Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

ARANAN KAN: “REFERANDUM”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yeni Anayasa metnini geçtiğimiz cuma onayladı. Haliyle seçim takvimi de kesinleşmiş oldu. 16 Nisan 2017 Pazar günü Türkiye referanduma gidiyor.

Tabi her çalışmamız gibi bu anayasa çalışması da bu aşamaya kadar kolay bir şekilde gelmedi. Bu ülkenin ana muhalefet partisi tarafından olmadık hareketlerle bu süreç uzatılmaya çalışıldı. Hadi HDP’yi anlarım. O parti, genetiğinin gereğini yapıyor. Peki sana ne oluyor? Sen bu ülkenin kurulmuş ilk siyasi partisisin, %25’lik kısmına hitap ediyorsun, nasıl oluyor da terör örgütü propagandalığı yapan HDP, PKK, DHKP-C, PYD-YPG ile bir araya geliyorsun? Ana muhalefet dediğin bunu mu yapmalı, hayır. Eğer yeni anayasa metninde eksik gördüğün bir şeyler varsa gelir söylersin, üzerinde istişare edilir. Bunu yapmak yerine her fırsatta ülkeni oraya buraya kötülemek de ne demek!

Görüşmeler sırasında bir milletvekilinin bacağını ısıracağınıza, kendinizi kürsüye kelepçeleyeceğinize, oy kullanma kabinin önünde kuyruklar oluşturacağınıza oturup da bu milletin derdiyle dertlenemediniz mi? Hayır tabiki de. Çünkü CHP hiçbir zaman bu ülkenin derdiyle dertlenmedi, hem hal olmadı.

1923’ten 1950’ye kadar seçimin dahi yapılmadığı, jandarma dipçiğiyle, silah zoruyla oyların zorla, açık bir şekilde CHP’ye bastırıldığı günleri yaşadı bu millet. Nerede partinizin içinde halk ibaresinin geçmesine rağmen halkçılığınız, nerede!

Türkiye gerçek demokrasiyi Ak Parti ile yaşamaya başladı. Bunu siyasi bir nedenle söylemiyorum. Demokrasi gidip halka oy kullandırmak, birisini seçtirmek değildir. Asıl demokrasi halka gitmek, ülkenin derdini yine millete sorarak çözmek, refaha kavuşturmaktır. Neden Ak Parti kapatılma ile yüz yüze kaldı bunun için, halka birbiriyle bütünleşmeyi gösterdiği, bir olmayı, diri olmayı gösterdiği için. Bugün küresel emperyalizmin alçak temsilcileri bunun için karşısında. Bu Ak Parti olduğu için değil, bunu CHP de yapsa aynı yaklaşımı gösterirlerdi, HDP de yapsa aynı yaklaşımı gösterirlerdi. Hadise budur. Bu ülkenin yararına kim bir tuğla koyarsa dış mihraklar aynı tavrı takınırlar.

Burada bize düşen şey şu ortamda, tüm şer odaklarının, küresel emperyalizmin üzerimize geldiği bir ortamda aynı safta yer almak esas olmalıdır. Bu anayasa sadece belirli bir partinin, kesimin anayasası değildir, hepimizin, aynı zamanda İslam dünyasını da ilgilendiren bir anayasadır. Çünkü Türkiye bu sistemle şimdiki gücünün üzerine bir bu kadar daha ekleyecek, karar alma mekanizmalarını daha etkin bir şekilde piyasaya sürecektir.

Biz kimseye düşmanlık yapalım demiyoruz, bu sistem bize hiç yabancı değildir. 300 sene Selçuklu ile 600 sene Osmanlı ile bu sistemle yönetildik. Hatta devletin bekası uğruna nice padişah evlatlarını öldürmek durumunda kaldı, nice padişah kendi evladının ölümüne karar verdi. Yavuz Sultan Selim’in bu konuda çok güzel bir sözü vardır: “Osmanlı öyle güzel bir gelindir ki iki damadı birden kaldırmaz.” İşte burada kast edilen çift başlılık yani devlet yönetiminde tek ses olacak, polifoni (çok seslilik) ortadan kalkacak. Bu demek değildir ki diğerleri yok sayılacak, hayır. Her iş ve eylem istişare ile çözülecek, herkes birbirinin görüşlerine saygı gösterecek…

Sonraki yazımızda maddeleri anlatmaya başlayacağız.

Selam ve dua ile…

   İBRAHİM YAVUZ

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir