Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Türkiyede askeri vesayet rejiminin tasfiyesinden sonra 7 ve 25 Aralık darbesiyle açığa çıkan paralel yargının sultası dün yapılan HSYK seçiminde yargıçların oyları ile çökertildi.
Artık birileri Pensilvanyadan öksürünce bazı yargıçlar da Türkiyede nezle olup paralel duruşa geçip devlet içinde devlet kurma, devlete kafa tutma çıgınlığına girişemeyecek.
Kendilerini her zaman olduklarından büyük gösterme hastalığına kapılan, ve ayakları yerden kesik havalarda uçan cemaat abileri de bu HSYK seçiminde paralel yargıçlarının hezimete uğramasıyla umulur ki ayakları yere değmiş, akılları başlarına gelmiş olur. Türkiyeye de, kendilerine de bundan sonra fazla zarar vermiş olmazlar.
Artık ‘’Gerekirse Halkın seçtiği bir Başbakanı da, MİT’in başkanını da tutuklarız’’ diyebilen, hukuku sadece kendilerinden ibaret sayan bir yargı despotizmi bu seçim ile hezimete uğratılmış oluyor.
(HSYK)’nın 10 asıl ve 6 yedek üyesini belirlemek için yapılan seçimin sonuçları açıklandığında çok tartışılan kararlara imza atan birinci dairenin başkanı İbrahim Okur’un aldığı oy oranı ise dikkat çekici.
Okur’un daha önceki HSYK seçiminde 6 bin 401 oy aldığı, bu seçimde 12 bini aşkın Hakim ve savcıdan sadece 821 oyunu alması seçim neticesini net olarak ortaya koyuyor.
Türkiye artık ülkeyi kucaklayan, kuşatan ve herkesin ortak bir hukuk zemini olabilecek bir Anayasanın yapılmasında HSYK ’dan ciddi bir çalışma bekliyor.
Bu arada ülkeye tarifi mümkün olmayan zararlar veren paralel yapı ve yargının yargıçlar üzerinde estirdiği baskı ve teröre de bir son verilmesini bekliyor.
Adalet mülkün temeliyse, bu mülk top yekün milletimizin mülküdür. Onu bir gurup ve cemaate aitmiş gibi kullananlar her kim olursa olsun hukuk içinde cezalandırılmalıdır.
Bu seçimin neticesi de göstermiştir ki, Türkiye önüne çıkarılan engelleri, engellemeleri oyun ve hileleri bir bir aşacak güçte ve basirettedir. Hiçbir dış gücün müdahalesine prim vermez.
Yeni Türkiye ile insanımızın daha çok adaleti, daha çok özgürlüğü, daha çok refahı ve huzuru beklemesi en tabi hakkıdır. Bunu 76 milyonla hep birlikte el ele, gönül gönüle, omuz omuza gerçekleştireceğinin bilincindedir.
