Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

BATI’NIN PİLİ BİTMİŞ!!!

 

Sanki genetiğimize kodlanmıştı BATI ‘lı olmak, BATI’ya yaraşır işler yapmak. Asıl tarihi daha eskilerde olmasına rağmen II. Mahmud’la beraber 1839’da başladı bu serüven! Ne de olsa bir Avrupa devletiydik. Onlara benzememiz gerekiyordu. Yoksa bizi dışlarlardı. Tanzimat Fermanı bunun ilk adımı oldu:

Sarığımızı çıkardık fes, şapka taktık, şalvarımızı çıkardık pantolon giydik, cübbemizi çıkardık ceket giydik, içliğimizi çıkardık gömlek giydik. Sultan Abdülmecid döneminde de kravat taktık.

Bu kadar değişikliği yapsak da Batılı devletler yine burun kıvırmaya devam ettiler. Yoksa bizi Avrupa Konseyi’ne bizi almazlardı. Tabi bizden yeni adımlar atmamızı bekliyorlardı. Tanzimat Fermanı’ndan onyedi sene sonra, 1856’da Islahat Fermanı’nı yayınladık. Sultan Abdülmecid’in tuğrasını taşıyordu bu ferman. Taahhüt edilenler şunlardı başlıca:

* Kiliselerin tamir edilmesinin, yeniden inşasının önü açılacak,

* Hıristiyanların da Türk ve Müslümanlar gibi devlet memuru olabilmelerinin önü açılacak ve her türlü okula girebilmeleri sağlanacak,

* Mahkemelerde herkes kendi dinine göre yemin edecek,

* Hristiyanların ne şekilde askerlik yapabileceği belirtilecek,

* Hıristiyanlar da il meclislerine üye olabilecek,

* Yabancı uyruklu olanların da vergilerini vermek suretiyle mal ve mülk sahibi olabilecek…

Avrupalılar bizim bunları yapacağımızı görünce alkışlılar bizi, bravo dediler… Paris Konferansı’nda değerlendireceklerdi bunu.  Çıkan sonuç Konseye alınma konusunda güzel bir gelişme olarak kabul edildi ancak yeterli değildi. Daha fazla imtiyaz istendi tabi. Eğer buraya dahil olmak istiyorsak daha Avrupai verilerle gelmemiz gerekiyordu.

Hülasa biz bunları yaptık, ettik derken 1856’da Avrupa Konseyi’ne dahil olduk. Fakat Avrupa genetiğinin şartları hiçbir zaman bitmiyordu. Bazı maddeleri var ki zaten bu genetiği aynen yansıtıyor. Mesela:

Osmanlı Devleti, Paris Anlaşması’nı imzalayan herhangi bir Avrupa devleti ile ihtilafa düşerse, kendi çıkarları istikametinde hareket edemeyecek, anlaşmazlığı Avrupa’nın hakemliğine bırakacaktı…

Bu ne şimdi. Al sana madde. İşgal maddesi değil de ne bu! Hala da devam etmiyor mu genetik şartları? 57 senedir hala alınamadı Türkiye birliğe. Neden alsınlar kardeşim. Müslümansın elhamdülillah, Osmanlısın elhamdülillah. Bundan bir iki asır kadar önce sana kefen biçenlerin hali şimdi nice oluyor gör. Yıkılmaya yüz tutulan bir Avrupa’ya Türkiye’nin

ihtiyacı yoktur. Türkiye daha müreffeh toplulukların ülkesidir. Eee onlar da artık kendi yağında kavrulsunlar…

Selam ve dua ile.

İbrahim Yavuz

İbrahim Yavuz *

Tüm Yazıları →
İbrahim Yavuz

Ayrıca Bakınız

KAYBOLAN GENÇLİK İDEALİZMİ -2-

3) BU MİLLETİN HAFIZASINI YOK ETTİLER  Bu milletin binlerce yıllık tarihi var. Bu tarih içerisinde 15 …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir