Cumartesi , 27 Nisan 2024
Son Dakika Haberler

ANNEYİ HAK ETME CENNETİ BEKLE!

Bugün anneler günü vesilesiyle annelere özel güzellemelerin yapılacağı bir gün yaşıyoruz. Dünyanın en güzel varlığı olduğundan, onsuz yapılamayacağından, anne sevgisinden daha kıymetli bir sevginin olamayacağından dem vurularak annenin insan hayatındaki önemi belirtilmiş olacak. Bunlar doğru ve güzel hakikatlerdir. Fakat başka hakikatler de vardır. Anneler evlatlarını yetiştirirken ellerinden gelen gelmeyen bütün imkânları seferber ederler. Var olan annesinin kıymetini bilmeyenler anneler günü vesilesiyle oluşan psikolojinin etkisiyle annelerini ararlar, sorarlar ve kendilerince gönüllerini aldıklarını düşünerek görevlerini yaptıklarına inanırlar. Bu aslında düpedüz bir züğürt tesellisidir. Tabi ki ana yüreğidir; günlerin, haftaların, ayların getirdiği ve biriktirdiği unutulmuşluk ve terk edilmişliği yüreklerine atarlar; bu aranmaya, sorulmaya, hal hatır edilmeye kayıtsız kalamaz ve koskoca adamlara (!) hak etmedikleri halde bebekken gösterdikleri şefkat ve merhameti yine gösterirler. Bu evlatlar aramış olmakla, aldıkları hediyelerle günlerin, haftaların, ayların ve yılların unutmuşluğunu sileceklerine inanıyorlar. İnşallah öyledir…

 

Annesini unutanlar acaba Allah’ın da sizi unutacağını hiç düşündünüz mü? Annesine, babasına merhamet etmeyen bir evlada Allah niye merhamet etsin? Bir eliniz balda bir eliniz yağda iken, karınızla, kızınızla, oğlunuzla mutluluk tabloları çizerken hiç düşündünüz mü, hiç aklınıza geliyor mu acaba anneniz ne yapıyor? Ben söyleyeyim, tanıdığı, bildiği insanlara, köyün veya mahallenin muhtarına ricada bulunuyor, beni doktora götür, beni hastaneye götür, bana şu ilacı al, tüp getir, un al vs. diye. Annenizin aklınıza gelmesi için köyden birinin aramasını mı bekliyorsunuz, hani tembih etmiştiniz bir şey olursa haber verin diye. İlle de o haberin gelmesini mi bekliyorsunuz? Hayır, dostum hayır. Böyle gittiğin müddetçe iflah olmazsın. Bu toplumun büyük çoğunluğunun anne-baba ilişkisi sıkıntılıdır, problemlidir. Ama diye başlayan cümleleriniz bir gün boğazınıza düğümlenecektir, aklınızı başınıza alın. Bunlar bir uyarıdır. Annesinin kapısını çalmayanlar, yandaki- alttaki-üstteki evine geçerken yanına uğramayanlar, elini almayanlar, bir tebessümü dahi esirgeyenler, kendileri doğalgazlı evlerde kışı yaz gibi yaşarken annelerini kömürle, kazanla, külle uğraştıranlar… Onları kapı vurulmasına, zil çalınmasına hasret bırakanlar, annelerinizin cenazesinde sakın ola ki ağlamayasınız. Zira melekler yüzünüze tükürecek, cemaat ne kadar da hayırlı bir evlat (!) olduğunuzdan bahsedecektir. Sağ meleğiniz annenizle olan ilişkinize dair günlerdir, haftalardır, aylardır bir şeyler yazmamış iken; sol meleğiniz yazdıklarının arasına nokta ve virgül bile koymaya fırsat bulamamış iken siz hangi cenneti hayal ediyorsunuz? Annenizin ayaklarının altına serili olan cennetini sen çoktan savurmuşsun da haberin bile olmamış. Sen şimdi asıl kendine ağla…

 

Ali Ulvi Kurucu hocamızdan bir hatıra nakledelim: Hocamızın muhterem eşi Almanya’da bir hastanede yatıyormuş, kızları ve oğulları sık sık ziyaretine geliyorlarmış. Aynı odada yatan Alman bir hastanın tek ziyaretçisi ise sadece eşi imiş. Hocamızın hanımını ziyarete gelenin yoğunluğu ve evlatlarının ilgisi dikkatlerini çekmiş. Alman hasta hanım eşine söylenmiş. Bizim de çocuklarımız var; fakat ne gelen ne de arayıp soran var. Bu nasıl bir iş böyle? Eşinin cevabı bizim kültürümüzden. “Hanım onlar öyle bir dine inanıyorlar ki cennet annelerin ayakları altında, onlar cennetlerine hizmet ediyorlar.” Bugün hastanelerimiz annelerimizle, aranmayan, sorulmayan, ilgisiz bırakılan annelerimizle doludur. Bu annelerimizin Alman bayanın durumundan ne farkı var? Bu evlatların o Alman bayanın evladından ne farkı var?

 

Anneler iki kere yetim kalırmış. Birincisi eşleri öldüğünde, ikincisi de evlatları anneleri yokmuş gibi davrandığında.Bütün annelerimizin, unutulan annelerimizin de anneler günü kutlu olsun. İmkân olsa da unutulmuş ve elini öpecek kimsesi olmayan annelerimizin elinden biz öpebilsek…

Ah annelerimiz ah!

Hani derler ya,

Anne hakkı ödenmez,

Sevmeye ömür yetmez,

Bütün dünya benim olsa,

Bir tane annem etmez.

 

Ömer Naci Yılmaz

Ö.Naci Yılmaz *

Tüm Yazıları →
Ö.Naci Yılmaz

Ayrıca Bakınız

GİYDİRİLMİŞ KERESTELER

Ömer Naci Yılmaz   Galatasaray ve Fenerbahçe takımları arasındaki Süper Kupa maçının, Suudi Arabistan’da oynatılmamasından dolayı …

DERGİDEKİ DİĞER YAZILAR



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir