Cumartesi , 5 Ekim 2024
Son Dakika Haberler
ULUBATLI HASANLAR BİTMEZ

ULUBATLI HASANLAR BİTMEZ

Bizim kuşak Bedir Savaşı’nın, Uhud Savaşı’nın, Malazgirt Zaferi’nin Kosova Zaferi’nin, İstanbul’un Fethi’nin, Çanakkale Zaferi’nin, İstiklal Savaşı’nın kahramanlıklarını dinleyerek ve okuyarak büyüyen bir nesildi. Nerde şimdi o kahramanlar der iç çekerdik. Bizim Tilki son kahramanların Conkbayırı’nda kaldığını söyler dururdu.  15 Temmuz Darbesi bizlere bu kahramanların hiç de bitmediğini gösterdi. Seyit Onbaşı’nın o mermiyi bir daha kaldırabilir misin diye soran Cevat Paşa’ya düşman gemisini karşımda görmem lazım demesinin ne anlama geldiğini 15 Temmuz kahramanları bizlere gösterdi ve öğretti. Rabbimiz şehadetlerini kabul etsin.

15 Temmuz kahramanlarının ellerinde bayrak, göğüslerinde imanları vardı. Vatana,  inandığı ve güvendiği Reis’e sadakatleri vardı. Kahramanlıkları dinleyerek okuyarak büyüyen bir esil olmamızın yanında aynı zamanda hainlikleri de dinleyen ve okuyan bir nesildik. Genç Osman’ın küfürlere maruz kalarak boğulması, Abdülaziz’in katledilerek intihar etti süsü verilmesi, Abdülhamit’in İttihatçı çete tarafından hal edilmesi,  Menderes’in adları bile unutulmuş hainlerce idam edilmesi, Turgut Özal’ın zehirlenmesi, Erbakan’ın içerden ve dışarıdan hainlerce görevinden uzaklaştırılması bu aziz milletin kanına dokunmuştu ve yapılanlar ve yaşananlar bir birikime neden olmuştu.

Milletimiz “YETER ARTIK” deme noktasına gelmişti. Bu öfke ve birikim inanca dönüştü. Reis’e olan güven, sadakat ve sevgi tank dinlemedi, top dinlemedi, helikopter dinlemedi, uçak dinlemedi ve YETER ARTIK” dedi. Tıpkı Çanakkale Zaferi’nin yiğitleri gibi. Süngünün ve namlunun ucunda cennetlerini görüp de ona koşar gibi düşman üzerine giden yiğitlerden Tankın, Helikopterin ve F 16’ların üzerine giden gençlere şahit olduk. Sancağı burca diktiği takdirde ok yağmuruna maruz kalacağını bildiği halde her şeye rağmen o sancağı burca diken Ulubatlı Hasan’a; bugün haini anlının çatısından vurup otuz mermiyle Rabbine giden Ömer Halisdemir’e şahit olduk. Beni öldürmeden geçemezsiniz deyip tankın paletinin altına yatan yiğitlerden; tankların altında yat kalk yapan kahramanlara şahit olduk. Benim silahımla beni vuracaksan vur diyen yetmişlik dededen; vatan çok tatlı deyip sekseninde istikbal nöbeti tutan Hatice Nine’ye varıncaya kadar nice kahramanlıklara tanık olduk. Nene Hatunların, Şerife bacıların, Kara Fatmaların tankların karşısındaki dik duruşlarına tanık olduk. Şehit olan evladının ardından vatan olmadıktan sonra evlat olsa ne olur diyen asil ruhlu kadınlarımızın, annelerimizin varlığına tanık olduk. F 16’ların bombardımanını engellemek için bir yıllık mahsulünü yakan kahraman çiftçilerimizin varlığına şahit olduk. Demek ki kahramanlarımız Bedir’de, Uhud’da, Malazgirt’te, Kosova’da, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Pevne’de kalmamış, imanla yoğrulan o ruh bugünlere taşınabilmiştir. Allah eksikliğini vermesin.

Şimdi de elindekinin kıymetini bilmeyenlere gelelim: Bizim insanımızdan bir şey olmaz, bu kadınlardan bir şey olmaz, bu gençlerden bir şey olmaz, bu kızlardan bir şey olmaz, bu gençlikten bir şey olmaz, bu cemaatten adam çıkmaz diyenler ne haber, nasılsınız, iyi misiniz? Bizim insanımızı, bizim kadınlarımızı, bizim kızlarımızı, bizim gençlerimizi, bizim yaşlılarımızı, bizim çocuklarımızı gördünüz mü? Bunlardan bir şey olmaz diyenler, şükürler olsun ki bunların durumlarını Rabbimiz size sormayacak. Size göre sizden başkasından hiçbir şey olmaz. Her ne olursa sizden olur (!) öyle mi? Yaşlıdan genç gibi davranmasını, gençten ihtiyar gibi davranmasını, genç kadından kocakarı gibi davranmasını, genç kızdan kadın gibi davranmasını, çocuktan büyük gibi davranmasını bekleyip duruyorsun. Olduğu gibi kabul etmek neden zor geliyor? İnsandan ümit kesmek mümince bir tavır olamaz. İnsanların kendi zihinsel kalıplarımıza hapsolmasını isteme hakkımız yoktur. Herkes kendi nev-i şahsına münhasır muhteremdir. İdeal manada insanların değişimine ve dönüşümüne yardımcı olmak gerekmektedir. İnsanları ve şahsiyetlerini köreltmek gibi bir görevimiz yoktur ve olmamalıdır. Sabret, bekle ve gör bak, beğenmediklerin ne de güzel insan olacaklardır. Bugün iyi insan diye gösterdiklerinizin geçmişlerinde de olumsuzluklar olabilir, tıpkı Hz. Ömer örneğinde olduğu gibi. Mekke’de Hz. Ömer için/ Hattab’ın oğlu Ömer için herkes şunu söylüyordu: “Hattab’ın eşeği Müslüman olur da Ömer Müslüman olmaz.” Bir kişi böyle söylemiyor ve böyle düşünmüyordu. O kişi Hz. Peygamberdi. O kalpleri elinde bulunan Allah’a Ömer için dua ediyordu. Bunlardan bir şey olmaz dedikleriniz için bir gün bile dua etmeyi denediniz mi?

Allah’a şükürler olsun ki sizin burun kıvırdığınız, dudak büktüğünüz, tepeden baktığınız bu aziz milletin evlatları bir şey olduğunu önce size, sonra da bütün âleme göstermiştir. Evliyaları yatırlarda, türbelerde arayanlar, kahramanları hep şehitliklerde arayanlar 15 Temmuz’un kahramanlarını gördünüz mü? Sizin gibi düşünmüyor, sizin gibi giyinmiyor diye yoksa beğenmediniz mi? Siz değil, Rabbim beğensin ve razı olsun yeter. Beğenseniz de beğenmeseniz de bu aziz milletin Mus’ab b. Umeyrleri, Alparslanları, Ulubatlı Hasanları, Gazi Osman Paşaları, Seyit Onbaşıları, Nene Hatunları, Şerife Bacıları, Kara Fatmaları bitmez. Ömer Halisdemir’i görmek yetmiyor mu?

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir