Aydın Aydın
12 Eylül 1980 darbesi sürecinde darbeciler “siyasal İslam’ın simgesi” diyerek kadınlarda tesettürü, yani halk deyişi ile başörtüsünü yasaklama yoluna girdiklerinde, darbeyi ve darbecileri canla başla savunan sözde nurcu kesimlerden birisi olan “Yeni Asya Gurubu” bir heyet oluşturarak darbenin lideri ve o dönemlerde Türkiye merkez vaizi gibi dinsel beyanatlar veren, Kenan Evren’e giderler ve ona derler ki….
-Eeey devletimizin büyük kurtarıcısı,, eeey şanı büyük Kenan Evren paşamız… Bu başörtüsünun milli selamet (MSP) ile falan herhangi bir ilgisi yoktur. Bu, doğrudan Allah Teala’nın bir emridir ve Kur’an’ı Kerim’de de bu konuda şu şu ve şu şu ayetler vardır…
Beklenti nedir?
Kenan Evren’in “Yaşa öyle miii . Ben bilmiyordum. O halde hemen bu lanetlik işten vaz geçelim’ demesidir.
Kenan Evren bunları tebessüm ederek dinlemiştir.
Yeni Asya ekibi büyük bir iş yaptıklarını ve bu işi artık çözduklerini düşünmektedirler. Herkesin yüzünde Kenan Evren’in tebessümünün benzeri vardır. Ekipte ayrıca Kenan Evren darbesini neden savunduklarının gururu vardır.
Çünkü… Meseleyi çözmüşlerdir.
Fakat o da ne?
Kenan Evren’in gülümsemesi devam ediyor ama bir de bakın neler diyor.
Diyor ki … Biz bunları biliyoruz beyler. Bilmeden yaptığımızı düşünecek kadar ahmak olduğunuzu gördüğüm için de gülüyorum. Size gülüyorum yani…
Ne olur?
Yeni Asya gurubu oraya darbeci olarak gitmiştir ve o günden sonra darbecileri savunmayı bırakmışlardır.
Peki daha sonra?
28 Şubat sürecinde post-modern darbe denilen darbenin yanında ve içinde olmuşlardır.
Peki ama biz bunları niye anlattık?
On dört tane kişi… Her birisi, hasbelkader bir ilahiyat fakültesine girmiş ve çıkmış. Bazıları da halen içeride duruyorlar ve bunlar bir araya gelmişler “Şeriat İslam değil, İslam da şeriat değil” diye bir bildiri yayınlamışlar ya… Türkiye’nin cümle aydınlanmacı büyük büyük gerçek müslüman kesimleri de bu bildiriyi bir manifesto gibi el üstünde tutuyorlar ya….
Diyanet işleri din işleri yüksek kurulu da bu bildiriye karşı din işleri yüksek kurulu’nun görüşünü yani fetvasını yayınlamış. Yani din işleri yüksek kurulu bu on dört darbeciye ve bu darbecilerin ayaklarına “Bu işin şöyle böyle olabilirliği yok. Bu iş Allah Teala’nın emrettiği şekilde aynen böyledir ve böyledir” demiş.
Demiş de ne olmuş.
Ne oldu?
Hiç. Çünkü herkes gibi onlar da biliyor şeriat İslam’dir ve İslam şeriat’tir.
Kenan Evren bilmeden mi başörtüsüne karşı savaş açtı ki bunlar da şeriat aleyhine bilmeden savaş açmış olsunlar?
Diyanet fetvasına karşı hepsi gülümsüyorlar ve içten içe…”Biz bu işin böyle olduğunu bilmiyor muyuz ki yani” diyorlardır ve diyanet ne kadar ahmak diye de içlerinde daha fazla gülümseme aşkı vardır.
Tarih boyunca….
İslam’ın ve özellikle şeriatın karşısında şerefi ile duran hiç bir kâfir olmadı ve bundan sonra da olmayacaktır.
Müslümanlara düşen bunlara şerefli insan muamelesi yapmamak ve ona göre kendi yollarında muhkem şekilde yürümektir.