AYDINLIĞIN SAVAŞÇISI

İslami haraketlerin başındaki liderlerin ve o liderlerin çevresindeki kadroların yüreğinde inanç ve imanla yoğrulmuş bir volkan yoksa arkalarından gelen ve sorumlu oldukları toplum veya milleti gaflet uykusundan bir diriliş sabahına uyandırmaları mümkün değildir.

Bir milletin din adamları, aydınları, liderleri ve komutanları Allaha teslim olmadıkça hiçbir düşmanı teslim alamazlar. Daha da kötüsü düşmanın ve düşman güçlerin oyuncağı ve kuklası olmaktan kurtulamazlar.

Yüreğinde Güneş taşımayan önderlerin ve liderlerin karanlığı aydınlatması, inkar ve küfre karşı soylu bir mücadele vermesi ve onlara galip gelmesi düşünülemez.

Aydınlık ne kadar karanlığın karşıtı ve düşmanı ise islam da o kadar küfrün ve inançsızlığın karşıtı ve düşmanıdır.

Müslüman aydınlığın savaşcısıdır. Aydınlık savaşcısı olarak hayatını sürdürmekle mükelleftir.Bu misyonunun bir sonu ve emekliliği yoktur.Yaşadığı sürece bu sorumluluk onun boynunda bir vebal olarak asılı durur.

O, sabaha ulaşamayan yalancı şafaklara kanmaz, fosfor böceklerinin karanlıktaki parıltılarına aldanmaz. O, Kur’an ve Sünnetin aydınlığında karanlığa karşı direnen bir vahiy eri ve Allahın cc askeridir.