Geçen gün televizyon tartışma programlarının birinde
Muhalefeti temsilen birileri çıkmış
Uzay programı, astronot yetiştirme, Ay’a gitme vb. konularla ilgili konuşuyorlardı.
Konuşuyorlar ama bu zevat hiçbir şey bilmedikleri gibi
Konuyu saptırmak için her türlü manevrayı yapmaktan geri kalmadılar.
Moderatör de
Bir müddet onların etkisinde kalarak
Uzay programı konuşulacakken
Birden
Mevzu imam-hatip okullarının çokluğuna, diyanet bütçesinin fazlalığına falan gelmesine ses çıkarmadı.
Çünkü mezkur zevatın
Mevzu ile ilgili hiç bir bilgileri yoktu,
Bildikleri şeyler de yanlıştı.
MUHALEFET LİDERLERİNİN SÖYLEDİĞİ
BUNLARDAN AŞAĞI MI?
Hayır!
Uzaya çıkma gibi önemli bir projenin hayat geçmesi için heyecan duyacaklarına, onlarda mevzuyu alaya alarak bu milleti hiç tanımadıklarını ortaya koymuş oldular.
AYNEN YILLARCA
ERBAKAN HOCAYA YAPTIKLARI GİBİ
Siyasi hayatımın büyük çoğunluğu
Rahmetli Erbakan hocanın rahle-i tedrisatında geçti.
Ve malum olduğu üzere
Uzun bir süre muhalefette kaldık.
NASIL MUHALEFET YAPARDIK?
Muhalefette iken
Erbakan hocamız gerek mecliste
Ve gerekse meclis dışında yaptığı konuşma konferans vb. etkinliklerle iktidarın önünü açacak ders niteliğinde, konuşmalar yapardı.
Hoca
Konunun anlaşılması için
Tablo ve grafikler hazırlar, mevzuyu iktidar için adeta hazır lokma haline getirir işlerini kolaylaştırırdı.
Bütün bunlar için ne kadar büyük emekler harcandığını söylemeye gerek yok.
Arşivlere girildiğinde
Erbakan hocanın daha o yıllarda
Bugünkü GARA, KANDİL vb. terör yuvalarını işaretle
Amerika’nın bu bölgede çevirdiği dolapları tek tek anlatır
İktidarın tevır koymasını beklerdi.
Aynı şekilde
Ülkenin sahip olduğu yer altı ve yer üstü kaynakları
Türkiye haritası üzerinde işaretler
Ve hangi madenin nerede olduğunu,
Ulaşımla ilgili neler yapılması gerektiğini,
Maddi-manevi zenginliklerimizin neler olduğunu
Bir hocanın öğrencisine anlattığı gibi tek tek anlatırken, ter içinde kalırdı.
BUNA KARŞILIK
O ZAMANKİ İKTİDAR VE MEDYA NE YAPARDI?
– Hoca yine uçtu… Yüz bin tank yapacakmış(Halbuki hoca yüz bin motor demişti)
– Hoca ülkeyi otoyol ağıyla örecekmiş… Ha ha ha!
– Hoca her şehire havaalanı ve üniversite kuracakmış… Ho ho ho!
– Hoca Boğaz’ın altından geçecek, Çanakkale’ye köprü yapacakmış… Hi hi hi!
– Hoca hızlı tren, nükleer tesis vs vs vs yapacakmış
Der alaya alırlardı.
Yani durum
Aynen şimdiki gibi.
PEKİ, YA ŞİMDİ?
Şimdi tam tersi oluyor.
Dün muhalefet hazırlık yapıp iktidarın önünü açarken, bugün iktidar bir sürü emek verip hazırlık yapıyor, muhalefetin de bunun ucundan tutmasını istiyor
Ama
Muhalefetin öyle bir derdi olmadığı için işi gırgır şamataya alıyor.
AY’A SEYAHAT
Baktım ki,
Dün Erbakan hoca ile dalgasını geçenlerle
Bugün uzay programı açıklandıktan sonra, dalga geçenlerin üslupları aynı.. fark eden bir şey yok.
– Ay’a gidiş yolunu dört şeritli mi yapacaksın? Hi hi hi!
– Bu parayla Everest’e bile çıkamazsın!Ho ho ho!
– İhaleyi yap-işlet-devret mi yapacaksın? Ay gülmekten bayılacam!
Konuşmalar böyle sürüp gidiyor.
Bunlar siyasi lider ve yöneticilerin söyledikleri.
Sosyal medya ise daha feci…
Ülkeyi yönetmeye talip olanların söyledikleri bu şekilde ise,
Sosyopatların sosyal medyada yazdıklarını varın siz tahmin edin.
PEKİ,
SİYASİ PARTİ LİDERLERİ NEDEN BU KADAR RAHAT?
Çünkü,
Bu kadroların ülkeyi yönetme diye bir dertleri yok.
Haliyle
Bunun için ne bir hazırlıkları var, ne de çalışmaları… Birkaç sloganla nasıl olsa mevcut milletvekillerini çıkaracak kadar bir oy da alıyorlar.
O zaman
Erbakan hoca gibi büyük emekler verip hazırlık yapmaya ne gerek var?
MUHALEFET PARTİLERİ BÖYLE DE,
AYDINLARI NASIL?
Aynı!
Yukarıda biraz anlattım.
Kaldığım yerden devam edeyim.
Gündem Ay’a gidişle ilgili olduğu için
CNN’de Ahmet Hakan beş konuşmacı çağırmış.. bunlardan ikisi iflah olmaz muhalif.
Olabilir ama insan TV programına çıkarken biraz hazırlık yapar değil mi?
Bunlarda zerresi yok. Ezberledikleri birkaç kalıp var onları tekrar edip durdular. O ezberlediklerinin çoğu da yanlış bilgiler.
UZAYDA OLMAYAN
ÜLKESİNİ SAVUNAMAZ, BAĞIMSIZ KALAMAZ…
Savunma konularında uzman olan Mete Yarar gayet güzel bir şekilde
Meselenin Ay’a gitmekten çok, uzayda olmamız gerektiğini.. gelecekte uzayda olmayan ülkelerin karşılaşacakları problemleri gayet güzel bir şekilde açıkladı.
SABIR TAŞI
Muhalifler
Yine bilindiği gibi
“Biz kimiz ki? Bu bütçeyle mi uzaya çıkacağız? Millet aç aç!” gibi sloganik ifadelerle itiraz ettiler.
Bunun üzerine Mete Bey, klas duruşunu bozmadan ve anlaşılacak bir şekilde
Bu işin bir uzay paket programı olduğunu,
Cumhurbaşkanımızın da
Bu programın on adımda gerçekleşeceğini söylediktan sonra
Anlaşılsın diye
Mevzuyu 5 ana başlık halinde özetledi.
1- Uydu geliştirme
2- Türkiye’ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi GPRC
3- Yer gözlem istasyonu
4- Uzay konusunda etkili ve yetkin insan kaynağı
5- Milli uydu fırlatma sisteminin kurulması
Olduğunu söyledi.
HEDEFLERİN NERESİNDEYİZ?
Daha sonra bu hedeflerin neresinde olduğumuzu
Yani
İşe sıfırdan başlamadığımızı, şu tarihte şu yapıldı falan diyerek tek tek anlattı.
Sözüne devamla,
“Uzay çalışmalarında olmak istiyorsanız, uydularınızın olması lazım, uydularınızın olması için de bunlara ait merkezlerinizin olması lazım.
Biz şu anda
Bu konularda %70 noktasına geldik.
2012 yılından beri uzaya roket fırlatma üzerine çalışılıyor.
Türkiye bugüne kadar 5 defa uzaya çıktı. 100 km’nin üzerine çıktığınız zaman uzaydasınız.. Türkiye bunu 5 kez başardı.
TUSAŞ’ta uydu yazılım mühendisliği var.
Yani
Uzaya çıkmak Ay’a inmek için alt yapı var.
Bu işle 2012 yılından beri çalışan ekipler var.” Diyerek sözünü tamamladı.
Ben buraya Mete beyin sözlerini derleyerek aktardım.
Çünkü muhalifler
“Şuyumuz yok, buyumuz yok, biz kim uzaya çıkmak kim? Bizim neyimiz var da uzaya veya Ay’a çıkacağız” gibi araya girerek sordukları sorulara verilen cevapları derledim.
Onlar sordukça
Mete Bey gayet makul bir şekilde sıkılmadan, üşenmeden anlattı.
Çünkü adam hazırlıklı. Bu iş için emek vermiş, hazırlık yapmış, onlar gibi boş beleş konuşmuyor.
NE BEKLERSİNİZ?
Bütün bunları duyduktan sonra, içimden şöyle dedim:
Muhalifler ” biz bu kadarını bilmiyorduk..” deyip onlar da bir vatan evladı olarak heyecan duyarlar diye beklerken,
Ahmet Hakan da benim gibi düşünmüş olacak ki,
Onlara dönüp:
– İkna oldunuz mu?
Dedi.
Adamlar şartlanmış muhalif ya. “Hayır” deyip az önce söylediklerini bir-iki ziyadesiyle takrar ettiler.
O ziyade ettikleri şey de,
Kanal İstanbul ve Suriyelilere yapılan yardım.
Halbuki Kanal İstanbul için bütçeden ayrılan tek bir lira yok.
Aynen
Uzay çalışmaları için ayrılan kaynaktan bilgileri olmadığı gibi.
Adamlarda bilgi yok,
Araştırma yok
Çile yok
Heyacan yok
Ama cüret var. Cesaret değil cüret.
Ellerinde diyanet, imam-hatip, Suriyeliler meselesi var
Bütün konuşmaları bunların üzerine bina etmeye çalışıyorlar.
Diğer tarafta
Mete bey olsun diğer iki konuşmacı olsun
Konuşmalarını
Bir sürü emek vererek, araştırarak (konuşmacılardan birisi programa gelmeden NASA’da çalışan bir Türk mühendisle konuşmuş) uğraşarak sahip oldukları bilgiyi seyirci ile paylaşırken, berikiler bir laf ediyor, mevzu başka yöne akıp gidiyor.
Bir ara
Ahmet Hakan’da bu zokayı yuttu.
“Kardeşim ne oluyor, mevzumuz diyanet veya imam-hatip değil ki!” diyemedi. İşi akışına bıraktı.
KONYALI TORNACILAR
SİLİKON VADİSİ
Diğer muhalif küçümseyerek “Konyalı Tornacılar “ diyecek oldu. Mete beyden okkalı bir şekilde cevabını aldı.
“O küçümsediğin Konyalı tornacılar geçen yıl 800.000.0000 $ ihracat yaptı
Ki,
Bu ihracat yaptıkları şirketler içinde dev ABD şirketleri var” dedi.
YAZILIM
Yine aynı muhalif
Yazılımda Silikon Vadisi’ne (ABD) bağlı olduğumuzu söyledi.
Yine Sağ olsun Mete bey hak ettiği cevabı verdi.
– Hayır kardeşim! Bizim milli bir yazılım sistemimiz var. Üstelik yazılımda ihracat yapıyoruz. Havelsan bu konuda dünyada ilk 100 şirket arasında.
Konuşmalar böyle sürdü gitti.
Daha yazacak çok şey var ama bu kadar yeter.
ASIL MESELE
Aslında mesele şudur:
Ülkemiz
Ne zaman ki, bağımsızlık yolunda bir adım atsa,
Onu sebote edecek içerden ve dışarıdan birileri çıkar.
Uzay programı da
Bu bağımsızlık adımlarımızdan biridir.
Önce
Dışardan ambargo koyarlar.
Yeterli olmayınca
İçerden yerli işbirlikçilerini işi sulandırmak için harekete geçirirler.
Ancak Mete bey bir şey söyledi ki,
Çok hoşuma gitti.
“Şu anda açıklananlar,
Teknolojimizin %10’u kadardır.
%90 teknolojimiz açıklanmıyor.
Açıklanan projeler 5-6 yıl önce geldiğimiz seviyedeki projelerdir” dedi.
Ben de öyle tahmin ediyordum
Ama
Bir yetkiliden duymak beni daha çok mesrur etti, içimi ferahlattı.
17.02.2021
Emin Batur
NOT: O günkü tartışma programından çok sayıda not aldım.
O notların hepsi çok önemli ve heyecan verici.
Konuşmalarda
Uzay çalışmalarından, uydu,motor,İHA, SİHA vs. ile ilgili
ülkemizin kısa sürede yakaladığı başarıyı sağ olsun konuşmacılar
öyle bir güzel anlattılar ki, tam bir destan…
Ancak
Bir yazıda hepsinden bahsetmek mümkün değil.
İmkan olsa
Derlediğim notları bir broşür haline getirebilsek.
Böylece
Gençler için, ülkemiz hakkında öğünecekleri
çok önemli teknolojik gelişmelerden haberdar olmuş olurlar.
EMİN BATUR