Rusya geçmiş tarihinde olduğu gibi bu gün de işgal, zulüm ve katliam ordularının başını çekiyor. Nerede bir işgal varsa orada bir Rus parmağının izi var.
İran İran İran; intikam, zulüm ve kan… Nerede bir mezhep çatışması varsa, orada mutlaka İran var.
Uluslararası toplumun vicdanı kurumuş, insafı yok olmuş, gözleri bu işgal ve zulümleri değil, ‘’acaba bu kavgadan bize ne kadar pay düşecek’’ hesabından başka bir şeyi görmüyor.
Tarih Suriye halkını bütün varlığıyla kucaklayan ve bağrına basan, onlara her türlü imkanları vererek sahip çıkan Türkiye’yi de altın harflerle nasıl bir ‘’Ensar’’ olduğunu yazacak. Leş kargaları ve akbabaları da insanlığın yüzkarası olarak sahifelerine kaydedecektir.
Rusya ve İran’ı nasıl kan döken bir canavar, Hizbullah ve YPG’ yi, Esed katilini ve taraftarlarını tarihin en vahşi katilleri olarak anacaktır.
Bu savaş; gelişi güzel, basit bir iktidar kavgası değil, tarihi Haçlı savaşlarının devamı niteliğinde Hilal ile Haç’ın savaşıdır.
Bu savaş; çağdaş Kılıçarsalan, Nureddin Zengi, Salahaddin Eyyübiler ile çağdaş Haçlıların bir savaşıdır. Bu savaş; çağdaş Bizans çocukları ile çağdaş Selçuklu evlatlarının savaşıdır.
Hilal ile Ehli Salib’in savaşıdır bu. Çağdaş Haçlı ordusu Amerika, Rusya ve Onların tarihi müttefikleri Fatimilerin çocuklarının Selçuklulara, Eyyubilere karşı verdiği Haçlı savaşın bir devamıdır bu.
Bu savaş; Habil ve Kabil’in savaşı, İbrahim ile Nemrud’un savaşı, Firavun’la Musa’nın savaş’ı, Hz. Muhamed ile Ebu Cehil’in savaşı… İman ile Küfrün savaşı.
Suriye savaşında bir gün Tevhidin Erleri kazanacak Allahın izniyle… Ama; Haçlı çocukları ve onların yandaş ve müttefikleri mutlaka kaybedecekler. Bundan önce kaybettikleri gibi… Bundan sonra da kaybedecekleri gibi…