Pazartesi , 4 Kasım 2024
Son Dakika Haberler
CUMHURİYETİ 1923’TE KURDUK, KAYMAĞINI 21. YY’DA YEDİK -5-

CUMHURİYETİ 1923’TE KURDUK, KAYMAĞINI 21. YY’DA YEDİK -5-

15 TEMMUZ HAİN DARBE GİRİŞİMİ… İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞIMIZ… 15 Temmuzla ilgili yazacaklarımı daha önce 23 Ağustos Çarşamba günü yazmış olduğum “YÜKSELİŞİN ADRESİ -III-” başlıklı yazımdan aktarıyorum:

Türkiye Askeri Üniformasını giymiş FETÖ askerleri (genetiği bu milletin genetiği ile uyuşan askerlerimizi tenzih ederek) Boğaz Köprüsünü kapatarak ülkeyi ele geçirmeye çalıştılar. Devletin içerisinde yaklaşık 40 senedir adeta bir yılan gibi çöreklenmiş FETÖ ve onun şakirtleri bu milleti içeriden çürüyen bir ağaç misali yok etmeye çalıştılar. Sonunda ne olacaktı. Tamamen tahakküm altına alınmış, kolay şekil verilebilen, BATIVARİ bir Türkiye inşa edilecekti. Ancak unutulan bir şey vardı. Bu milleti tek bir işareti ile meydanlara çıkarabilecek biri vardı. FACETIME ile bağlantı kurarak tüm milleti meydanlara çağıran RECEP TAYYİP ERDOĞAN’ın çağrısı elbette cevapsız kalmayacaktı. Halk yaklaşık bir ay boyunca meydanları terk etmedi. Devlet bu yapı ile mücadele etmek için OHAL ilan etti. OHAL millete değil, bu devletin karşısında olanlara karşı mücadele etmek için ilan edildi. Kolay bir hadise değildi bu, 249 şehit ve 2195 gazimiz vardı. Onların haklarını nasıl ödeyebilirdik! Bu yapıyla mücadele ederek tabiki. Ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz…”

Her şey zamanla yerli yerine oturuyordu. Öyle de olacaktı. 15 yılda inanılmaz bir değişim yaşamıştı Anadolu’nun göz bebeği Türkiye… Tabiki her şey istikrarlı tek parti döneminde gerçekleşiyordu. “TEK PARTİ” söylemim yanlış anlaşılmasın. Burada koalisyonların olmadığı siyasi hayatı kast ediyorum. Yoksa bu dönem Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki tek parti yıllarından oldukça farklıdır.

İşte bu istikrarlı dönemin siyasi bir zemine oturtulması gerekiyordu. 16 Nisan 2017’de referanduma gittik. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine %51,4’lük oy oranı ile EVET dedi. Millet kendi yönetim metodunu belirlemiş oluyordu…

Buraya kadar yazdıklarımızı genel itibari ile değerlendirip, serimizi sonuca bağlayalım…

Aslına baktığımızda burada üç ayrı dönem karşımıza çıkmaktadır. İlk dönem 1923-1950 yılları arasındaki 27 yıllık CHP dönemi. Bu dönemin 15 yılı Mustafa Kemal önderliğinde geçmişti. Mustafa Kemal, Batı’ya karşı her ne kadar demokratik bir görünüm verme amacıyla alternatif partiler kurduysa (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası) da kendi iktidarını sekteye uğratacak düşüncesiyle, bir bahane ile kapatma yoluna gitmiştir. Mustafa Kemal’den sonraki İnönü dönemi de bundan pek farklı değildir. Öyle ki İnönü iktidardan inmemek için yeni kurulmuş olan Demokrat Partinin, yeni kurulan bir parti olmasını da fırsat bilerek 1947 yılında yapılması beklenen seçimleri 1 yıl öne çekerek 1946’da gerçekleştirmiştir. Sonuç olarak CHP son kez tek başına iktidar olmuştur.

İkinci dönem 1950 sonrası dönemdir. Bu dönemin başlarında DP milletin GERÇEK OYLARIYLA iktidarı devralmıştı. İktidara ilk kez milletin genetiği ile uyumlu bir Başbakan geliyordu. Adnan Menderes milliliğin, cumhuriyet tarihimizde ilk adımlarını atmaya başlamıştı. Ancak BATI oldukça rahatsız olmuş olacak ki işi ipe götürmeye kadar götürdü. Ülkede darbe, cuntalar dönemi başladı. 21. yy’a kadar nice önemli devlet adamlarımız bu yolla ülkemize hizmet etmekten alıkonuldu…

Son olarak üçüncü dönem de 21.yüzyılın hemen başında istikrarın yeni bir başlangıcı olan Ak Parti dönemidir. Ak Partinin yaptıklarını uzun uzadıya tekrar anlatmayacağım burada. Bununla ilgili çokça yazı kaleme kaldım. Geçmişten bu yazıları okuyabilirsiniz. Biz burada yazı serimizi sonuca bağlamakla yetinelim…

Türk milleti ülke kurulduğundan bu yana kendine yapılan zulümlerden, zorbalıklardan, tahakkümlerden çok çekti. Bunların acısını da bir yerde çıkarması gerekiyordu. Öyle de oldu. Millet bir yerde kendi yönetim metodunu kendi seçti. İnanıyoruz ki 2019 ile birlikte kurumsal yapısını sağlamlaştırmış bir yönetim sistemi ile daha güçlü bir  siyasi zemin oluşturulacaktır.

Unutulmamalıdır ki millete dayanılarak yapılan hiçbir iş yarıda kalmaz. TÜRK MİLLETİ gibi duyarlı bir millet devletini zor zamanlarında yalnız bırakmaz. Bırakmayacaktır…

Selam ve dua ile.

İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir