Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Son günlerde dinlediğiniz haberlerde duymuşsunuzdur: ABD Başkanı Trump’ın Suriye’nin Kuzeydoğu’su ve Rakka’da YPG”nin ağırlıkta olduğu SDG güçlerinin bulunduğu topraklarda restorasyon çalışmaları için gereken yardımı ABD’nin yapmayacağı, bunun yerine bu masrafların Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri tarafından üstleneceği haberlerini…
ABD, 230 milyon dolarlık bir yardımda bulunacağını daha önce açıklamıştı. Ancak dış işleri sözcüsü tarafından yapılan açıklamada bu meblağın dış politika alanında değerlendirileceği belirtildi. Suudi Kral da bunun üzerine 100 milyon dolarlık yardımın Suudi Arabistan tarafından karşılanacağını söyledi.
Suudi Arabistan’ın bunu neden yaptığı malum. Çünkü etrafı ABD tarafından çevrilmiş durumda. Bu yardımı yapmak mecburiyetinde bırakıldı. Düşünün bu Suudi Arabistan şu an aynı zamanda 1,7 milyarlık Müslümanlar için kutsal mekanlar olan Mekke-Medine’nin hamiliğini yapıyor. Daha doğrusu ABD-İsrail yapıyor.
1900’lü yıllardan itibaren İngilizler tarafından Suudi Arabistan’ın başına Vehhabilik musallat edildi, daha da kendine gelemedi. Bu süreçte Suudların yaptığı en iyi şey 1926’da Kabe’nin dört köşesindeki Minberlerin kaldırılarak bütün mezheplerin aynı yerde namaz kılmalarını sağlamak oldu. Başka da bir şey olmadı. Şimdi de Suud, ABD ablukası altında…
Halbuki Nureddin Zengi döneminde öyle mi olmuştu. O, Hz. Peygamber için Şam’dan kalkıp Medine’ye kadar gelmişti. Nasıl mı, olayı biraz açalım, açalım da köklerimizin kutsi değerlerimiz için neler yaptığını daha iyi anlayalım…
Dönem, Haçlı Seferleri’nin en yoğun olduğu dönemlerden birisi. Türk Devletin Şam’da bulunan en büyük devletlerinden birinin başında da Nureddin Zengi var. Yıl 1162… Zengi bir rüya görür. Rüyasında Hz. Peygamber Efendimizi görür ve iki adamın kendisini rahatsız ettiğini, bu adamlardan kendisini kurtarmasını söyler, suretlerini de Sultan Zengi’ye gösterir.
Sultan Zengi de muhakkak bu rüya doğru bir rüyadır diyerek sabahı beklemeden yanına 20 kişiyi alarak 16 gün gibi kısa bir sürede Medine’ye varır. Halk Sultan’ın bu ani gelişine sevinmekle birlikte aslında şaşırır da. Kimse buna bir anlam veremez. Sultan hemen emir verir:
“Yarın genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk bütün halk meydana gelecek ve bizzat Sultan eliyle hediye dağıtılacak.” diye. Ertesi gün herkes meydana toplanır. Sultan bir yandan hediyeleri dağıtırken bir yandan da gelenlerin yüzüne dikkatlice bakar. Hz. Peygamber’in kendisini rahatsız eden iki kişinin suretini aramaktadır Sultan Zengi.
Aradan zaman geçer ama bir türlü bu iki kişiyi görememiştir Sultan. Hemen Valiye döner ve eksik kimsenin kalıp kalmadığını sorar. Vali de herkesin geldiğini, başka kimsenin kalmadığını söyler. Nureddin Zengi bunun üzerine çok şaşırır. Çünkü rüyasında gördüğü o iki kişinin burada olması gerektiğini düşünmektedir. Zira onları bulup kendisini kurtarmasını isteyen Hz. Peygamber’dir.
Vali, bunun üzerine Sultan’ın yanın gelip ne aradığını paylaşmasını rica eder. Sultan da Valiye aslında kendisinin de ne aradığını bilmediğini, iki kişiyi aradığını, bu iki kişinin burada olması gerektiğini, onları rüyasında gördüğünü, Hz. Peygamber’in de bu iki kişiden kendisini kurtarmak istediğini gördüğünü söyler.
Vali, bu rüyayı yorumlayacak birilerini bildiğini, onların cömert ve evliya ruhlu insanlar olduğunu söyler. Hiç çadırlarından dışarı çıkmadıklarını da ekler. Biz de onları rahatsız etmek istemedik o yüzden buraya çağırmadık der. Sultan Zengi kendisini onlara götürmesini emreder…
Devam edecek… Yazının devamını mutlaka takip edelim…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
