Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Sözü,şimdi söylüyoruz sanmayın. “Kürt Meselesi” kelimesi icad edildiği gün söyledim. Dedim ki :“Meseleye “Kürt Meselesi” demek,”Tek Kürt kaldığı sürece bu mesele ortadan kalkmaz” düşüncesinin,herkese,bir “iman” olarak dayatılması anlamına gelir. Olaya,”Kürt Meselesi” tanımı ile yaklaşanlardan daha öte bir Kürt-Türk düşmanlığı düşünülemez.
Meselenin adı,”Kürt Meselesi” değil, “İnkarcılık” ve “Yok sayma” meselesidir. “Memleketimizde yaşayan hiç kimseyi,hiç kimsenin yok sayma hakkı yoktur.” dediğiniz ve bunu “Anayasal bir metin” haline getirdiğinizde,ortada hiç bir mesele kalmaz.”
Böyle dedim ve şunu da dedim: “Bir coğrafyada,kendisi “mesele olmak” isteyen insanların,yüzyıllardır bir “Devlet” olamamış olmaları çok da anlaşılmayacak bir durum değildir.Hangi halk,kendisini,varoluşlarını “mesele olma”ya adamış insanlara emanet eder?”
Yaklaşık iki ay kadar önce Ruşen Çakır, olayı “Kürt Meselesi” olarak anlattı durdu. Soru dordum. Dedim ki: “Siz lazsınız. Şu anda, şu bulunduğunuz kürsüde -Laz Meselesi” diye bir meseleyi bize anlatmak ister misiniz?”
Aval aval baktı. Yüzümden cehaletimi okumaya çalıştı. Ben, devam ettim: Dedim ki: “Bu kelime ayıplı bir kelimedir. Bu kelimenin, Türkiyenin fuhuş sorunu kelimesinden farkı yoktur.. Yarınki nesiller, böyle bir kelimeyi duyduklarında bu kelimeyi icad edenlerin aklının nerelerinde olduğunu mutlaka soracaktır.”
Maalesef, bu kelimeyi kullanmayı tercih edenlerin ekserisi de “Kürtler”dir. “Habur Süreci” günlerinde, İngilizler öyle dediler. “Kürtlere şereflerini iade ederek konuşabilirsiniz. Aksi halde konuşamazsınız. Bu yüzden, meselenin adını Kürt Meselesi diye açıkça söyleyiniz ve bu meseleyi tanıyınız. Aksi halde, onlarla konuşamazsınız.”
İngilizler, hep doğru söyler ya… Sözün içinde de “şeref” kelimesi de geçiyor ya… Kürtler, bu kelimeye sarıldılar ve böylece “şeref” kazandılar. Yani, şerefin ne manaya geldiğini de bu sayede öğrenmiş olduk. Yoksa, bize kalsa, onlara “onurlu” yani “honeur”lü davranacak ve meseleye “Kürt Meselesi” demeyecektik. Kürtler, şeref kazanacaklar ya, madem öyle meselenin adı “Kürt Meselesi” olsun, deniliverdi.
Böylece, Türkiye’nim meselelerine bir yenisi hem de “şerefli” şekilde eklenmiş oldu. Türkiyenin “fuhuş meselesi-Yolsuzluk meselesi- Hırsızlık meselesi” der gibi bir de “Kürt Meslesi” demeye başladık.
Devletin başı, nasıl olduysa, kelimedeki garabeti gördü ve söyledi.
Bundan sonra, meselenin adı “Kürt Meselesi” değil de başka bir şey olacak… Kürtlere düşmanlık edenlerin meselesi ne ise konu içeriğine uygun bir isim bulunacak. Böylece, Kürtler, birazcık “şeref” kaybedecek ama olsun. Meselenin adı, “doğru” konulacak.
Türkiye’nin, Laz meselesi, Çerkez Meselesi, Türk Meselesi olmadığı gibi, Kürt Meselesi de olmayacak.
Olursa, “Şerefsizlik Meselesi” olacak.
