Seçimin neticesini halk değil, parti başkanları veya milletvekili adayları belirleyince o seçim olmaktan çıkar, esas amacından uzaklaşır, başka bir şey olur.
Çünkü millet aday diye önüne konulan her nesneye değil, gerçekten kendilerinin vekili olabilecek bir kişiye oy verdiği zaman kendi vekilini seçmiş ve kendi seçimini yapmış olur.
Her seçim öncesi olduğu gibi birçok aday adayının içinde Alaaddinin lambası yanmaya başladığında, birçok aday adayının yeniden içlerinde gizlenen Dev uyanmaya başlar, içine sıkıştığı o cam şişeden dışarıya çıkmak ister.
Milletvekili olmak için ehil olup olmadıklarına zaten aday adaylarının birçoğu bakmaz. Kış uykusundan uyanıp mağarasından dışarıya çıkmak isteyen Dev sahibini hızla kontrol altına alır.
Daha sonrası malum… Ortalık şen şakraktır. Her yere bahar gelmiştir. Tabiat uyanır, ağaçlar yapraklanır, erikler beyaz çiçekler açar. Her aday adayı beyaz atlı süvari kesilir atılır meydana.
Ülkemizde ve az gelişmiş ülkelerde geçmiş zamanlardan beri süregelen bir döngüdür bu. Adaylar en güzel giysilerini giymiş, marka kravatlarını takmış, en şahane fotoğraflarla ortalığı donatmışlardır.
Bilbortlarda artistlere taş çıkartacak fotoshop resimler, güçlü seçim kampanyalarının hazırlık telaşları, reklam tahtalarını süsleyen boy boy fotoğraflar şehrin siluetine farklı bir renk katar.
Eski zamanlarda savaşçıların bir meydan savaşına girmeden önce atlarının kuyruklarını bağladıkları gibi, sanki adaylar beyaz kefenlerini giymişler, eğerlerini kuşanmış kapılarının önünde kişneyen atlar gazaya gidecek süvarilerini beklemektedir.
Şehrin her tarafını siyasi, puslu, can sıkıcı bir cinnet havası kaplamıştır. Hava öyle elektriklidir ki atların nallarından çıkacak bir kıvılcım o veya bu adayın etrafında sıkışan gas kütlelerini ateşleyecek ve şehri havaya uçuracak gibidir.
Herkesin havası yerinde veya öyle görünmektedir. Makyaj salonları doludur, imaj ustaları meşguldür, reklam teknisyenleri, propaganda mühendisleri iş başındadır. Kasaları ve keseleri dolanların keyfine diyecek yoktur.
Parti başkanlarının desteksiz, ayağı yerden kesilen vaatleri karşısında heyecanlanan esnaf geleceğe ümitle bakmaya başlar. Çiftçi mazotun , gübrenin ucuz olacağına ve tarlasından fazla ürün alacağına inanır, memur maaşının yükseleceğinden ümitlidir. Ajitasyon iyi, motivasyon ise, pek iyidir.
Bu atmosferde adaylar hodri meydan çekerek meydanlara atılırlar. Bu yarışta en sonuncu olup netice nal toplamak bile olsa mutlaka bu savaşa girecektir. Aday olan seçimde kazanmasa da seçimden sonra bürokraside yükselmek veya artık politik sıralamada en azından onun da bir yeri olacaktır.
Her dört yılda ve seçim arafesinde adayların içinde depreşen bu duygular seçimden sonra muhatabını ya kazanmanın doyumsuz zevkine ve zirvesine taşıyacak veya kaybetmenin derin hüznüne gömecektir . Ve bir seçim daha böylece atlatılmış, bir film daha bu vesile ile bir daha seyredilmiş olacaktır.
Ülkemizde seçimler ne zaman bir Hikâye veya eski bir film olmaktan çıkarılıp günümüze ve geleceğe dönük gerçek bir seçime dönüştürülebilinirse hem ülkemiz, hem insanımız ve hem de Türkiye’ye güvenen ve ümit bağlayan bölgemiz kazanacaktır.
Arif Altunbaş – Haber 7 den alıntı.
arifaltunbas@hotmail.com
@arfaltunbas