. Bu ülke ne çektiyse askerin müdahalelerinden çekti. Burada mesele yanlış anlaşılmasın, askerin müdahalesi derken bu milletin askeri olmayan, ABD tarafından yönetilen, NATO tarafından yönetilen askeri sistemimizden bahsediyorum. Artık tamamen milli, kumaşı Anadolu tezgahlarında dokunmuş yerli askerimiz hakim bu ülkede. Artık siyaset kendi arenasına, askeriye kendi arenasına.

         Durun bir dakika şunu da atlamayalım: Camiye de siyaset girecekmiş. Onu en iyi CHP yapar. Şu anki Türkiye’de bunu dillendirenler aşağılanmışların en adisidir. Bu kadar da sert söylüyorum. Artık dini vecibelerimiz rahatlıkla baş tacımızdır. Tabi kaşınacak koz kalmadı elde, son şansımızı deneyelim hesabı bir iş yapılıyor. Bu millet bu oyunlara gelmiyor artık…

           Devam edeceğiz.

           Selam ve dua ile…

           İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir