Aydın Aydın
İslam aklının belki şefaat ederler diye umdukları bütün isimler hep masumlar.
Düşünün ve şöyle bir bakın. Tekrar düşünün.
Hiçbir müslüman kişi aklı, dünyada iken güçlü olmuş bir kişiden şefaat ummuyor ve kesinlikle de ummaz.
Kimden umar peki?
Yer yüzünde var ile yok arası var olmuş “insan” türünden ve hatta yer altında gün yüzü ve kul gözü görmemiş canlılardan şefaat umar ki hiç birisinin esasen hiç bir şeye güçleri yetmez.
Yani şefaat kelimesinin içinde güç ve kudret yoktur.
Ne var?
Günahsızlığın günahlılığa karşı üstünlüğü var.
Hiçliğin varlığa üstünlüğü var.
Bu halde şefaat olsa ne olur olmasa ne olur.
Cevabı şudur:
Şefaat eğer olmazsa, insanın gunahsızlık ile ilgisi kopar. Çaresizliğin çare olduğu bilgisi insanda anlamsızlaşır.
Anacığımın bir kaç gün emzirip de bir hafta içinde toprağa verdiği kardeşim Recep için döktüğü göz yaşları kimseye şefaat etmeyecek ve “edemeyecek” öyle mi?
Eey o büyük büyük hocalar…
Yasakladınız şefaat etmesini öyle mi?
Anacığıma göz yaşı dokmesini yasaklasa idiniz dün daha güzel olmaz mıydı ey o büyük büyük hocalar?
Hı?
Sanıyorlar ki şefaat güçlü adam işi… Güçlü kişi işi….
Hayır efendim hayır. Şefaat günahda ve günahlarda hiç bir payı olmayanların işi…
Bakın da görün… . Dünyanın en güçlüsü diye kimi biliyorsanız, o güçlü kişiden şefaat uman bir müslüman kişi gören var mı?
Yok.
Ama müslüman kişi yerde yürüyen karıncadan, doğarken ölmüş bir bebekten, şehid olmuş bir evlattan ve hepsinin üstünde bir de Allah ve peygamberinden şefaat umar.
Ummasın mı?
Yoksa, bıraksın bu şefaat umma işini de sana mı gelsin?
Şefaat duygusu diyorum müslümanın peygamberimize olan en temel somut Rabitasidır .Bunu yıkan örseleyen peygamberlik ve ahiret inancını yıkmış oluyor.Bir söz vardır umut yiğidin azığıdır.şefaat a müslümanın Ahiret sigortası gibi düşünülebilir diyorum selamlar