Müslümanız Elhamdülillah. İslam’ın getirdiği şartlara gönülden iman ederiz. Kelime-i Şehadet getirmeyi yani Allah’ın bir olduğunu, Muhammad Aleyhisselam’ın onun kulu ve elçisi olduğunu biliriz.
Namaz kılmanın, oruç tutmanın, hacca gitmenin, zekat vermenin İslam’ın ana direkleri olduğunu da biliriz, buna iman ederiz… Açalım biraz daha…
Namazın İslam dini için vazgeçilmez bir unsur olduğu tartışılmaz. Çünkü İslam’ın getirdiği bir farzdır namaz kılmak. Niye mi? Şöyle:
Namaz kılmak öylesine yapılan bir ibadet değildir. Önce Allahuekber diyerek ellerimizi bağlarız, kıyama dururuz. Gerekli sureleri okuruz. Bu şu demektir: Allah’ım sadece senin huzurunda ellerimi bağlar, istediklerimi senin huzurunda isterim. Senden başka medet umacak olmadığını bilirim.
Daha sonra rükuya eğiliriz. Burada da sadece yaratanın huzurunda eğilmiş oluruz. En büyük O’nun olduğuna bir kez daha iman ederiz.
Secdedeyken de sadece Allah’ın huzurunda yüzümüzü yere kaparız, yine en büyük, en ulu olanın O olduğunu dile getiririz. Otururken ise ellerimiz dizlerimizde bir tek O’na dua ederiz…
Ya Oruç tutmak farklı mı? Tabiki değil.
Ramazan ayına yaklaştığımız şu günlerde oruç heyecanı her yerimizi sarmış durumda. Oruç ibadeti İslam’ın getirdiği en büyük farzlardan biridir.
Oruç sabahtan akşama kadar aç kalma ibadeti değildir. Oruçtan alınacak birçok ders vardır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
*Oruç ibadeti beden ve ruh dengesini sağlayan en güzel ibadetlerden biridir.
*Oruç tutmakla en büyük kazancımız Allah’ın rızasını kazanmak olur.
*Geçmiş günahlarımızın bağışlanması oruç vesilesiyle olur.
*Oruç tutarken sadece midemizi değil, gözümüzü,kulağımızı, her türlü bedeni uzvumuzu hesaba çekmiş oluruz.
*Açın halinden anlarız. Afrika’daki, Asya’daki, ülkemizdeki ve daha birçok yerdeki sokakta yaşayan, günlerce aç susuz kalan ve hatta açlık ve susuzluktan hayatını kaybeden insanları daha iyi anlamış oluruz. Ki bunun sonucunda da etrafımızdaki nimetlerin kıymetini daha iyi kavrarız.
*11 ay boyunca hunharca hırpaladığımız vücudumuzu 1 boyunca normal işleyişine döndürürüz, kısacası dinlendiririz. Kısacası Oruç tutmakla hem dünyevi hem de uhrevi açıdan kendimize çeki düzen vermiş oluruz.
Zekat vermek de İslam’ın şart koştuğu farzlardan biridir. Zekat İslam dinine göre hali vakti yerinde olanların, kendilerinden daha kötü durumda olanlara, muhtaçlara, kimsesizlere maddi açıdan destek olmasıdır. Maddi açıdan diyorum, bu yine de yanlış anlaşılmasın. Zaten bu görevi yerine getirince hem maddi açıdan hem de manevi açıdan görevimizi yerine getirmiş oluyoruz.
Çünkü zekatımızı verince karşılığında hiçbir şey beklemiyor, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapmış oluyoruz. Zekat verdiğimiz insanlardan da sonsuz şükranlar ve dualar almış oluyoruz.
Hac ibadeti de İslam dininin temellerinin atıldığı topraklar olan Mekke ve Medine’ye ömürde bir kere gidip gelmeyi ifade ediyor. Hac ibadeti boyunca oraları görerek bu dinin ne zorluklar altında bugünlere geldiğini bir kez daha gözlerimizin önünden geçiriyoruz.
Evet, daha fazla uzatmaya gerek yok zannediyorum. Kısa bir özet yapalım dedim. İlahiyatçı değilim sadece içimden geçenleri yazmak istedim. İnşallah bu farzları hakkıyla yerine getirerek Rabbimizin huzuruna çıkarız da cennetini istemeye yüzümüz olur…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ