Cuma , 13 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
Anayasa, sistem ve mankurtlaştırma

Anayasa, sistem ve mankurtlaştırma

Büyük çoğunluğu Müslüman olan milletimizin ortak tarihi, kültürü, örfü, âdeti ve medeniyet değerleri, din, ahlakı ve dünya görüşüyle taban tabana zıt olan emperyalist batılıların roma hukuku, onların içimizdeki uzantıları faşist darbecilerin milletimize tepeden inme dayattığı bir darbe anayasası ile yönetiliyoruz.  Yani ülkemizdeki bir avuç celladına âşık olmuş batı sevdalısı şımarık ve mutlu azınlığın hukuku % 98 i Müslüman olan milletimize hükmediyor.

Azıklıkların çoğunlukları yönettiği ülkelere genellikle krallık, sultanlık, diktatörlük veya işgalcilerin yönettiği sömürgecilerin uzantısı kolonyal devletler denir. Özgür, bağımsız ve hukukun üstünlüğüne inanan ve dayanan hiçbir ülkede azınlığın hukuku çoğunluğa hükmedemez. Ederse, orada adalet, özgürlük, bağımsızlık, eşitlik, huzur ve refahtan bahsedilemez. Bir avuç azınlık o milletin tepesinde boza pişirir, baskı ve zulmün kamçısı olarak halkın sırtında yıllarca şaklar durur.

Türkiye Cumhuriyetinin ilk kuruluş anayasası hariç ondan sonra tek parti diktatörlüğünde, darbeler dönemlerinde, vesayet hükümetleri ve iktidarında millet olarak siyasi ve hukuki baskı ve zulümlerle yönetildik. Özgürlük ve bağımsızlık adına özgürlük ve bağımsızlıkla ilgili düş ve düşüncelerimiz batı kaynaklı devşirme anayasalarla boğulmak ve yok edilmek istendi. Bir avuç otoriter azınlık darbe ve devşirme anayasalara dayanarak milletin kendilerine ve kendilerini, vatanlarını korumak için verdiği silahla millete despotluk ettiler. Milletimizin özgür iradesine yasak koydular. Yargısız infazlar ve faili meçhul cinayetlerle azınlıklar çoğunluğa hükmetti. Batı patentli anayasalarına dayanarak ve güvenerek (1960, 1972, 1980, 28 Şubat, Batı çalışma gurubu vs.) milletimizin üzerinde işgal kuvvetleri gibi terör estirip zulmettiler.

Son yirmi yıla kadar bu acı gerçekleri millet olarak hep birlikte yaşadık. Şu andaki anayasamız hala o darbecilerin eseri olup çelişkiler yumağı halinde 40 yamalı bohça gibi yürürlüktedir. Birçok anayasa maddesi ve kanunlarımız milletimizin dini, ahlakı, kültürü, tarih ve kadim medeniyet kotları, ruh ve bedeni, özgürlük ve bağımsızlık anlayışımızla uyuşmamaktadır.  Milletimizin iç ve dış düşmanlarına karşı mülayim, yumuşak ve dost duruşuyla hukuk anlayış ve sistemimiz bu milletin gerçek evlatlarına ve değerlerine yabancı ve acımasızdır. Azınlık ve darbe anayasası kendi içinde çelişkili, kendini inkar eden hukuk garabetleriyle doludur. Kendisi gibi düşünmeyenleri düşman gibi görmekte, terbiye (!) etme amacıyla baskı ve hapislerle cezalandırmaktadır. Darbe ve zorba anayasaları milletimizi temsil etmekten uzaktır.

Kim ne derse desin! Biz millet olarak Selçuklunun, Osmanlının devamı olan Müslüman, İslam Medeniyet ve kültürünün çocukları bir millet ve devletiz. Mantar gibi yerden 1923 te dünyaya gözlerini açan bir millet ve devlet değiliz. Haçlı batıyı taklit ve onlara uşaklık yapacak kadar seviyesiz ve alçak, karaktersiz ve soysuz bir millet ve devlette değiliz. Dinimiz tarihimiz, dilimiz kültürümüz, milletimiz ve geçmişimizle dünyaya örnek olmuş, nizam vermiş atalarımızın devamıyız.

Aslını inkâr eden bizden değil ve haramzadedir. Haramzadelerin hukuku, anlayışı, dünya görüşü ve hayata bakışı Müslüman soylu bir milletin hukuku ve hukuk anlayışını ortaya koyamaz.

Şehit kanlarıyla sulanarak bize vatan olarak emanet edilen bu topraklar çağdaş roma ve Bizans hukuku, kültürü ve medeniyet anlayışıyla yönetilemez. Milletimizin ruh yapısı ve DNA’ sına uygun olacak yeni bir anayasa yapmak, mazlum milletimizin gasp edilmiş hakkını vermek Türkiye’nin halledilmesi gereken en acil,  en öncelikli ve en hayati bir meselesidir.

Hıristiyan batı ülkelerinden devşirilen ve (Türk-Kürt- Arap…) İslam medeniyet ve kültürüne yabancı, karşı ve düşman olan ve ona göre inşa edilen bir anayasa ve hukuk sistemiyle bir milleti yönetmeye kalkmanın adı demokrasi değil, despotizm veya faşizmdir.  Milletin kahir ekseriyetinin din, tarih, dil, kültür, ahlak, sosyolojik, sos yo-psikolojik gerçeklerini, anlayış ve hayat tarzını yansıtmayan bir anayasa o milleti temsil edebilir mi? Azınlık anayasası ile çoğunluk yönetilemez. Yönetilmeye kalkılırsa 100 yıldır bu ülkede yaşadığımız ırkçı despot, darbeci faşist, batı sevdalısı ve uşağı azınlıklarla yerli ve milli olan çoğunluklar arasındaki gerilim, kavga, huzursuzluk ve mücadele asla bitmez. Bu da millet ve devletimizin düşmanlarının ve içimizdeki hainlerin işine yarar.

‘’Çarpık ve sakatta olsa bu düzen ve sistemi kabul edeceksin’’, ‘’Böyle yaşamaya mahkûmsun’’ dercesine bu yanlışı düzeni sürdürmek, halkın kendi kendisini yönetme sistemi dedikleri demokrasi değil, en hafifinden millete karşı yalan söylemek ve ona karşı oynanan bir oyun, atılan bir kazıktır. Her insanın, milletin kabul ve tasdik edeceği bir hayat tarzını yaşaması onun doğuştan gelen bir hakkıdır. Hiçbir millet düşmanlarının kendisi için biçtiği ve diktiği o milletin ruh ve bedenine, tarih ve kültürüne, ahlak ve maneviyatına yakışmayan bir elbiseyi giymek istemez.

Analarından hür doğan çocukları hiçbir rejim ve sistem, hiçbir ideoloji v otorite esir ve köle edemez. Kominizim, Kapitalizm, liberalizm, Faşizm, laisizm ve Kemalizm gibi türedi uygarlıkların ürünü olan ideolojiler Müslüman milletimizin dini, ahlakı, kültürü, tarihi ve hayat tarzını milletin iradesi dışında hiçbir legal güç değiştiremez. Hıristiyan batı patentli ideoloji ve fikir akımlarını referans alan bir anayasayı Müslüman bir millet özgür iradesi ve gönül huzuruyla kabul etmez, edemez. Aksi takdir tüm dini, milli, yerli, ahlaki ve onu millet yapan değer ve kıymetlerini terk, red ve inkâr etmiş olur. Onun da varacağı çıkmaz sokak; yozlaşmak, yabancılaşmak, soysuzlaşmak ve topyekün mankurtlaşmaktır.

Onurlu ve şerefli bir insan ve milleti kendi benliği, kimliği ve özünden koparmaya çalışmak onlara karşı oynanan en tehlikeli oyundur. Onu yabancılaştırıp soysuzlaştırmak, mankurtlaştıracak hukuku ve şartları anayasallaştırmak ise, o millete yapılacak en büyük düşmanlık ve ihanettir.

Ey Cumhur ittifakı bileşenleri ve milletimizi seven sayan ve onu baş tacı edenler! Cumhuriyet gazetesi, partisi, nesliyiz diyerek cumhuru inkar edip hor ve hakir gören, ona sayısız acılar ve zulümler yaşatan emperyalizmin uşakları ve taşeronlarının bu millete dayattıkları sayısız baskı ve zulmü ortadan kaldırın. Milletin hakkını millete verirseniz devletin temel taşı ve varlık sebebi olan millet özgürleşir ve güçlenir. Devlet ve millet bir olunca onu hiçbir güç yıkamaz.

Milletin iradesini yok sayan devleti de yok sayar. Milletin kendisini ve iradesini yok saymak, devleti de yok saymak demektir. O da; düşmanlarımıza ve emperyalist süper barbarlara askerlik yapmaktır.

Özgür, bağımsız ve kendi kimliği ve benliğiyle ayakta ve dik duran Türkiye arzusu ve dileklerimle…

Arif Altunbaş, Haber 7 Yazarı

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Kültürel işgal ve dizi filmler rezaleti

Kültürel işgal ve dizi filmler rezaleti

Arif Altunbaş Her toplumun kendine ait kültürü, geleneği, göreneği, hayat tarzı ve değerleri vardır. İnsanların …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir