Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

CHP’nin Bizans oyunları

Milletimiz yıllarca CHP’ nin yalancı cumhuriyeti, yalancı milliliği, yalancı halkçılığı, yalancı devrimciliği, yalancı tarihçiliği, yalancı laikliği, yalancı dindarlığı… ile avutula avutula bu günlere kadar geldi. Bu ikiyüzlü zihniyetin kuşaktan kuşağa  katmerleşe ketmerleşe bize kadar uzanan ne tükenmez oyunları ve oyuncuları, yalanları ve yalancıları varmış hepsini yaşadık ve gördük. Türkiyenin dünkü ve bugünkü sorunlarının temelinde onun inkar ve taklitçilik  bataklığında ürettiği Bizans yalanları ve oyunları millet olarak özümüzden kopmamızın ve yabancılaşmamızın temellerini oluşturmuştur.

Türkiyede yalanın efendisi kimdir denilse; birazcık vicdanı ve insafı olan herkes sağına soluna bakmadan CHP der, sanırım. Bir asra yakındır çağdaşlaşma, ilericilik, aydınlanma… yalanları ve  oyunlarıyla Türkiyeyi itibarsızlaştırarak Avrupa ve Amerikanın sömürgesi haline getiren bu zihniyetin yalanları ve karanlık oyunlarıdır.

Mahkeme kararlarıyla onanan bunca yalanları ve yalancıları bünyesinde barındıran başka bir parti yoktur. Milletinmizin özdeğerleriyle savaşmak için yalancı bir aydınlanma hareketiyle batı uygarlığına tapınan, bu milleti Haçlı oyunları karşısında rezil ve perişan eden bu partidir.

Karanlığa tapınarak; aydınlığa, yalana sığınarak; hakikate ulaşılmaz. Bizans oyunlarıyla milletimizi batı medeniyeti karşısında; din, ahlak, kültür, bilim, eğitim, sanat, edebiyat, müzik, spor gibi her alanda sömürge tipi bir devlet anlayışına mahkum eden, böylece; milletin çocuklarını mankurtlaştıran da yine bu partinin ideolojisidir.

Din ve İman, İslam ve Kur’an, medeniyet ve kültürümüze, tarih ve coğrafyamıza düşman bu zihniyetten, bu zihniyeti meşru gören bir anlayıştan millete faydalı bir hareket ve hizmet beklemek; celladından merhamet beklemek, bunları başımıza yönetici olarak getirmek; bir toplumun kendi idam fermanını kendisinin yazması ve imzalaması demektir.

CHP seçmeninin bir çoğu bu inceliği düşünecek, anlayacak, analiz edecek durumda ve psikolojide değildir. Çünkü; bunlar kokuşmuş bir ideolojinin kadim tarihimize, coğrafyamıza, dinimize ve kültürümüze karşı düşman olarak yetiştirilmiş Jöntürkleri, İttihatçıları ve mankurtlarıdır. Sol, sosyalist, kominist, ataist, batı kuklası düşünce akımlarından veya azınlıklardan, dönmelerden oluşan yabancı düşünce akımlarına inanan bu taban CHP’nin kadrolarını oluşturur..

Modernleşme, çağdaşlaşma, Atatürk İnkilapları, Kemalizm, Laiklik, Kadın Hakları, ilericilik, Marksistler…tabelaları altında yabancı ve zararlı düşünce akımlarınının ülkemizdeki yüzünü; batıya, sırtını; millete dönen inkarcı kuklalardır bunlar.

Bu tabanın bir kısmı öz değerlerimize saygılı ama kimlerle yol yürüdüğünün farkında olmayan, CHP’nin hayat tarzı ve dünya görüşüne yakın hayat tarzları olanlardır.

Bir başka gurup ise; mezhebi bağnazlıklarından kaynaklanan bir refleksle CHP tarafında olan, Dersimde CHP iktidarlarında idam edilen Seyyit Rızanın, topla, makineli tüfekle, uçakla bombalanan masum insanların katillerine ve cellatlarına aşık olmuş olmuş çocuklarıdır.

Deniz Baykalı keskin ve sert bir ayak oyunuyla oyun dışı bırakan CİA ve onun CHP içindeki taşeronları bir gecede Kılıçdaoğlunu parti liderliğine getirerek yalanın efendiliğine layık görmüşlerdir. Kılıçdaroğlu kendi başına karar verebilen bir parti lideri değildir.CHP içindeki ve dışındaki belirli güçlerin sadece basit bir kuklasıdır. Onu oraya uygun görenlere hizmet edemeyecek zamana kadar oradadır. Birgün vakti saati gelince de Baykal gibi onun da gözünün yaşına bakılmazsızın kendisinin bile haberi olmadan ıskartaya çıkarılır.

Muharrem İnce bir yerlerden icazet almadan CHP liderliğine soyunmuş acemi bir çaylaktan, deli dolu bir figürden ibaret olduğunu aday olduğu Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘’Gel buraya Muharrem!’’ ile anlamış omalı…

Gelelim İmamoğluna.Yalanın ve ayak oyunlarının legalleştirilip bayraklaştırıldığı bir partinin İstanbul Belediye Başkanı adayı olmak, onu; millietimizin nazarında İmamoğlu değil, yalanoğlu yapmaya yeter.Yunan Basının;’’ İmamoğlu Rum Pontus’un çocuğudur.İstanbulu kazanıp Bizansın intikamını almıştır…’’ demesi CHP’ nin hangi Bizans oyunları ve yalanlarıyla meşgul olduğunun açık bir ifadesidir.

23 Haziran seçimleri yalan dolan ile hakikatin, iki yüzlülükle doğruluğun, yerli ve milli olan ile yabancılaşmanın, ‘’Zulüm; 1453’ te başladı’’ diyenlerle Fatihin çocuklarının mücadelesidir. Konstantinepolis’i İSTANBUL yapanların ve İSTANBUL olarak kalacak diyenlerle batıya öykünen Olimpusdağının çocuklarının mücadelesidir.

Arif Altunbaş *

Tüm Yazıları →

Ayrıca Bakınız

Bir Seçim Fırtınası ardından… (3)

Arif Altunbaşİlk defa yarım asır sonra CHP nasıl Türkiye’ nin en büyük partisi olarak kara …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir