Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

İÇERİDE NELER OLUYOR? -6-

Özellikle 15-20 yılda yaşananlara bu gözle bakalım. Türkiye Ak Parti ile çok önemli bir döneme evrilmiştir. 80 yılın tecrübesini çok iyi hesap eden Ak Parti kadrosu öncelikli olarak siyasi birliğin sağlanması gerektiğini biliyordu. Öyle ki Türkiye’nin bulunduğu konjonktür bunu gerektiriyordu.

Siyasi bağımsızlık her şey demekti. Ekonomik bağımsızlık ile beraber her şey daha da güzel olacaktı. Tabi işler böyle olunca dış mahfiller büyük bir huzursuzluk duydular. Türkiye’nin içeride birlik ve beraberliği sağlamasının kendileri açısından ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlardı.

Ak Partiyi kapatma davasını, 367 krizini bunlardan bağımsız düşünmek mümkün değil. 367 krizi yeni bir yola giden sürecin başlangıcı olmuştu. Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi için referanduma gidildi. Sonuçta da millet eğer ben cumhur isem başımı da ben seçerim dedi ve çok yüksek bir oran ile cumhurbaşkanının halkoyu tarafından seçilmesi kabul edildi.

Artık her şeyi değiştirmek gerekiyordu. Sesimizi yükseltmek, baskı ile, zulüm ile nice mazlumların hayatını yangın yerine çevirenlere karşı diklenmemiz gerekiyordu. Bunu yapacak olan da belliydi. O kişi de Recep Tayyip Erdoğan’dı. Hani derler ya her yüzyıl yeni bir dünya lideri getirir diye. O kişi bizden olacaktı. Davos’ta, dünyanın gözü önünde, dünya ekonomisin çarklarının döndüğü bir ortamda çıktı, masum Filistin halkını katleden İsrail’în alçak devlet adamına gerçekleri tokat gibi çarpacaktı…

Siz insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz, bu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyecekti. Gerçekten de öyle oldu. Artık dünya sahnesinde olup bitenlere sesini yükselten bir Türkiye olacaktı…

2013 yılında, yıllardır Stand-by anlaşmaları ile bizi ekonomik olarak tahakküm altına alan ve bu yolla da siyaseten, ekonomik olarak iç işlerimize müdahale etmeyi ana felsefesi haline getiren IMF’ye olan borçları sıfırladık ve bir boyunduruktan daha kurtulduk.

İşler hiç iyi gitmiyordu. Bir şeyler yapmak gerekiyordu. Türkiye’yi kaos ortamına sürüklemek, siyaseten yönetilemeyen bir ülke haline getirmek, siyasi iktidarı yıkmak gerekiyor, hükümeti istifaya zorlamak gerekiyordu. 2011’de Tunus’ta başlayan kıvılcım ve sonrasında yangın yerine dönen Suriye misali bir kıvılcım oluşturmak gerekiyordu… Bunun ayağı da belliydi, Gezi Olayları…

Tencere tavalar hazırlandı. Bahane hazırdı. Birkaç ağaç yüzünden gençler sokaklara döküldü. Ülke yangın yerine döndü. İstanbul sokakları karıştı. Taksimde günlerce ayaklanmalar düzenlendi. Ülke milyarlarca lira zarara uğratıldı. Tencere tavalarla sokaklara çıkanlar hükümeti istifaya çağırıyordu. Ama amacın farkında değildik-değillerdi. Herkes bunu masum, gençlerin sadece normal bir eylemi olarak görüyordu.

Ama hedef farklıydı. Türkiye Hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Birkaç ağaç bahaneydi. Kaldı ki o ağaçlar sökülüp başka bir yere dikilecekti. Küçücük bir mesele kartopu gibi büyütülüp ülke sorunu haline getirildi. Ama Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümet bu oyuna gelmedi. Emperyalistlerin emellerine ulaşmasına izin vermedi.

Devam edecek…

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir