…Sultan Zengi ve diğerleri hemen atlarına atladılar ve o iki kişinin yanına gittiler. Aslına bakıldığında Sultan heyecan içindedir. O evliya ruhlu insanların rüyası hakkında ne diyeceğini çok merak etmektedir. Bir süre sonra çadırın önüne gelirler ve içeriye haber salarlar. İçeridekiler de Sultan Zengi ve ekibini huzura kabul ederler…
Sultan Nureddin Zengi edep ve haya içinde içeriye girer, başını kaldırıp tam rüyasını anlatmaya başlayacaktır ki o anda durur, dona kalır. Bir an Valiye döner ve “Bu dediğin o iki kişi midir?” der. Vali ise “telaş etmeyin Sultanım, bunlar o iki kişidir. Tüm insanlar cehenneme gitse bu iki evliyanın sevapları o insanları kurtarmaya yeter.” der.
Sultan bir an Valiye dönüp “Ne evliyası be adam! Bunlar Hz. Peygamber’in rüyamda bana gösterdiği iki adamdır.” der ve hemen askerlerine bu iki adamı tutuklamasını emreder.
Herkes şaşkındır. İçeride olup bitenler dışarıya da yansıyınca halk galeyana gelir. Evliya sandıkları insanlara dokundurmak istemezler. Sultan da olsan dokundurtmayız deyip diretirler. Sultan Zengi’nin halkın bu tepkisi üzerine şaşkınlığı bir kat daha artar. Çadırı aramalarını emreder.
Askerler her yeri ararken bir şey fark ederler ki namaz kıldıkları yer, yerden biraz yüksektir. Seccadeyi kaldırdıklarında ise toprağın farklı bir toprak olduğunu tespit ederler. Kazmaya başladıklarında bir tünelin oluştuğunu fark ederler. Tünel oldukça büyüktür. Tünelin ucuna yaklaştıkça bu yolun Ravzayı Mutahhara’ya yaklaştığını anlarlar…
İşte o zaman anlarlar bu adamların amacının farklı olduğunu. O an anlarlar ki onların amacı Hz. Peygamber’in naaşını alıp Avrupa’ya götürmektir. Zaten bu adamların daha sonra yapılan muayenelerde Müslüman olmadıkları, sünnetsiz oldukları tespit edilir. Daha sonra da bu adamlar itirafçı olurlar ve planlarını anlatırlar…
İşte adamların amacı buydu ama koruyucularımız her zaman vardı bizim. Ki bu olaydan sonra Hz. Peygamber’in naaşının olduğu alanın etrafına hendekler kazılmış ve betonlarla doldurulmuştur. Zira böyle olaylar bir daha yaşanmasın diye…
Öyleyse yazımızı sonuca bağlayalım. Bir önceki yazıda Suudi Arabistan’ın dolayısıyla ABD-İsrail’in neler yaptıklarından bahsetmiştik. ABD’nin uzak eyaleti durumuna gelen Suudi Arabistan İslam ümmetinin aleyhine işler yapmakta, Suriye’de teröristlerin bulunduğu yerlerin yeniden ihyasına sözde katkı sağlamakta…
Haliyle bu girişim de İslam dünyası tarafından tepki toplamakta. Ama bugün ABD-İsrail’e ses çıkaran bir devlet var. O da Türkiye. Nureddin Zengi nasıl o gün Şam’dan Medine’ye vardıysa biz de zamanı gelecek o toprakların yeniden hamisi olacağız. Bizim gibi bir devlete, bizim gibi bir ümmete de bu yakışır. O toprakları evellallah biz koruruz. İngiliz-Amerikan akıllı Suudlar o iki evliya görünümlü ajanların yaptığını yapabilir ama biz de Nureddin Zengi olacağız, ümmete sahip çıkacağız…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ