Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

MİLLETİMİZ, ‘’ SİZİN DİKRATÖR DEDİKLERİNİZE ”HİZMETE DEVAM’’ DEDİ.

Nasıl yönetilmemiz ve başımıza kimlerin getirilmesi gerektiğine ne yazık ki, uzun zamandır içimizdeki hainleri ve taşeronlarını kullanarak ulu devlet Osmanlıyı yıkan düşmanlarımız karar verdi.

Kafamıza şapka takmakla, başörtüsünü çıkarıp atmakla, vücudumuzu teşhir edecek elbiseler giymekle bize medenileşeceğimizi, medenileştikçe Avrupalılaşacağımızı, Avrupalılaştıkça ileri teknolojiye ve bilime ulaşacağımızı ve dolayısı ile refaha, zenginliğe, huzurlu bir hayata kavuşacağımızı inandırmaya çalıştılar.

Kendi elimizle yaptığımız ekmeklerimiz, bazlamamız, yufkamız, lavacımız, tarhanamız, reçelimiz, salçamız, peynirimiz sağlıklı ve katkısız tabii tüketim alışkanlıklarımız yavaş yavaş bir plan dahilinde ortadan kaldırıldı. Yerine hormonlu, jelatinli, kabartma tozlu, suni beslenme ve kimyasal gıda katkılı hazır ekmekler, hazır çorbalar, reçeller, Pizza, Hamburger, Fast-Food kültürü getirilerek bize kendileri gibi yeme ve içmeyi de öğrettiler.

Hangi harflerle okuyup yazmamıza, ezanı nasıl okuyacağımıza, camilere gitmemizin, Kuran okumamızın gericilik olduğuna, nasıl ve kime ibadet edeceğimize onlar karar verdiler.

Altıyüzyıl birlikte kardeşçe yaşayan bir milleti Alevi ve Sünni, Kürt ve Türk diye birbirlerine hasım edip düşman kardeşler haline getirdiler.

Batılıların istediği gibi bir hayat tarzına zorlandık; onlar gibi evlendik, onlar gibi içkili, cazlı- bazlı yaş günleri, yılbaşılar, sevgililer günü… kutladık. İsviçre, Almanya ve İtalyadan aldığımız kanunlara göre alış-veriş yaptık, sorgulandık, yargılandık ve ceza aldık .

Batılılar gibi olmak için laik olduk; dinimize karşı çıktık, ulusalcı olduk; milletimizle kavga etmeye başladık, batıcı olduk; İslam medeniyet ve kültürüne karşı düşman olduk, milliyetçi olduk; halkımızı ırklara, sınıflara, kabilelere böldük ülkemizi baştan sona kadar fitne sardı.

Batılılar gibi Solcu, Sosyalist, Kominist olduk; her yerde nefret ve düşmanlık rüzgarı estirdik. Milletin ve devletin malına zarar vermeyi, askerine ve polisine kurşun sıkmayı devrimcilik sandık. Devrimcilere ve Marksistlere ve İslamcılara ve sağcılara, rakip ve muhaliflerimize hayat hakkı tanımamamızın yanlışlığını, askeri darbeler sonrasında onlarla aynı koğuşu paylaşınca anladık. Kandırıldığımızı, oyuna getirdiğimizi sağcılar solculardan, solcular sağcılardan öğrendi.

Eğitim ve öğretim sistemimiz vasıtasıyla, devlet desteğinde düşmanlarımıza aşık olan bir millet haline getirilerek Mankurtlaştırıldık. Birbirimizi zevkle ve kahramanca(!) öldürdük.

Düşmanlarımızın istediği gibi yaşadık, onların istediği gibi bir insan olmaya çalıştık, robot gibi tek tip bir eğitim, öğretim sisteminin tezgahında militarist bir anlayışın baskısında klonlanmış bir kurşun asker olmamız istedi. Onlar ne istedi ise, biz emir telakki edip harfiyen yerine getirdik ve taklitçiliğin de ötesinde köleleştirildik.

Medeniyet, Kültür ve hayat tarzımız olarak Kıblemiz, zaman ve zemin olarak takvimimiz, geçmişle olan bağlarımız, bizi dinden imandan koparmak için yazımız değiştirildi, Koskoca bir milleti bir günde ‘’cahiller sürüsü’’ haline getirdiler. Tarihinden, kültür ve medeniyetinden, edebiyat ve sanatından, geçmişinden ve köklerinden kopardılar,

Dünya tarihinde böyle bir cehalet, böyle bir ihanet, böyle bir sefalet görülmemiştir.

Anadoluda defalarca Kılıçarslanın, Alpaslanın, Osmanlının ordularına çarparak her seferinde paramparça olan Haçlılar yüzyıllar sonra tarihi bir intikam hırsı ile ‘’bu toprakların evlatları birbirlerine düşman olsunlar; öldürsünler, yesinler de biz de malı rahatça götürelim’’ dediler. Biz birbirimizle kavga ederken, sadece 70 yılda batılılardan aldığımız borç paranın faizi olarak onlara 2. 2 trilyon dolar faizin faizini ödedik. Biz aç susuz yoksulluk içinde kıvranırken bizim ahmak batı uşağı yöneticilerimiz batılılardan aldıkları kredilerle boş buldukları meydanlara heykel dikme yarışına girdiler. Alınan kredilerin faizleri yine bu verdiği vergilerle ödediler.

Milletimiz açlık ve sefalet içinde kıvranırken, bizi birbirimize boğazlattıran batılılar ahmak yöneticilerimizin gözü önünde sessizce malı götürdüler. Ülkemizin yer altı ve yerüstü zenginliklerini, varlıklarını ve değerlerini öldüm fiyatına aldılar veya bir kuruş ödemeden çaldılar.

Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu, AK Partisi ve yol arkadaşları bu ihanet kervanına DUR ! deyince, ihanet çeteleri ve batılı ortakları AK Parti ve Hükümetlerine insafsızca saldırdı. Ve hatta utanmadan Cumhurun reyi ile seçilen bir Cumhurbaşkanına diktatör dediler. Milletimiz bu filmi Abdulhamid Han’dan bu yana defalarca gördü. Batının Haçlı oyun, saldırı ve entrikalarına karşı milletimiz 1 Kasımda bu ‘’İhanet bloğuna’’ bir Osmanlı tokadı attı. Milletimiz; dış düşman ve iç ahmakların ‘’diktatör’’ dediğiniz liderle yürüyeceğiz dedi.

1 Kasımda AK Partiyi % 50 bir çoğunlukla iktidara getirdi. Ve onlara; ‘’ YÜRÜ, DURMAK YOK YOLA DEVAM’’ diye yetki verdi.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Bir Seçim Fırtınası ardından… (3)

Arif Altunbaşİlk defa yarım asır sonra CHP nasıl Türkiye’ nin en büyük partisi olarak kara …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir