Cumartesi , 14 Aralık 2024
Son Dakika Haberler
ÇANAKKALE’DE KADIN SAVAŞÇILAR

ÇANAKKALE’DE KADIN SAVAŞÇILAR

Tarihimiz kadınlarımızın savaşlardaki kahramanlıklarının örnekleriyle doludur. Hz. Peygamber döneminde kadınlar savaşlarda geri hizmetlerde yerlerini almışlardır. Cepheye su taşımak, yemek yapmak, sağlık hizmetleri ve konaklama bölgelerinde bekçilik yapmak, şiirler okuyarak erkekleri cesaretlendirmek gibi görevler yapmışlardır. savaşlarda bizzat çatışmalarda yerlerini almışlardır.

Sahabe kadınlarından Ümmü Atiye el-Ensariye Peygamberimizle birlikte yedi savaşa katılmıştır. “Onların geride bıraktıkları yüklerine bakıyor, onlara yemek pişiriyor, yaralıları tedavi ediyor, hastalara bakıyordum.” diyor.

Hz. Peygamber sefer ve gazvelere çıkınca eşlerinden birisini de kura ile belirleyerek beraberinde götürmekteydi.

Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için çalışan unsurların başında Baciyan-ı Rum/Anadolu Kadınları gelmektedir. Bağımsızlığa giden yolda Nene Hatunlar, Şerife Bacılar öne çıkan isimlerdir.

Çanakkale Kara Savaşları’nda da kahraman kadınlarımızı görmekteyiz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. A. Mete Tunçoku Çanakkale Kara Savaşlarına katılan kahraman kadınlarımızla alakalı olarak Avustralya ve Yeni Zellanda arşivlerinde pek çok belgeyle karşılaştıklarını belirtir. Konuyla ilgili bilgilere Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde yer alan, Anzac askerlerinin Çanakkale’de siperlerde yazdıkları günlük ve mektuplarda rastlanmaktadır. İşte Türk kadın savaşçılardan bahsedilen bazı mektuplarda yer alan satırlar…

The Age adlı Avusturalya gazetesinde, 8 Eylül 1915 tarihinde yayınlanan, Avustralyalı Piyade Er J.C. Davies’in annesine yazdığı bir mektupta Türk kadın savaşçılarından şöyle bahsediyor: “Vurulduğum 18 Mayıs günü, keskin nişancı bir Türk kızı vardı. Güzel, iri yapılı ve 19-21 yaşları arasında görünüyordu. Günün uzunca bir bölümünde sürekli olarak ateş etti. Gerçi birçok adamımızı vurdu ama gün bitiminden önce Avustralyalı bir asker tarafından vurulunca, gene de üzüldüm. Ölüsünü ele geçirdiğimizde yanında bir Türk erkeğinin cesedini de bulduk. Kadının vücudunda tam 52 kurşun vardı. Bu savaş korkunç…”

Arşivlerde aynı konuyu dile getiren birkaç mektup ya da günlük daha bulunmaktadır.Mısır’da yayınlanan The Egyptian atiha adlı gazetede yer alan ve bir askerin İskenderiye’den ailesine yazdığı mektubunda, Türk kadın savaşçılardan şöyle bahsedilmektedir:  “15 Ağustos 1915 Pazar günü savaşa katıldık. Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermilerinin yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı Türk kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi. Burada çarpışanların çoğu kadın ve kız…”

Yeni Zelanda’dan savaşmak için gelen Otago Birliği’ne mensup bir asker ise keskin nişancı bir Türk savaşçısını yakalamak için operasyon düzenlediklerini, yakalanan kişinin kadın olduğunu ve kendisini yeşile boyayıp, ağaç ve bodur bitkilerle uyum sağladığını gördüklerinde çok şaşırdıklarını söyler…

Buna benzer bir başka kahramanlık olayını da yaralı bir İngiliz askeri anlatıyordu: “O bir Türk kadın savaşçısıydı ve durmaksızın saklandığı evden ateş ediyor, evi boşaltıp teslim olmayı reddediyordu. Sonunda ele geçtiğinde yanında yaşlı annesi ve çocuğu vardı. Yakalana kadar bir pencereden ısrarla ve özellikle subaylarımızı hedef alarak ateş etmekteydi. Sanırım öldürdüğü bazı kurbanlarını süngülemişti de. Üzerinde on altı askerimizin künyesiyle oldukça yüklü miktarda yabancı para bulduk.”

Çanakkale Savaşı’na katılan ve tarihteki tüm savaşlarımızda yerini alan kahraman kadınlarımızı, analarımızı, bacılarımızı rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum.

 

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir