Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

İSLÂM’DA FAİZ ÇEŞİTLERİ

İslam inancında faiz uygulaması borç faizi ve alışveriş faizi olarak ele alınmaktadır.  Borç faizi, karz (tüketim için ödünç verilmesi) ve borç ilişkisinden doğan faiz olup, Kur’an-ı Kerim’de yasaklanan ve CAHİLİYE RİBASI (FAİZİ) denilen riba çeşididir.

Veresiye faizi olarak da bilinen Borç Faizi, Araplar arasında çok yaygındır ve vadesinde yerine getirilmeyen borç için tanınan süreye göre anaparaya eklenen ilave bir ödemedir. Cahiliye faizinin uygulamadaki işleyişi şu şekilde gerçekleşiyordu: Borç olarak verilen paraya belirli bir kira ücreti eklenerek, belli bir vadede geri ödenmesi suretiyle yürütülüyordu. Ancak alınan borç vadesinde ödenmeyecek olursa borç veren taraf geri ödenme tarihinin yani vadenin ileri bir tarihe uzatılmasını sağlamak üzere asıl borca ek bir cezai para ekleniyor ve borç ilişkisi böylelikle yeniden yapılandırılıyordu.

Bu borç durumunu bir örnekle somutlaştıralım: Bir kişinin birisine belirli bir vadede geri ödenmek üzere 100 TL verip, vadesinde ise 120 TL geri ödenmesini istemesi faizli bir işlem olmaktadır. Aynı şekilde 100 gram buğday verip belli bir vadede de 120 gram buğday istenirse bu işlemde de faiz ortaya çıkmaktadır.

Açıkça anlaşılıyor ki bu borç çeşidi bugün faizli bankalarda yapılan kredi işlemleri ile benzerlik göstermektedir. Cahiliye ribasında borçlunun vermiş olduğu para vade geldiğinde daha fazla bir meblağa ulaşıyordu. Günümüz kredi işlemlerinde de verilen kredinin üzerine vade ile doğru orantılı olarak belirli bir faiz ödemesi eklenerek borçlar anaparadan daha fazla bir meblağa ulaşmaktadır.

İslam’da cahiliye faizi dışında alışveriş faizi de söz konusudur. Peşin alışverişlerde ortaya çıkan faiz fazlalık faizi, vadeli alışverişlerde ortaya çıkan faiz de veresiye faizi olarak adlandırılmaktadır.

Alışveriş faizinin temel dayanağı Hz. Peygamber’den (sav) gelen altı mal hadisidir. Bu hadise göre: “Altını altın karşılığı satacaksanız ancak birbirine eşit olarak satın. Gümüşü gümüş karşılığı satacaksanız ancak birbirine eşit olarak satın. Altını gümüş karşılığı dilediğiniz gibi satabilirsiniz.”

Altın ve gümüşün yanında buğday, arpa, hurma ve tuzun da bu hadise dâhil olduğu ifade edilmektedir. Bu da şöyle belirtilmiştir: “Altın altın karşılığı, gümüş gümüş karşılığı, buğday buğday karşılığı, arpa arpa karşılığı, hurma hurma karşılığı ve tuz tuz karşılığı mübadele yapılacaksa peşin ve aynı miktarda mübadele edilmelidir.” Hadislerde geçen malların o dönemin ihtiyaçları çerçevesindeki mallar olduğu, temel gıda maddeleri olmadan insanların yaşamlarını sürdürebilmesinin zorlaşabileceği de ifade edilmektedir.

Fazlalık faizi, faiz illeti yani faizin ortaya çıkmasına neden oluşturacak iki malı kendi cinsiyle değiştirirken birinin diğerine göre daha fazla olması durumunda meydana gelmektedir. Örneğin; 2 kg. kaliteli buğdayın 2,5 kg. kalitesiz buğday ile değiştirilmesi durumunda fazlalık faizi ortaya çıkmaktadır.  Yine metre ile ölçülen kumaş, metre hesabı farklı bile olsa karşılıklı olarak değiştirilebilir. 5 yumurta 10 yumurta karşılığı mübadele edilebilir. Tabi burada mübadele işleminin peşin ve aynı mekanda olması gerekmektedir.

Veresiye faizi de aynı cinsten iki malın mübadele işleminde, bedellerden birinin peşin, diğerinin vadeli olması durumunda gerçekleşir. Cinsler ister aynı ister farklı olsun ve miktarları da ister eşit ister farklı olsun fark etmez, veresiye faizi ortaya çıkar. Örneğin, 1 kg. buğdayı, belli bir vadede 1 kg. veya 1,5 kg. buğday karşılığında vadeli olarak mübadele etmek veresiye faizinin doğmasına neden olmaktadır.

Fazlalık ve veresiye faizlerine akılda kalması açısından şu örnekleri de verebiliriz:

Aynı ayardaki ve eşit miktardaki iki altını, iki buçuk altına veya iki altın ve belli bir tutarda para ilavesi ile satmak fazlalık faizini meydana getirmektedir. Faize konu olan yani altı mal hadisinde geçen altın, gümüş, tuz, hurma, buğday ve arpanın içinden iki ürünün kalite farkına rağmen, farklı miktarlarda takas edilmesi faize girmekle birlikte bu ürünlerin para karşılığı olması şartı ile farklı fiyatlardan satılması durumuna müsaade edilmektedir. Bunu da bir örnekle somutlaştıralım:

İki ölçek kaliteli hurma karşılığı üç ölçek kalitesiz hurmanın mübadelesi işleminde faiz söz konusu olmaktadır. Ancak kalitesiz hurmaların satılarak yerine kaliteli hurma satın alınmasında bir sakınca olmamakla birlikte faiz de içermez.

Veresiye faizinde de dikkat edilmesi gereken husus, mübadeleye konu mallar aynı kalitede veya farklı kalitede de olsa, miktarları eşit veya faklı da olsa veresiye olarak mübadele edilmesi faizi meydana getirmektedir. Çünkü araya belirli bir zaman (vade) girdiğinden, aradan geçen süre içerisinde malların kalitesinde değişiklikler meydana gelebilmektedir. Örneğin, bir ölçek hurmanın, bir ölçek veya iki ölçek hurma ile belli bir vade karşılığında mübadele edilmesi veresiye faizini meydana getirmektedir. İşlemin aynı yerde, vakit geçirmeden yani elden ele yapılması gerekmektedir. Bu durumda da miktarların eşit olması gerekmez. Örneğin, bir kadın, altın bileziğini vererek karşılığında gümüş kemer isterse, kemeri aldığı anda bileziği de vermesi gerekmektedir.

Bir sonraki yazımızda en çok karşılaşılan kavramlardan ikisi olan FAİZ VE KÂR konusuna değineceğiz…

Selam ve dua ile…

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



2 Yorumlar

  1. Avatar

    Altını alıp beklettiğimizde ter akıtmadan kazanç sağlıyoruz buda haksız kazanç değil mi ?

    • Avatar

      Altın para değil maldır, ticari bir mal. Fiyatı piyasada belirleniyor. İslamda paranın ticareti haramdır. Malın ticareti helaldir. Altının da alınıp satılmasında bekletilmesinde bir sakınca yoktur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir