Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Haziran 2015 seçimlerimin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olup olmayacağını her türlü hayrın sahibi olan yüce Rabbimiz bilir. Biz hayırlı olmasını temenni eder, hayırlı olmasını temenni edeceğimiz bir mesele için hiç kimsenin canının yanmasını istemeyiz. Hayrı istemek ve dilemek de bir duruş meselesidir.
5 Haziran 1977 ve 11 Aralık 1977 genel ve yerel seçimlerini hem yakinen yaşamış, hem de radyo başında dinlemiş, ertesi gün ve günlerde Tercüman gazetesinden takip etmiş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki o seçimlerden bu yana hiçbir seçim parti liderlerince bu seçim kadar pişkince, sırıtırcasına değerlendirilmemiştir. Girdiği her seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu bile partisinin durumunu konuşmaktan korktuğu için “Demokrasi kazanmıştır.” diyebilmiştir. Demokrasi her seçimin sonucunda kazanıyor da sen ne yapıyorsun, partin ne yapıyor? Geldin geleli yerinde sayıyorsun, her seferinde de bir adım geri düşüyorsun. CHP’yi ve diğerlerini müstakil bir yazı konusu.
Seçim işi bir maratondur. Maraton koşuları ise uzun solukludur. Maratonun birincisi olan atlet … üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı… defa kazanmıştır. Her seferinde birinci olmuştur, rekor kırmıştır. Fakat hiçbir otorite sen birinci maratonu bilmem kaç dakikada koşmuştun, üçüncüyü bilmem kaç dakikada kazanmıştın, sonuncuyu ise daha uzun zamanda tamamladın, olmaz kabul etmiyoruz diyebilir mi? Esas olan birinci bitirmektir. Ak Parti seçimi birinci bitirmiş, en yakın rakibine 16 puan fark atmış, en yakın rakibi bilmem kaç yıl sonra onu yakalayabilir, bilinmez. Sen onu yenebildin mi, onu yakalayabildin mi? Koskocaman bir hayır. Yeneceğin de yok.
Ak Parti kendi kulvarı içinde değerlendirildiğinde yenilmiş gibi görünüyor. Gerçekte yenildi mi? Rakamların diline bakınca öyle görünüyor olabilir. Ancak rakamlar yalanın matematik dilindeki ifadesidir. İsteyen istediği gibi eğip bükebilir. Bu parti içeriden ve dışarıdan her türlü hücum ve saldırıya maruz kalmıştır. Demokrasi dinine iman edenler için soralım. 1946’da geçilen çok partili hayattan bu yana hangi parti Ak Parti gibi uluslar arası bir taarruza maruz kalmıştır. Dünyanın her yerinde partiler iktidara gelmenin mücadelesini verirken bizim ülkemizde partiler Ak Parti iktidara gelmesin diye mücadele ettiler. Türkiye’de ilk defa bir seçimde partiler birbirlerini hiç görmediler, bir birlerine hiç bakmadılar, birbirlerine hiç dokunmadılar. Sadece ve sadece at gölüğünü taktılar ve Ak Parti’yi gördüler.
Ak Parti kime yenildi? Ak Parti kendisine, Ak Parti’ye, Ak Partililere yenildi. Eski bakanlara yenildi, eski milletvekillerine yenildi, üç dönem kuralı gereği kenara çekilenlere yenildi, listeye giremeyen aday adaylarına yenildi, il başkanlarına yenildi, ilçe başkanlarına yenildi, belediye başkanlarına yenildi. Kendileri vitrinde olunca bulundukları bölgeyi karış karış gezen adamlar (!) vitrinde olmayınca türübüne çıkmayı tercih ettiler. Eski vekiller hasetliklerinden yeniler kazanmasın diye içten içe hayıflandılar. Kendilerini seçtirebilmek için millete yalım yalım yalvaran, eşiklerine yatan belediye başkanları sokağa bile çıkmadılar. Milletvekili adaylarının göstermelik ziyaretlerinde ayıp olmasın kabilinden yanında göründüler. Günahları çoktur. Yarın kendilerinin seçimleri geldiğinde bakalım hangi yüzle milletin karşısına çıkacaklar. Ak Parti kendi mensuplarına yenildi vesselam.
Ömer Naci YILMAZ
