Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

Güç zehirlenmesi

Arif Altunbaş

Tarihimize bakın! Her devirde babası ve kardeşiyle boğuşan ve savaşan, gâvura veya düşmana yardım ve yataklık eden bir Cem Sultan görürsünüz. Partiler tarihimiz de hemen hemen öyle. Baş olmak, kafasız insanların başını döndürüyor her zaman.

Oy oranları, yüzde 1 ile % 5 lik partilerin Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazamayacağı % 100 belli olmasına rağmen, babasına ve davasına düşman olan partilere kazandıracağını bile bile, kritik bazı şehirlerde inadına aday çıkarmak kime hizmet eder acaba? CHP ve DEM kardeşlerin demlenmesi kimin işine yarar?

Şimdiye kadar Türkiye’ ye büyük hizmetler ve eserler kazandıran, milletimizin 100 yıldır kangren olmuş bir sürü sorunlarını çözen veya çözmeye çalışan, Başörtüsü meselesi, Meslek liselerinde katsayı sorununu halleden, haksızlık ve hukuksuzlukları ortadan kaldıran, Ayasofya’yı açan, ağır Sanayii kuran üretime geçen, Türk ve İslam ülkeleriyle şimdiye dek olmadığı kadar güzel bağlar kuran, Siyonist ve Amerikan emperyalizmine başkaldırıp direnen Erdoğan, AK Parti iktidarları ve Cumhur ittifakını zayıflatmak kimlerin işine yarar ve hoşuna gider acaba? 

Ezan, Kur’an, İslam ve Müslüman düşmanı inkârcı bir cepheyi güçlendirmek, Türkiye’yi bölmek parçalamak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek en çok kimleri memnun eder? Firavuna şirin görünmek ve yandaşlık etmek Musa’ya ihanet değil midir?
 
Bu şaşkın ve şaşı bakış, bu ölçüsüz yantiri gidiş Cumhur İttifakına kaç belediye’ ye mal olacak? Bu arada acaba kendileri ne kazanacak, milletimize ne kazandırıp kaybettirecekler göreceğiz. Kazanacakları belediyelerden daha çok milletin gözünde ve gönlünde kaybedeceklerini acaba kaç kişi hesap ediyor? Müslüman bir milleti kurulmuş ahmak bir oy makinesi sanmak kadar saflık olur mu?

Cumhurbaşkanı adayı olmak için 70 bin imza toplayan Fatih ERBAKAN’ ın, Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’ ın olgun ve kararlı duruşu sayesinde, Cumhur İttifakı listelerinden 5 Milletvekili çıkardıkları onların ayağını yerden kesip havalandırmış görünüyor. Cumhur ittifakıyla birlikte olmasalardı bile, Erdoğan yine de Cumhurbaşkanı seçilebilecek oyu almıştı. Kim kaybetti, kim kazandı o zaman? YRP kendi oylarıyla mı 5 Milletvekili çıkardı? Tek başına seçime girseler idi kaybetmenin dayanılmaz ağırlığı, moral bozukluğu ellerindeki biricik kazançtı. Ama yine de, ‘’Biz kazandık yalanları ve avuntularıyla kendilerini oyalayacak ve tatmin edeceklerdi. Öyle ya, ‘’Bu yolda galipti mağlup olan’’  değil mi?

Kendi gücünü abartıp şımarık bir duruş ve yanlış bir strateji izleyen bu gözü dönmüş insanlar seçim sonrasında eşekten düşmüşe dönecekler muhakkak. O zaman da kendilerine kardeşçe akıl, fikir veren, yol yordam ve usul gösteren samimi insanlara verecekleri cevaplar şimdiden hazır ve bellidir; şaşkınlık ve kızgınlıkla karışık, ‘’Zaten eşekten inecektik’’ pişkinliği olacak.

Saadet’in geçen mahalli ve genel seçimlerde yaptığı gibi, CHP, Sol Blok ve PKK’ nın ekmeğine yağ süreceklerini bu insanlar hiç mi anlamıyor? Bal gibi anlayıp biliyorlar. Parti tutuculuğu, lider taassubu insanın gözünü kör, kulağını sağır, kalbini duyarsız ediyor. Hemencecik havalara girip ayakları yerden kesiliveriyor. SP ile YRP arasındaki fark nerede kaldı o zaman?

Hırs, kin ve nefret dağı bu dünyada insanların aşması gereken en büyük engel. Yanlış politik ve siyasi mantık, çarpık anlayış, sakat yaklaşım Milli Görüşün hangi prensip, kaide ve dünya görüşünde var? Hani, ‘’Hak gelince batıl yok olacaktı… ’’ Batıla yardım ve yandaşlık etmekle Hakkı getirmek, batılı yok etmek mümkün mü? İslami anlayış ve duruş, bakış ve gözle Murat Kurum’ la İmamoğlu, Erdoğan’la Özgür Özel aynı kefede bir tutulabilir mi? Dava sadece milletvekili veya Belediye Başkanı çıkarmaktan mı ibaret?

Nerede kaldı Milli Görüş’ün ‘’Önce ahlak ve maneviyat’’, ‘’Tek yol İslam’’ teorisi ve ‘’Çağımız buhranda kurtuluş İslam’da’’ çağrısı? Öyle ise, dolaylı da olsa neden yardım ve yataklık yapıyorsun Ezan, Kur’an ve İslam düşmanlarına? 

Bazı samimi insanların YRP’ ye, onun başkanına olan umutları da böylece öldüm fiyatına harcamış oldu. Şimdi o da, sisteme alternatifi değil, sistemin emniyet sibop’ u partilerinden bir parti imiş, anlaşıldı.  Bu inat ve kör gidişle ne Milli Görüş, ne İslam, ne de milletimiz ve İslam âlemi bir şey kazanır bu kafayla. Kazanan küresel Siyonizm ve emperyalizm ile Haçlıların vaya onların taşeronları olur sadece.

SP’ li, YRP’ li Müslümanlar, ‘’CHP ile gemlenme, DEM ile demlenme’’ diye, mü’ min’ ce sizleri uyarma görev ve hakkımı kullanıyorum. Her insan, ‘’zerre miktarı da olsa iyilik veya kötülük olarak’’ kendi hesabını kendisi verecek. Karar bizde; doğru ve yanlışı seçmekse elimizde.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Bir Seçim Fırtınası ardından… (3)

Arif Altunbaşİlk defa yarım asır sonra CHP nasıl Türkiye’ nin en büyük partisi olarak kara …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir