17-25 Aralık, 7 Şubat MİT Operasyonu, Gezi Olayları, Fenerbahçe’ye yapılan operasyon, Rus uçağının düşürülmesi, Karlov’un öldürülmesi, son olarak 15 Temmuz Darbe Girişimi…
Hepsi, Türkiye’nin yönünü değiştirmek için yapılan girişimlerdi. Türkiye, yönünü Pekin’den Londra’ya uzanan ve 65 ülkeyi içine alan İPEK YOLU’na doğru çevirmişti. Türkiye bu nedenle sürekli DERİN ABD-PENTAGON merkezli saldırılarla karşı karşıya geldi. Derin ABD-Pentagon, Türkiye’yi kendi eksenine çekmek, Doğu’dan koparmak isterken, BATI’dan uzaklaştırdı.
Türkiye bütün bunlara rağmen, gerek Suriye, gerekse de Akdeniz konusunda bir tarafta değil, kendi menfaatleri doğrultusunda, jeostratejik avantajlarını kullanarak hareket etti. Bu azim ve kararlılık Türkiye’ye çok önemli avantajlar ve konum kazandırdı…
İşin garip ve acı tarafı; Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, tüm saldırıları atlattı atlatmasına ama çözemediği bir sorun olan CHP’nin başını çektiği TAKOZ MUHALEFET anlayışı başını ağrıtmakta.
Tüm Avrupa ve dünya ülkeleri Türkiye’nin verdiği mücadeleyi haklı ve yerinde bulmasına rağmen, CHP ve lokomotifleri aynı sınırların içerisinde olmasına, aynı gemide yol alınmasına rağmen hiçbir zaman ülkesinin, milli çıkarları doğrultusunda almış olduğu kararların arkasında durmadı.
Son olarak Libya’ya asker gönderilmesi görüşmelerinin ve oylamasının yapıldığı Meclis’te, karşı çıkanlar her zamanki gibi CHP, HDP, İyi Parti oldu. Tezkere ise Ak Parti ve MHP oylarıyla kabul edildi.
Türkiye’nin Libya’da olmasının asıl amacını anlamayan CHP ve beraberindeki muhalefet bloğu, bir kez daha genetik kodlarına uygun hareket etmiş oldu. CHP ve hempaları Libya’daki darbeci, ABD-BATI’nın kuklası HAFTER’in Türkiye’deki temsilciliğini üstlendiler.
Halbuki Türkiye’nin başındaki yönetici kadro Türkiye’nin çıkarlarının, güvenliğinin sınırlarının kilometrelerce öteden başladığının farkında idiler ve ona göre hareket ettiler.
Tıpkı Suriye’de, 2011’den beri verilen mücadele gibi, Libya’da olunmasının da bir anlamı vardı… Açalım biraz…
Akdeniz, Türkiye’nin gelecek planlarında çok önemli bir yere sahip. Türkiye’nin 4 sondaj gemisi arama çalışmalarına devam etmekte. Türkiye ile Libya arasında oluşturulacak bölge Türkiye’nin Akdeniz planlarında çok önemli bir yere sahip olacak.
Aynı zamanda Türk askeri, Libya Hükümeti’nin, arkasında ABD-BATI’nın olduğu HAFTER’e karşı en büyük destekçisi olacak.
Tabi bunu, ne iç siyasette ne de dış siyasette milli çıkarlar doğrultusunda bir irade beyanı olmayan CHP’ye anlatmak deveye hendek anlatmaktan daha zor. CHP, Türkiye’nin almış olduğu hiçbir milli kararın arkasında durmadı.
Her defasında soluğu kendi ülkesini uluslararası arenalarda şikayet ederken aldı. Daha dün Belçika, terörle iltisaklı olduğu tespit edilen 6 kişiyi vatandaşlıktan çıkardı. Fransa kendi ülkesi aleyhine haber yapan gazetecileri hemen vatandaşlıktan çıkarıyor…
Ya CHP! Gezi destekçisi olmak, 15 Temmuz’a tiyatro demek, Suriye’de aslanlar gibi savaşan, şehit olan askerlerimiz üzerinden hükümet aleyhinde siyasi propaganda yapan, askerlerimizi Libya çöllerine sürmek de ne demek diyen parti düşünün… Böyle bir partinin milliliğinden söz edilebilir mi!!! Böyle bir anlayış, böyle bir zihniyet ancak TAKOZ ZİHNİYETİ’dir… Bu da CHP’nin yaptığından başka bir şey değildir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın her şeyin millisini yaptık da, muhalefetin millisini yapamadık dediği gibi… Galiba bu konuda daha kırk fırın ekmek yememiz gerekiyor…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ