Sınırda 13 cenaze teraneleri…
Türkiye, PYD saflarında ölmüş “Türk Vatandaşı” savaşçı ölülerinin Türkiye’ye girişine izin vermiyormuş.
MAZLUMDER şubeleri bile bu konuda hükümeti suçlayan demeçler veriyorlar.
Halbuki, “Mazlumder” mazlumları korumak için kurulmuştur. İslam topraklarında insan öldürmek için sınır aşmış ve öldürürken ölmüş insanların cesetlerini savunmak için kurulmadı.
-Efendim, bunlar DAEŞ’e karşı savaşırken öldüler. Kime karşı savaşırken ölürlerse ölsünler: Bu insanlar,Türkiye topraklarından, Türkiye Hükümeti İradesi dışında,Türkiye’den çıkmışlar ve kendi akıllarınca “Hak” bildikleri bir yolda, gidip savaşmışlar: İnsan öldürmüşler ve öldürürken de ölmüşlerdir. Her insanın kendisini savunma hakkı vardır. Bu insanları, DAEŞ gelip de burada öldürmedi ve bu insanlar DAES tarafından kendilerini savunurlarken öldürülmediler. Saldırmak ve öldürmek için gittiler ve ne için gittilerse onun için öldüler.Vakıa budur. Vakıanın doğrudan resmi budur. Kimin ne kadar haklı olduğu hem görecelidir hem de kimseyi ilgilendirmez. Bu insanlar, neticede,insan öldürmeye gitmişler ve öldürürken ölmüşlerdir. DAES ‘in safında savaşanlar da, haklı ya da haksız “insan”dırlar. Bana göre de evet haksız bir savaşın elemanıdırlar. Ama, onlar da “İslam Toprakları”nın çocuklarıdırlar.Hiç kimse, DAES’ci olmakla ölümü hak etmemiştir ve o insanların da kendilerini savunma hakları vardır. 13 cenazeyi Türkiye topraklarına gömmek isteyen insanlar için, o insanlar ile Türkiye Ordusu’na karşı savaş yaparken ölmüş PKK ölüleri arasında “haysiyet farkı” yoktur. Onlara göre, her birisi aynı şerefin sahibi kahramanlardır. Yine, onlara göre, DAEŞ safında savaşmak için Suriye’ye giden Türk vatandaşları birer pisliktirler. Anlaşılmalı ki, o kafaya göre, DAEŞ ile Türk Ordusu arasında da herhangi bir pislik farkı yoktur. Ha DAEŞ ha da Türk Ordusu… Ha da Türk Polisi… Hepsi aynı pisliktirler. Çünkü, kendileri “haklı bir dava” üzerindedirler ve karşılarındaki her düşman aynı düşmandır. Yani, tipik DAEŞ kafası, aynen bunlarda da vardır.
O halde… Bu cenazeler… Ne hakla, Türkiye topraklarına gömüleceklerdir. Bence: Bu saatten sonra, Türkiye’den, İslam topraklarına insan öldürmek için giden kim varsa: hangi safta, hangi isimde ve hangi örgütten olurlarsa olsunlar: Öldürüldüklerinde, bunların cenazeleri asla ve kata Türkiye Topraklarına kabul edilmemelidir. Bunlar, hangi topraklar için ve hangi şeref için öldülerse o toprağın ve o şerefin bağrına gömülmelidirler.
Bu şekilde olmalı ki insanlar “Vatan” kelimesini öğrensinler. Gidip de başkalarının vatanı için ve başkalarının vatanında, kendi vatanlarının da aleyhinde ölüp de vatansız ve topraksız ve şerefsiz
kalmasınlar. Hiçbir iğvaya, hiçbir tehdide,asla pabuç bırakılmamalı… Kuzey Irak’ta PKK kamplarında ölenler nereye gömülüyorsa, bunlar da nerede öldülerse oraya gömülsünler. Tarihimize baksınlar. Her şehid, nerede toprağa düştüyse o toprağa gömüldü. Öncelikle de milletimizin bağrında ve imanında defnedildiler. Allah Teala, bütün şehidlerimize rahmet eylesin. Nerede şehid oldularsa ve nerede gömüldülerse… Orada…