Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Bizler günlük yaşamımıza devam ediyoruz. Cennet Türkiye’mizde her ne kadar dört bir yandan saldırılara maruz kalsak da devletimiz ve milletimiz bize bunu hissettirmiyor. Karnımızı doyurabiliyoruz, çayımızı-kahvemizi içebiliyoruz, rahatça hiç kimseye hesap vermeden gezebiliyoruz, tatilimizi yapabiliyoruz. Bunun rahatlığı içerisindeyiz. Herhalde katı bakış açılı birtakım taraflar hariç hiçkimse bu söylediklerime itiraz etmez. En azından ben öyle zannediyorum…
İşte son günlerde Müslüman coğrafyaları olan Myanmar, Arakan’da olanları görüyoruz. Üç bine varan Müslüman çeşitli işkencelerle katledildi. İşin garip tarafı ve daha acı tarafı bu vahşete en yüksek ses yine Türkiye’den geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na bu konuya ilişkin uyarıyı verdi. Başka da hatırı sayılır bir ses yükselmedi İslam dünyasından. E ne gerek vardı öyle değil mi? Trump’ın kızının açtığı yardım fonuna para yatırmak Suudi Arabistan için daha önemliydi… Her neyse…
Bakın buradan şunu da söylemeden geçmeyelim, bu vahşetin Kurban Bayramı arefesine gelmesi hiç de tesadüf değildir. Birileri Müslüman aleminin canını yakmakla kalmayıp en güçlü sesi veren Türkiye’yi de girdaba çekmeye çalışıyor. Türkiye’nin bu hengame içerisinde eli zayıflatılmak, Müslüman dünyasının dertleri, sorunları ile ilgilenmesinin önüne geçilerek başsız bir Müslüman alemi oluşturulmak isteniyor…
Çünkü biliyorlar ki şu an İslâm aleminin lideri konumundaki tek ülke Türkiye. Nasıl Osmanlı tasfiye edilirken, Halifelik makamı İstanbul’da işgal edilip İslâm dünyası başsız bırakılarak tesbih taneleri gibi dağıtıldı ise şimdi de Türkiye markajdan çıkarılarak yollarına öyle devam etmek istiyorlar…
Neticede İslâm dünyası Kurban Bayramını daha başlamadan akıttığı Müslüman kanı ile erken yaşadı. Tek ses yine Türkiye’den geldi. Türkiye gösterdiği siyasi baskı ile BM’yi vahşetin durması için uyarıya çağırdı. Bu katliamların bir an önce durdurulmasını istedi.
Gerçekten de şöyle durup bir düşününce insan isyan edecek duruma geliyor açıkçası. Akan kan Kurban kanı mı Müslüman kanı mı olacaktı? Elbette Kurban kanı olması lazımdı. Ancak daha Bayramı yaşayamadan akan kan Müslüman kanı oldu. Bu da bilinçli bir şekilde bu zamana getirilerek yapıldı.
Yüce Rabbimizin katına ulaşması gereken kanın kestiğimiz kurbanların kanı olması gerekirken olan yine Müslümanlara oldu. Elbette kurbanlarımızı keseceğiz ancak aklımız yine de akan Müslüman kanında olacak…
Kurban Bayramı için tek duamız bayramın Müslümanların kurtuluşuna vesile olmasıdır. Ancak bu yetmez, İslâm dünyasının tüm ülkelerinin ses çıkarması, bunu yapanlara karşı tek ses olmaları gerekmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm İslâm aleminin Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutluyor, kurtuluşumuza vesile olmasını diliyorum…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
