Geleceğe güvenle bakabilirsiniz. Geçen hafta vefat eden büyük İslam alimlerinden Fuat Sezgin’in cenazesine Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız katılarak kendisine gereken vefayı gösterdiler. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Rahmetli Fuat Sezgin’e gereken desteği sağlayarak Almanya’da bulunan çalışmalarının Türkiye’ye nakledilmesini sağlamıştı.
Bunun için Gülhane Parkında bulunan tarihi bir bina restore edilerek Almanya’da bulunan 800 adet aletin 500 küsuru gelmiş, kitapların da yarısı (18 bin adet) nakledildikten sonra geri kalan yarısına Alman hükumeti havaalanında müsadere ederek el koymuştu.
ALMANLAR Burada bir parantez açmak istiyorum. Almanlar nedense Türk Tarihi, Bizans Tarihi, Roma ve İslam Bilimler Tarihine gereğinden fazla alaka duyarlar. Türkiye’deki Bizans eserlerinin ortaya çıkması için maddi ve manevi büyük bir gayret sarf ederler. Mesela İstanbul’daki Bizans kalıntılarının yerini en iyi şekilde Alman eserlerinde bulabilirsiniz.
ROMA-CERMEN İMPARATORLUĞU Almanlar aynı ilgi ve alakayı İspanya ve İtalya’ya da gösterir. Almanya Kendini Roma-Cermen İmparatorluğunun varisi kabul eder. Bizans Doğu Roma olduğuna göre.. Almanların İstanbul ve Bizans eserlerine olan alakası buna bağlı olabilir mi?
FUAT SEZGİN’İN KİTAPLARI Parantezi burada kapatıp devam edelim. Almanların Fuat Sezgin’in şahsi kitaplarına el koymaları haydutluk… Bergama Zeus Sunağı vb. birçok eseri kaçırmaları da hırsızlıktır.
1960 DARBESİ İyi ama 1960 darbesi ile Üniversiteden atılan Fuat Sezgin’in yetişmesinde ve bu eserleri vermesinde büyük katkısı olan yine aynı Almanlar değil mi? Evet doğru. Biz de Hitler Almanya’sından kaçan Yahudi ve diğer Alman bilim insanlarına zamanında kucak açmış ama onlar ülkelerine giderken kitap ve diğer eserlerine el koyma gibi bir teşebbüste bulunmamıştık. Neyse.
FUAT SEZGİN Konuyu dağıtmamak için biraz da rahmetliden bahsedeyim. Kendisi 27 dil biliyordu. Hem de bildiği dillerde yazılmış kitaplar üzerinde araştırma yapacak seviyede dil biliyordu. Günde 17 saat çalışırdı. Son zamanlarda ‘Yaşlandım artık..şimdi 14 saat çalışıyorum’ dediğinde yaşı 80’in üzerindeydi.
İslam Medeniyetini kendi insanımıza anlatmanın zorluğundan bahsederdi Batılıların İslam Medeniyetini bizden daha iyi anladıklarından dolayı hayıflanırdı.
ÖĞLEN YEMEĞİ Çalıştığı saatlerde öğlen yemeğini evden götürdüğü ekmek ve dolaptaki reçel ile yapar yemeğini 10 dakikada bitirirdi. Neden? Çünkü öğlen yemeği ile vakit kaybetmek istemezdi. Hemen işinin başına dönüp çalışmaya devam etmeliydi.
MESAJ Bu tempoyla çalışırken vefat haberi geldi. Bu sırada Telefonuma bir mesaj düştü. Bir arkadaş bana teşekkür ediyordu. Rahmetliyi kendisine hediye ettiğim söyleşi kitabıyla tanıdığını söyledi. Kitaplığımda o kitaptan 2 adet daha olduğuna göre demek ki; zamanında okuduğum bu kitaptan ve rahmetliden epeyce etkilenmiş.. Sefer Turan’ın kendisiyle yaptığı söyleşi şeklindeki kitabı tanıdıklarıma dağıtmışım. Bu arada Kitaplığımda kalmaz korkusuyla bir daha bir daha satın almışım.
ÖLÜM Dinlenmeyi mezara bırakanlardandı. Durmadan çalışmanın neticesinde Şah eser diyebileceğimiz 17 ciltlik Arap-İslam Bilimler Tarihi 5 ciltlik İslam’da Bilim ve Teknik İslam Uygarlığında Astronomi Coğrafya ve Denizcilik (Bu kitabın liste fiyatı 840 TL dir) gibi kaynak kitaplar yanında Piri Reis Buhari’nin Kaynakları Amerikan Kıtasının Keşfi.. Ve daha birçok kitabın müellifidir. Maalesef Bu kitapların bir kısmı henüz Türkçeye çevrilmemiştir.
Ayrıca 2008 yılında İstanbul’da İslam Bilimler Tarihi Müzesini kurması Ve halen Almanya’daki Enstitüde yüzlerce aletin maket ve çizimler rahmetlinin üstün gayretleri ile bize ulaşmıştır. Bu aletler zaman mekân ve Astronomi biliminde kullanılmaktadır. (Mesela 1517 yılında yapılmış yıldızlar arası mesafeyi ölçen alet.)
Allah rahmetiyle muamele buyursun. Yahya Kemal’in bu dizeleri sanki rahmetli için söylenmiş:
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde; Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter. Ve serin serviler altında kalan kabrinde Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.
04.07.2018