Akıncılar Dergisi Türkiye'nin Güncel, Doğru ve Seviyeli Haber ve Bilgi Portalı
Ak Parti 1 Kasım seçimlerinde %49,49 oy alırken, 24 Haziran seçimlerinde önceki seçime göre yaklaşık 7 puanlık bir düşüş oldu. Her ne kadar 7 puanlık bir düşüş olsa da muhalefetin (MHP de dâhil ancak Ak Parti ile aralarında ittifak var) anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı ve Bakanların herhangi bir suç işlediği ile ilgili oylama ve de erken seçim kararı teklifleri için Ak Parti olmadan 5/3 çoğunluğu sağlamaları mümkün görünmüyor. Yani bu teklifleri Mecliste verebilmeleri için mutlaka Ak Partili vekillerin oyları gerekiyor…
Bilindiği gibi 24 Haziran seçimlerinde seçime ilk defa giren İP, barajı geçmiş ve Mecliste koltuk sahibi olmuştu. İP, Bahçeli’nin Olağanüstü Kongre’ye gitmemesi sonucu ona muhalefet olanların kurduğu ve Meral Akşener’in başkanlığını yaptığı bir parti olduğu için MHP’li seçmenlerin bir kısmının Bahçeli’den kopacağı ve İP’e geçeceği aşikârdı. Hatta öyle oldu ki daha seçimin arefesine kadar bile MHP’nin barajı geçemeyeceği, ittifakı bu yüzden kurduğu da dillendirildi birçok kesin tarafından…
Ancak Bahçeli’nin daha işin başında MHP’nin baraj problemi yoktur demesi seçim sonucu ile de örtüşünce bunu söyleyenlerin iddiaları da bir kez daha boşa çıkmış oluyordu. MHP almış olduğu %11,1 oy ile barajı geçti ve 49 milletvekili ile mecliste yer aldı.
Şimdi burada öngördüğüm oy kaymasını söyleyeyim. Ak Parti’nin 7 puanlık kaybının %4 ile 5 arasında MHP’ye kaydığını düşünüyorum. %2-3 puanlık kaybının da İP’e geçtiğini düşünüyorum. Ak Parti’den MHP’ye oy kaymasının nedenlerini sıralayacak olursak da en büyük nedenin veya nedenlerinin; Ak Parti listelerinin ilk açıklandığında gerçekleşen tepkilerin olduğu ve dolayısıyla da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’a milletvekili seçimlerinde ise nasılsa ittifak var oy kaybı olmaz denilerek MHP’ye verildiği kanaatindeyim. Tabi bunun içerisine Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP lideri Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan’ı destekleyeceği ve de Cumhur İttifakı içerisinde Ak Parti ile yer alacağı dolayısıyla da Ak Parti seçmeninin MHP’ye bir gönül borcu olarak oy vermesi durumunu da katabilirsiniz. %2-3 puanlık kaybın İP’e geçtiğini, FETÖ’den içeri alınan ve daha önceden Ak Parti içerisinde yer alan AKP’lilerin bu kaybın ana aktörleri olduğu kanaatindeyim…
Millet İttifakı içerisinde yer alan partilerde durum daha da karışık. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce %30,6 oy alırken CHP ise bunun 8 puan altında %22,6’da kaldı. Peki bu aradaki fark nereye gitti? Asıl can alıcı nokta burası. Hani seçimlerden sonra CHP lideri Kılıçdaroğlu dedi ya seçimin asıl kaybedeni Ak Parti’dir diye. İşte öyle değil o mesele. Ak Parti’nin durumunu yukarıda izah ettik. Asıl kaybeden CHP’nin ta kendisi.
İnce, uzun yıllar sonra ilk kez kendileri açısından %30 barajını ilk kez aştıklarını da ifade etti. Tabi Cumhurbaşkanı adayı bazında oldu bu durum. Milletvekili seçimlerinde kaybeden CHP oldu. Bunun asıl nedeni de seçim süreci boyunca da çokça dillendirdikleri ve telefonlarla CHP’li seçmenleri arayıp her aileden HDP’ye bir oy kampanyası idi. İstanbul’da CHP’nin kalesi olarak bilinen birçok ilçesine bakın ne dediğimi anlarsınız.
Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu ilçelerde düşük oy oranlarında kalırken, milletvekili seçimlerinde işler değişiyor, oy oranları yükseliyor. Zaten HDP’nin barajı aşmasına en büyük katkıyı bu seçimde Doğu vermedi. Tamam, Doğu’da hatırı sayılır bir oy aldı ancak önceki seçime göre düşüktü. Bu seçimde asıl desteği Batı’dan buldu HDP…
SP ise aldığı oy oranı göze görünmese de CHP’ye ittifakta yer aldığından dolayı 15 milletvekili hediye etti. Bu da Erbakan’ın kemiklerini sızlattı. Her neyse durumlar böyle. Peki bundan sonra özellikle CHP için ne olur onu değerlendirmeye çalışalım. Ancak Çarşambaya…
Selam ve dua ile…
İBRAHİM YAVUZ
