Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

HAVADA GELEN KARİZMA, HAVADA ÇİZİLDİ

Hava sahamızı ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin yankıları devam ediyor. Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen mevcut durumun sıcaklığı devam ederken öyle anlaşılıyor ki bu mesele iki ülke arasında birtakım olgulara da sebep olacaktır. Rusya şu ana kadar kimsenin kendisine yapmadığı veya yapamadığı bir durumla karşı karşıyadır. Muhtemeldir ki önceden yaptıkları gibi bir şey yapar, Türkiye’de buna sessiz kalır zannettiler. İyi de kim nereye kadar yapılanları duymazdan, görmezden gelecektir? Hep sineye çekilen birtakım gelişmelerin elbette bir yansıması olacaktır. Olmasaydı keşke demek güzeldir de keşke sınır ihlali yapmasaydılar. Hiç kimsenin sınırını ihlal etmeseydiler. Son aylarda çeşitli ülkelere ait 152 tane sınır ihlali yapmışlar. Baktılar ki bir şey olmuyor, devam edelim öyle mi? Biz yaptık oldu devirlerinin geçtiği günlerdeyiz. Gelen ağam giden paşam devri de geçti. Ben de ağayım ben de paşayım devrini yaşıyoruz. Senin büyük olman, senin güçlü olman senin her zaman haklı olduğun anlamına gelmiyor. Haklı olduğun oranda güçlüsün. Bunu da böyle bileceksin.  Birileri çıkar ve adamın havasını alır.

Rusya tarih boyunca yayılmacı ve işgalci bir dış politika izlemiştir. Hem I. Dünya Savaşı’nda hem de II. Dünya Savaşı’nda aynı siyaseti izlemeye devam etmiştir. Soğuk Savaş döneminde kültürel ve siyasal anlamda yine yayılmacı bir siyaset izlemiş, dünyanın Efendiliğine soyunmuştur. Sovyetler Birliği olarak 1957’de ilk uzay aracı olan Sputnik’i uzaya fırlatarak başta Amerika karşısında ve batılı devletler nezdinde büyük bir hava yakalamış ve müthiş bir karizmanın sahibi olmuştur. Bu karizma ile tarihi geçmişlerini aklamaları mümkün değildir de belki bazı gerçeklerin üstünü örtmek istemişlerdir. Özellikle Putin’in şahsi karizması bunda etkili olmuştur. Her türlü din olgusunun yasak olduğu dönemlerden Putin’le birlikte Ortodoks Patriği’nin ayağına gidilen dönemlere gelindi. Eski bir KGB ajanının bunları yapması olumlu olarak görülüyordu. Özellikle ünlü Rus yazar Aleksandr Soljenitsin’in ayağına giderek özür dilemesi önemli bir adımdı. Zira Soljenitsin Korkunç İvan’ın katliamlarını/Gulagları afişe eden bir adamdı. Gulag, Sovyetler Birliği döneminde rejim muhaliflerinin gönderildiği çalışma kampları sistemi idi. 250 yıl boyunca Rusya’da üst üste “Gulag”lara insanlar konuldu. Çar Korkunç İvan’ın başlattığı bu uygulamayla binlerce insan oralarda öldü. Birinci Dünya Savaşı sırasında Asya’daki Türklere yaptıkları, hayvan vagonlarında Sibirya’ya yapılan sürgünler, toplu katliamlar vs.vs. Bütün bunlar Rusya’nın geçmişinin kara lekeleriydi. İşte Putin’in dünyanın her yerinde ben de varım mantığı ile hareket etmesinin arkasında yatan sebep geçmişin kara lekelerini örtme çabalarına matuftur. Bu gayretleri sadece geçmişi örtmek istemesiyle açıklamak yetersiz kalır, zira dünya liderliğine soyunmaktadır. Kırım üzerinden Ukrayna’yı etki altına almak, İran ve Suriye üzerinden Ortadoğu’da ben de varım havası vermek, Asya’daki Türk Cumhuriyetlerine ben yokmuşum gibi davranamazsınız mesajları vermek, Baltık ülkelerine kendisini hatırlatmak Rusya’nın yayılması siyasetinin tezahürleridir.

Rusya geçmişini temize çıkartamayacağını bildiği için dikkatleri başka tarafa çekmekte geçmişiyle aynı sayılabilecek eylemlerin içinde yer almaktan da utanmamaktadır. Suriye’de kendi halkından 400 bine yakın insanı katleden zalim Esed’e destek olmak ne ile açıklanabilir? Suriye meselesinde en fazla söz söyleyen ülkelerin başında gelen Türkiye’nin hava sahasını ihlal etmek hem bize hem de bizim üzerimizden başka ülkelere mesaj vermek anlamına gelmektedir. Özellikle Türkmen Dağı bölgesindeki kardeşlerimizi katlederek bakın ben NATO üyesi Türkiye’nin kardeşlerini bile bombalayabiliyorum, ona göre ayağınızı denk alın demeye getiriyor.

Sınırımızı ihlal eden uçak düşürüldü, Rusya’nın uzaydan gelen karizması çizildi. Peki, şimdi ne olur? Her şey olacağına varır. Bundan bir savaş çıkmaz, kimse de istemez. Rusya’dan ziyade Patin kendi karizmasını kurtarmak için bir iki atraksiyon yapacak, kendince bizi cezalandıran birtakım tedbirler alacak, bakacak ki kimse tınlamıyor, ucu kendisine de dokunacak ve durum yavaş yavaş normale dönecektir. Zamanla yaptığının yanlış olduğunu, en büyük yanlışın ise sınır ihlali olduğunu bir kez daha anlamış olacaktır.

Bireysel hayatımızın da, sosyal hayatımızın da ve devlet hayatımızın da insani bir ilkesi olmalıdır. Bunu özellikle kalın kafalı Putin’in iyi anlaması gerekmektedir. “KENDİNE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİN BİR ŞEYİ SEN DE BAŞKALARINA YAPMAYACAKSIN.”

 

Ömer Naci YILMAZ

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir