– Adam
Açık açık Erdoğan’ın devrilmesi için
Başımıza büyük felaketlerin gelmesi gerektiğini
Bunların arasında
Büyük yangınların çıkması gerektiğini söylüyor. “Sen ne demek istiyorsun..böyle muhalefet mi yapılır?” diye
Hesap sorulmuyor.
– Adam
Amerikan fonlarından harıl harıl para alıyor
Yetmedi
Dönüp Avrupa’dan da ziftleniyor.
Bu arada
Antiemperyalist sol ayaklarına yatıyor.
Öyle ya!
Zamanında solcu geçinenler
Beğenmedikleri her önüne gelene “işbirlikçi!.. Amerikan uşağı!.. Faşist!.. vs.“ dedikleri için şimdi kalkıp kim ona “işbirlikçi!” diyebilir ki? Kendini bu şekilde garantiye aldıktan sonra,
İşinin(!) gereği olarak;
Devletimiz
4-5 cephede savaş halindeyken (Karabağ-Irak-Suriye-Libya vs. şimdi bunlara Yangınlar da eklendi) bozgunculuğa sebebiyet verecek yayınlar yapıyor. (E, işi bu!.. Elin oğlu parayı başka ne sebeple versin ki?)
Her şey bu kadar net, ayan beyan ortada iken yine hesap sorulmuyor.
– Kadın
Yunanistan’da yangın çıkarken, saçını başını yolup feryad-ı figan ediyor “Yunanistan’ın acısı acımızdır..” diyor
Ülkemizde yangın çıktığında ise;
Daha yangınlar devam ediyorken ve yangında vefat edenler toprağa verilmemişken,
Kadın hiçbir üzüntü emaresi göstermeden, sırf PKK suçlanmasın diye dezenformasyon görevini yaparak hedef saptırıyor.
Neymiş?
Yangın yerlerine “akepeliler çökecekmiş..”
Halkın acısı taze olduğu için
Bu kadar adi bir yalanı sorgulayıp;
“sahillerden bu kadar uzak, yangın yerine gelip kim otel yapar? Kaldı ki, bu işin imarı, mülkiyeti, ruhsat işleri bu kadar basit mi?
Ayrıca
Bu ruhsatları, plan tadilleri vs. yi yapacak belediyelerin büyük çoğunluğu CHP belediyeleri…“ diye sorulmadığı için kendini uyanık sanıp zekâmızla alay ediyor.
Bu kadar mesnetsiz bir yalanın da
Hesabı sorulmuyor.
– Cumhurbaşkanı 39 yıldır rutin olan bir kararnameyi imzalıyor.
Adam
Hemen o kararname üzerine atlayarak
Cumhurbaşkanımızı büyük bir töhmet altında bırakacak
Kafasına göre bir şeyler yazıp çiziyor, işi saptırıyor…
Hesap sorulmadığı için
Cumhurbaşkanlığı makamını diline dolayabiliyor.
Peki,
İnsanları infiale sevk edenlerden
Yalan haberler yayarak, bozgunculuk yapanlardan, karışıklık çıkmasına sebep olanlara karşı tedbir alınıp hesap sorulmayacaksa.. güvenliğimiz ne olacak?
Her isteyenin
İstediğini yapabilme hürriyeti mi var?
Burası yolgeçen hanı mı?
GÜLÜNÇ MUHALEFET
Muhalefete gelince:
Muhalefet ne diyeceğini şaşırmış vaziyette.
Kılıçdaroğlu
THK uçaklarını belediyelere devredilmesini istiyor.
Sanki
Belediyecilik konusunda çok başarılılar da, şimdi sıra geldi orman yangınlarını söndürme işine.
Hâlbuki
İstanbul’dan başlayıp Mersin, Hatay’a kadar olan
Tüm sahil belediyeleri yıllardır CHP’nin elinde.
Ve malum olduğu üzere bu belediyeler
Türkiye’nin geliri ve rantı en yüksek belediyelerini teşkil ediyor.
Bu şehir belediyelerinin bir ilçesi bile (Bodrum, Marmaris, Kuşadası vb. gibi)
Anadolu’daki 2-3 şehir belediyesi kadar geliri var.
Eğer bu sahil belediyeleri
Doğru dürüst yönetilmiş olsaydı
Bunların geliri ile Türkiye’deki tüm belediyelerin önemli ihtiyaçlarını karşılamak mümkün olurdu.
Ama
Bakıyoruz ki, mezkûr yerlere azıcık yağmur düşse ortalığı sel götürür.
Bu il ve ilçelerde
Arabanızı park edecek yeri bırakın, sürecek yol bulamazsınız. İlçede bir tur atmak isteseniz mümkün değil başaramazsınız. Bu kadar gelire rağmen altyapıları yok veya çok yetersiz.
Neden?
Çünkü
“Hatırlı” siteler denize yaklaşmak için vatandaşa bir gıdım yol bırakmamış da ondan.
RANT.. YOLSUZLUK VS.
Eğer denize girmek isteseniz
Beş yıldızlı otel ve “hatırlı” siteler kıyıları işgal ettiğinden mümkün değil yer bulamazsınız.
Bu güzelim ilçeler berbat bir şehircilik örneği ile yaşanmaz hale getirilmiştir. Altyapıları sıfır… Lağımların patlayıp ortalığı batırması an meselesi.
Oteller
Belediyenin onayı olmadan bir çivi bile çakamazlar
Ama
Bakıyorsunuz ki, sağa sola yayıla yayıla genişleyip dururlar. Belediyeler bunu görmez.
Neyin karşılığında?
Herkesi bildiği sırdır bu! Söylenmez…
Lafa gelince de
“Akp.. rant.. yolsuzluk” deyip dururlar.
SİVRİSİNEK
İşte bu muhalefet belediyeleri, daha kanalizasyon tesisatını yapmasını beceremezken
Kalkmış, devletten uçakları istiyor… Bunlarla yangınları söndürecekmiş.
Karşınızda
99 depreminde aciz kalmış bir Ecevit yok. O zamanlar bakanlarına ulaşıp kabineyi bile toplayamamıştı Ecevit…
Şimdi ise
Cumhurbaşkanı, Bakanları ve tüm ekip ve teçhizatıyla görev başında olan,
Yangını
Dakika dakika takip ederek
153 farklı yerdeki yangını söndürüp yaraları sarmaya başlayan bir hükumet var.
Bu hükumeti Ecevit hükumeti ile karıştırmayın.
Siz önce
İstanbul gibi bir şehri sivrisinek istilasından kurtarın da
Sonra büyük işlere talip olun.
Emin Batur