Kısa zamanda; Gürcistan, Ukrayna, Kırım, Suriye ve dünyanın dörtbir yanında sınır ihlalleri, askeri, nükleer gövde gösterileri ve tehditlerle Rus saldırganlığı kontrol edilemez bir noktaya doğru gitmektedir.
Şımarık Rusların saldırganlığı sadece kendileri ve Rusya için değil, sınırları içinde yaşayan tüm Slav olmayan insanları, komşu ülkeleri ve dünya barışını tehdit eden tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır.
Bu Rus istilacılığı ve yayılmacılığının önüne geçilmezse, bu şımarık yöneticilere DUR! denilmezse, dünya 2. Dünya savaşında Hitler faşizminden çektiğinden daha fazla bir acı çekecek, yeryüzü yeni felaketlerle karşı karşıya gelecektir.
İnsanlık Rus faşizminin bela ve musibetinden, saldırı ve yıkımından kurtulmak için yine çok büyük bedeller ödeyecek, bu topyekün yıkım ve tahribattan her insan, her ülke az veya çok zarar görecektir. Bu tehlikeli gelişme karşısında kimse, ”Bize ne diyemeyecek” kadar ciddi ve hayati bir önem arzetmektedir.
Faşizim kimden, hangi yönden, hangi sebepten ve nasıl gelirse gelsin insanlığın huzur ve saadetini, barış ve özgürlüğünü tehdit eden, insanlık had ve hudutlarını aşan saldırgan bir eylemdir. Tarihte Firavun, Nemrut, Romalılar, Hitler, Misolini, Stalin ve bizde de tek parti diktatörlüğünde olduğu gibi insan ve canlılar, ekolojik çevre ve yeryüzü en çok bu sınır ve ölçü tanımayan faşist anlayıştan zarar görmüşür.
Akıl ve mantığın kontrolünden çıkmış bu saldırganlara karşı zamanında caydırıcı ve etkili tedbirler alınmaz ve bu haddini bilmez şımarıkların önüne geçilmezse, dünyayı iyi günler beklemiyor. Bütün insanlık ve dünya yeni bir felaket ve yıkımla karşı karşıya olduğunu anlamalıdır.