Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
21 Mayıs’ta Türk siyaseti açısından çok önemli bir değişim yaşandı. Ak Parti 3. Olağanüstü Kongresinde Genel Başkan değişimi gerçekleştirildi. Kongreye katılım o kadar çoktu ki Ankara Arenanın birkaç katı çoğunluk dışarıda Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’ı karşılamak için toplanmıştı. Binali Yıldırım önceden salon dışındaki yerini alıp Recep Tayyip Erdoğan’ı beklemeye başladı. Daha sonra her iki lider de dışarıdaki parti gönüllerine kısa da olsa konuşma gerçekleştirdiler. Bu arada parti gönüllüleri Recep Tayyip Erdoğan’ı “İşte ordu işte komutan” sloganı ile destekliyorlardı…
Bu kısa konuşmadan sonra Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım eşleri ile beraber salona giriş yaptılar, kendilerine ayrılan bölüme geçinceye kadar değişik illerden gelen partilileri selamladılar, daha sonra salondaki yerlerini aldılar. Gerekli prosedürlerden sonra Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmalarını gerçekleştirdiler. Tabi burada artı bir parantez de açmak gerekiyor. İki dava arkadaşı… Binali Yıldırım hiçbir makam mevki derdini dikkate almaksızın Cumhurbaşkanı ve Ak parti dava kardeşi Recep Tayyip Erdoğan’ı kurucu liderimiz, genel başkanımız diye anons ediyordu. İşte yol arkadaşlığı bu olsa gerekti. Sonuçta Ak Parti yeni bir yola giriyordu, yeni bir değişimin arefesindeydi, bunun için de güçlü bir siyasi figürle yola girmek gerekiyordu. Binali Yıldırım da bir Başbakan olarak bunun farkındaydı. Tabi burada Binali Yıldırım’a Genel Başkan vekilliği verildi, bu haklı bir yoldur zira her iki lider de bu partiye gönül vermiş liderlerdir ve Binali Yıldırım da böyle bir yolla şereflendirilmiştir…
Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında, Ak Parti ile olan yolculuğu boyunca ve Cumhurbaşkanlığı makamındaki görev süresince ülkesi için milleti için yaptıklarının ve yapacaklarının üzerinde durdu. Hatta bir sözü vardı ki bu süreci bir anlamda özetliyordu: “Dönen dönsün biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. İster Meclise sokmasınlar, partimizi kapatmaya çalışsınlar, isterseler sokakları yakıp yıksınlar, isterlerse 15 Temmuz gibi canımıza kast etsinler. Biz bu yoldan dönmeyiz. Allah’a bir tek can borcumuz var.” diyordu. Bu zorlu süreç demek ki dün yaşadığımız gibi güzel günlere gebe imiş. Bu saatten sonra 2023 hedeflerine daha dikensiz bir yolda gitmek için sıkı ve zorlu bir süreçten daha geçeceğiz.
Bunun en önemli açıklamasını da Ak Parti teşkilatlanması üzerinde durarak açıklamıştı Cumhurbaşkanı. Sonuçta bu her ne kadar parti olağan üstü kongresi olsa da bir iktidar partisinin, hem de ülkenin bu günlere gelmesinde mihenk taşı olan bir partinin kongresiydi, değişim süreciydi. Hiç şüphesiz bu değişimin en büyük anahtarı da Recep Tayyip Erdoğan’ın partinin başına gelmesiydi. Evet… En büyük değişimlerden birinin de partide gençleşmenin olacağını söyledi Cumhurbaşkanı. Bunu da “18- 25 yaş aralığındaki genç kadrolarımızın il, ilçe belde teşkilatlarımızda yer almasını istiyorum. Buradan söylüyorum kongrenin ardından il, ilçe ve belde teşkilatlarımız yenilenecek ve gençleşecek.” diyerek vurguluyordu. Yeni anayasa maddelerinde de bu durum açıkça belirtilmişti ki seçilme yaşı 25’ten 18’e düşürülmüştü. Böylelikle hem meclis bazında daha genç, dinamik bir yapı olacak hem de Ak Parti bazında…
Cumhurbaşkanı yeni dönemi atılım dönemi olarak belirlediklerini, 2019’dan 2023’e kadar gerekli planlamaların hepsini yapacaklarını söyledi. 2016 referandumunda milletin verdiği mesajı aldıklarını belirterek bu yöndeki yanlışları düzelteceklerini söyledi.
Belediyeler bazında önemli bir yere değinerek,
“Milletimize, partimize yük olan değil, yükü omuzlayan belediye başkanları ile yolumuza devam edeceğiz.” dedi.
Bu sözlerin referandumda kendi il ve ilçelerinde kaybeden belediye başkanlarına dönük olduğunu ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından oylamaya geçildi ve 1414 oyla 998 gün sonra yeniden Ak Partide ikinci Recep Tayyip Erdoğan ismi başlamış oldu.
Bu sonuçla beraber Ak Partide büyük bir yenilenme dönemi yaşayacağız, özellikle teşkilatların particilik anlayışından sıyrılıp, daha etkin, sorunlara çözüm bulmada daha pratik, göstermelik particilik anlayışından kendini kurtarmış bir Ak Parti oluşturulması gerekir…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
